Aslında Hicri ikinci asrın ilk çeyreğinden itibaren İslamî ilimlerde ihtisaslaşma başladı. Fıkıh, kelam, tefsir ve hadis isimlendirmesi, en genel çerçevesiyle de olsa bunu anlatır. Ardından bu ilimler belli bir sistemle tedvin edildi. Fıkıh külliyatı, hadis külliyatı oluştu.Genel olarak temizlik ve ibadetlerle başlayan, evlenme boşanma ve muamelatla devam eden, cenazenin defni ve mirasının paylaşılmasıysa sona eren bir fıkıh sistematiği oluştu.O günden bugüne her kitap yazan fıkıhçı yazdıklarında
Aslında Hicri ikinci asrın ilk çeyreğinden itibaren İslamî ilimlerde ihtisaslaşma başladı. Fıkıh, kelam, tefsir ve hadis isimlendirmesi, en genel çerçevesiyle de olsa bunu anlatır. Ardından bu ilimler belli bir sistemle tedvin edildi. Fıkıh külliyatı, hadis külliyatı oluştu.
Bizim dışımızdaki dünyada ise bilimin patlama yapmasıyla birlikte yeni hukuki alanlar doğdu ama modern zamanlara kadar fıkıhta buralarda da ihtisaslaşma olmadı. Bunda muhtemelen “içtihadın tecezzisi olmaz”, yani sadece belli konularda müçtehit olunmaz, müçtehit olma vasfını kazanan bir âlim her konuda müçtehit sayılır görüşü, karşıt görüş var olsa bile, etkili oldu. Ulema-i kül olmak hedef sayıldı.