Takvim yaprakları yine tükendi. İnsanlık, koca bir yılı daha geride bırakmaya hazırlanıyor. Bu gece, yani 31 Aralık gecesi, dünyanın büyük bir kısmı havai fişekler, ışık gösterileri, konfetiler ve k utlamalar eşliğinde “zamanı” bir kez daha geçmişe gömecekler. Yıl sonları, rakamların konuştuğu zamanlardır. Kim ne kazandı, kim ne kaybetti, hangi hedef tutmadı, hangisi revize edildi.... Misal, parasını ocak ayında altına yatıranlar mı kârlı yoksa borsada kalanlar mı? Herkesin bir hesabı var. Ajandalar
Takvim yaprakları yine tükendi. İnsanlık, koca bir yılı daha geride bırakmaya hazırlanıyor. Bu gece, yani 31 Aralık gecesi, dünyanın büyük bir kısmı havai fişekler, ışık gösterileri, konfetiler ve k
utlamalar eşliğinde “zamanı” bir kez daha geçmişe gömecekler.
Yıl sonları, rakamların konuştuğu zamanlardır. Kim ne kazandı, kim ne kaybetti, hangi hedef tutmadı, hangisi revize edildi....
Misal, parasını ocak ayında altına yatıranlar mı kârlı yoksa borsada kalanlar mı?
Herkesin bir hesabı var. Ajandalar kapanır, takvimler yenilenir,
“Nasıl bir yıldı?” sorusu mutlaka sorulur.
Yeni yıl yeni hayaller, hedefler, yatırımlar demek. Zaman imkândır.
Oysa
zaman, Gazze’de çoktan öldürüldü.
Biz 2026’ya girmek için geri sayım yaparken, soğuğun ve açlığın kol gezdiği Gazze’de anneler, çocuklarının nefes alabilmesi için dakikaları sayıyor.
Bu yılın sonunda kendimize sormamız gereken en yakıcı soru şu olmalı:
Neyi kutluyoruz ve nelerin hesabını yapıyoruz?
Gazze’de bebekler açlıktan ölürken,
biz hangi "yeni” ve “mutlu” yıldan bahsedebiliriz?
Geride kalan yıldan takvim yaprakları düşerken Gazze'nin çocukları da toprağa düştü. Ajandalar kapanırken, Gazze'de toplu mezarlar açıldı. Dünya “normalleşmeleri” konuşurken Gazze yerle bir edildi.
Bu yılı havai fişeklerle uğurlamak,
o çocukların ahını göklerden üzerimize düşürmez mi?
Yıl bitiyor. Yeni yıl geldi. Ancak yeni yıl sadece takvimle, geri saymayla gelmez. Bu yıl artık bir taraf seçmeliyiz. 1 Ocak sabahı buluşulacak
Galata köprüsü tam olarak "taraf olmanın" hattı olacak.
Köprünün iki yakasından bir tarafta olmalıyız. "Ortası" yok! Bu bir siyasi gösteri değil. Bir irade beyanı. Duruşun ilanı.
Neden mi Galata'da olmalıyız?
Çünkü dünya, yılbaşı sarhoşluğunu üzerinden atmaya çalışırken, a
yık olduğumuzu, uyanık olduğumuzu ve nöbette olduğumuzu haykırmalıyız.
Sonra bu ülkeye. Sonra da hâlâ
“tarafsızlık” diye bir sığınağın olduğunu zanneden herkese.
Çünkü mesele sadece Gazze değil.
Gazze, sonuçlardan biri. En dirisi! Ama sonuncusu değil.
İsrail’in aylardır sürdürdüğü katliam artık yalnızca Filistin meselesi olmaktan çıktı. Bugün Batı’da, Amerikan düşünce kuruluşlarında ve İsrail kamuoyunda;
yeni çatışma alanlarının, yeni savaşların adı konuşulurken, tehdit başlıkları sıralanırken "asıl hedefin" Türkiye olduğu yüksek sesle de dile getiriliyor.
Bu, bir komplo değil. Açık açık yazılan, çizilen, tartışılan senaryolar...
Böyle bir tabloda evde oturmak, susmak, kulakları tıkamak ve
“bizi ilgilendirmez” rahatlığına sığınmak en baştan yenilmektir. Zihnen teslim olmaktır.
Net olmak zorundayız. Yarım cümlelerle konuşamayız.
“Ama” ile başlayan kontra cümleleri dillerden silip atmalıyız.
1 Ocak sabahı Galata’da atılacak her adım, birer beyandır:
“Buradayız! Unutmadık! Alışmadık! Susmadık!”
Bu yürüyüş, devasa bir kalabalığın İstanbul fotoğrafını vermek için yapılmıyor. Tarihin bu anında nerede durduğumuzu kayda geçirmek için yapılıyor. İleride,
“o günler yaşanırken sen ne yaptın?” diye sorulduğunda,
verecek cevaplarımız olsun, başımızı yere eğmeyelim diye yapılıyor.
Bazı yıllar hesapla kapanmaz. Kutlamayla uğurlanmaz. Bazı yıllardan geriye doğru sayılmaz. Bazı yıllardan ise çıkılmaz.
Sadece Gazze için değil coğrafyamız adına da 2023, 2024 ve 2025 böyle yıllardı. Gelecekte çok fazla dönüp bakacağız, büyük hesapların, hesaplaşmaların mihenk taşları olarak üzerlerinde duracağız.
Galata Köprüsü yarın sabah sadece iki yakayı değil,
Kudüs’ün kaderiyle İstanbul’un istikbalini birbirine bağlayacak.
Unutmayalım: Tarih bir kez daha uyuyanları değil, direnenleri yazacak.
Yılın ilk vakitlerinde
memleket için, coğrafya için, Gazze ve tüm insanlık için dimdik ayakta
olmak ümidiyle, görüşmek üzere…
#Gazze
#Filistin
#Toplum
#Ersin Çelik