İyi kalpli insanla modern toplum kurulmaz…

04:0029/08/2019, Perşembe
G: 29/08/2019, Perşembe
Faruk Aksoy

İnsanın kanını donduran, o vahşi cinayetin ardından Türkiye ayağa kalktı, neredeyse bir haftadır bütün televizyon kanalları yayın akışlarını, program konularını değiştirdi, kadın cinayetlerini tartışıyor.Doğrusu benim açımdan cinayete kurban giden insanın kadın ya da erkek olması fark etmiyor, cinayet cinayettir.Vahşeti “kadın cinayeti” diye kategorize ettiniz mi, hukuk dışı kavramların peşine düşüyorsunuz, başka şeylerden medet umuyorsunuz, sorunu kökünden kavramak yerine örf, adet, gelenek hatta

İnsanın kanını donduran, o vahşi cinayetin ardından Türkiye ayağa kalktı, neredeyse bir haftadır bütün televizyon kanalları yayın akışlarını, program konularını değiştirdi, kadın cinayetlerini tartışıyor.

Doğrusu benim açımdan cinayete kurban giden insanın kadın ya da erkek olması fark etmiyor, cinayet cinayettir.

Vahşeti “kadın cinayeti” diye kategorize ettiniz mi, hukuk dışı kavramların peşine düşüyorsunuz, başka şeylerden medet umuyorsunuz, sorunu kökünden kavramak yerine örf, adet, gelenek hatta din sorgulaması yapıyorsunuz.

Yani hepimiz yapıyoruz, sizi, bizi yok…

Adam eski karısını bıçakla doğramış, görüntüler sosyal medyada paylaşılmış, bunları izleyen milyonlarca insanın ağzından dökülen itiraz cümlesi şu: Erkek adam bunu yapmaz, erkek adama yakışmaz…

Bir kere “erkek adam” diye bir ırk yok…

Öyle bir cinsiyet yok…

Öyle bir davranış şekli yok…

Baştan “erkek adam” diye girdiğin her cümle yanlış, sonuçları itibarıyla tehlikeli.

Toplumun bir cinayeti anlama ve yargılama şekli “erkeklikle” ölçüldüğü müddetçe, o lanet olası erkekliğini ispatlamaya çalışan aşağılık bir katilin işlediği cinayeti de gerçek manada tartışamazsın.

Bu sadece bir kadın cinayeti değil, böyle değerlendirilemez.

Bu kendinden uzaklaştırılmış, anlamını yitirmiş, aklından fazlasıyla kandırılmış zavallı insanların birbirlerini doğradıkları yeni yaşam kültürünün sonuçlarıdır.

Bu seferki aşırı tepkinin nedeni seyirci kitlesi, görüntülerin kaydedilmiş olması…

Yoksa bütün cinayetler trajiktir ve muhtemelen bütün cinayet mağdurları da ölüm anında o talihsiz kadının yürek yakan yakarışlarına benzer şeyler söylemektedir.

Yeni yaşam kültürü olanı biteni kaydetme, haber verme, yayma, izlenme ve gündem olma üzerine kurulu.

Televizyon kanalları, herkesin gönüllü haberci olabileceğini söylüyor, çekin gönderin, biz yayınlayalım, diyor.

Çocuk eziliyor, etraf görüntü alma peşinde, adam kaza yapmış, birisi otomobilin üstüne çıkmış en güzel açıyı kaydetmeye çalışıyor, sokakta insanlar birbirini kesiyor, kenarda duran kalabalık yorumlu kayıt yapılıyor.

Whatsapp’tan televizyona gönderecek, görüntüleri yayınlanacak, yeni yaşam kültürü böyle.

Böyleyiz artık, tıklandıkça tırtıklanıyoruz, çekim gücü yüksek, yaşam gücü alçak bir hayat sürüyoruz.

Yeni yaşam kültürü derken sadece kentleri, kalabalıkları işaret etmiyorum.

Kırsal da varoşa dönüştü maalesef, insanların yüzlerinden nefret akıyor, her haliyle dişlerini gıcırdatan korkunç bir kalabalık geliyor arkadan.

Kimseye bir şey söylenmiyor, herkesin ağzında bir racon derlemesi, hazır cümlelerle veriliyor mesajlar, en küçük bir meselede ahkam kesmeler, üst perdeden konuşmalar çok normal şeyler artık.

Herkes reis, herkes başkan, herkes ajan… Hitaplar tehlikeli bir kere…

Bir kişi yok ki başını yana eğsin, ben bu konu hakkında bir şey bilmiyorum, desin.

Kadını erkeği, evlisi bekârı, okumuşu okumamışı… Nasıl bir cahiliye patlamasıdır, inanılır gibi değil.

Bütün bunları bir kadın öldürüldü, diye söylemiyorum, o cinnet haline, o ruhsuz ve tehlikeli katil psikolojisine insanı adım adım götüren yolun taşlarını tarif etmeye çalışıyorum.

Normalde derenin kenarında mısır çapalaması, fındık tarlasında başak yapması gereken Karadenizli kız kardeş butik açıyor, güya üreten zümreye dâhil oluyor.

Kurbanlık hayvan yetiştirmesi, köy düğününde halay çekmesi gereken erkek kardeş de çek kesmeye, vadeli hayatlar kovalamaya başlıyor.

Olmuyor tabi, yaşam alanı daralıyor, tıkanıyor, strese giriyor…

Aklından fazlasıyla kandırılan bu insanlar kendilerinin de tarif edemedikleri bunalımlara sürükleniyor, işe yaramaz özgüven patlamaları yaşıyor.

Kadını erkeği yok bunun, son iki haftada Türkiye’de basına yansıyan 16 cinayet işlendi.

Komşusunu öldüreninden tutun da otelde ölü bulunanına kadar bir dizi farklı gerekçelerle insanlar katledildi.

Daha geçen gün Samsun’da…

Bir adam apartman dairesinde tartıştığı engelli eşini ve kızını öldürdü, sonra da polise teslim oldu.

Bedensel engelli, yani özürlü bir kadın neden öldürülür, buna anlam verebiliyor musunuz?

Bu vahşeti kadın cinayeti olarak mı değerlendiriyorsunuz?

Hayır…

O adam için kadın ya da erkek, fark etmez…

O adam merhamet duygusunu yitirmiş, ağlamayı unutmuş, hayatın istikametini kaybetmiş bir zavallıdır çünkü.

Ve o zavallı için hayatın son sahnesini yoksul bir apartman dairesinde korkunç bir cinayetin tarafı olarak hazırlayan düzen de en az onun kadar suçludur.

İyi kalpli insanlardan modern bir toplum kuramazsınız…

Çünkü iyi kalpli insanların ne yapacağı belli olmaz…

İyilik yapmaya ne kadar müsaitseler, kötülük için de o kadar tez canlıdırlar.

Dikkat edin…

Her cinayetten sonra katili tanıyanların ilk cümlesi şudur: Ya aslında böyle biri değildi, çok iyi bir insandı, biraz içine kapanıktı ama kimseye de bir zararı yoktu…

Yoktu ama…

İyi insandan profesyonel insana, manuel hayattan dijital hayata, kas gücünden kanun gücüne geçişin ağır sancıları yaşıyordu.

Maalesef ezildi…

#Kadın
#Cinayet
#Vahşet
#Erkek
#Toplum