Mısır’da atılan imzalarla birlikte, Gazze semalarında aylardır uğuldayan ölüm makinelerinin motorları sustu. Birkaç gecedir, hayatta kalan çocuklar bomba sesleriyle değil, annelerinin ninnileriyle uykuya dalıyor. Bizleri bir anlığına teskin eden bu sessizlik, bu kısacık nefes anı şüphesiz çok değerli. Ancak bu sükûnetin, bu ferahlamanın vicdanlarımızı sağırlaştırmasına, hafızamızı köreltmesine asla izin vermemeliyiz.
Kâğıt üzerinde güzel duran bu “barış” dili, aslında denkler arasında olmayan bir işgali, tarihte görülmemiş bir soykırımı durduran anlaşmadan ibaret. Peki ne oldu da bu masanın kurulması icap etti? Trump’ın Netanyahu’ya “Tüm dünyayla savaşamazsın” çıkışıyla başlayan, BM’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çabaları ile kurulan temaslar ve akabinde İslam ülkelerinin liderleriyle devam eden siyasi süreç, İsrail’i bu ateşkese mecbur bıraktı aslında. Yoksa İsrail gerçekten de tüm dünyayla, devletlerle olmasa da halklarıyla savaşmak zorunda kalacaktı. Yükselen öfkenin Akdeniz’i yarıp Gazze sahillerine nasıl ulaştığını geçen hafta an be an yaşadık. Şu da var: Filoların ardı arkası kesilmeyecek, İsrail, olası tüm müdahale senaryolarını göze alan siviller tarafından abluka altına alınacaktı.
O defter, 1948’den beri boyunlarda asılı kalan ev anahtarlarının, yerle bir edilen Filistin köylerinin, “Gazze’deki her çocuk açlıktan ölmeli” diye katliam fetvası veren hahamların ve o fetvayı alkışlayan kalabalıkların kaydını tutuyor. Sayfaları kanla, gözyaşıyla ve insanlığın utancıyla yazılmış bu defter, bir halkın nesillerdir süren adalet davası aynı zamanda.
Bugün Gazze’de ateşkesi kabul etmek bu ağır tarihsel sorumluluğun bir yansımasıdır. Bu, davadan vazgeçmek değil, davanın sahibi olan insanı yaşatma iradesidir. Ancak İsrail’in ve hamilerinin asıl hedefi, bu insani zorunluluğu istismar ederek Soykırım Defteri’ni tamamen kapatmak olacaktır. Ateşkesi, uluslararası mahkemelerde süren yargılamaları akamete uğratmak, “artık barış geldi, geçmişi unutalım” diyerek işledikleri suçların hesabını vermekten kurtulmak için kullanmak isteyecekler şüphesiz.
Böyle bir tuzağa düşemeyiz. Ateşkes, İsrail’in ve ortaklarının işlediği suçları aklamaz, aksine o suçların delillerini daha net bir şekilde toplayacağımız bir zaman dilimi açıyor. Gazze’nin molozları altından çıkarılacak her bir cansız beden, o Soykırım Defteri’ne eklenecek yeni bir kanıt olacak.
Tekrar tekrar vurgulayalım: Ateşkes, Trump’ın siyasi şovunun resmi belgesi ve soykırım defterini kapatmak için değil, o defterin hükmünü adaletle icra etmek için bir nefes alma anı olmalı. Bombalar susabilir ama adalet arayışı asla susmayacak. O Soykırım Defteri, hesabı görülene dek açık kalacak.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.