Meselemiz, dindar, bunun tabii sonucu olarak edepli ve ahlaklı nesiller yetiştirmek.
Bizim meselemiz bakımından dindar, “inancı ve ameli olabildiğince kâmil” Müslümandır.
Edep ve ahlak da İslam ahlakıdır, zorunlu ve tabîî değişim çerçevesinde geleneği temsil eden edeptir.
Hedefimize ulaşabilmek için aile ve arkadaşın en önemli ve ulaşılabilir birer unsur olduğunu düşündüğümü yazmıştım. Okul, toplum, dünya, ekonomik şartlar, sorumlu Müslümanların bireyler olarak müdahale alanına giremiyor.
Din ve ahlak eğitimi verebilen aileye ulaştığımızda, benzer ailelerin çocuklarından arkadaş seçmeyi başarırsak arkadaş unsuru elde edilmiş olur.
Asıl zorluk amaca uygun ailenin bulunması/oluşması.
Ailenin ilk adımı evliliktir; uygun bir evlilik ile başlayan hayat yolculuğu içinde elbette eğitim de vardır.
Peki gençlerin evlenme ile ilgileri nasıl?
Bu konuda internette kısa bir araştırma yaptım, elde ettiğim bilgiler hayli uzun ve detaylı, önce bir özet vereyim, sonra (belki gelecek yazıda) bu bilgilerle ilgili düşüncemi aktarayım:
Türkiye’de evlilik, uzun yıllardır kültürel ve sosyal yaşamın temel taşlarından biri olarak görülmüştür. Ancak son yıllarda genç nüfus arasında evlilik kararlarının ertelenmesi veya hiç evlenmeme eğilimi giderek artmaktadır.
Bu sonucu birçok sebebi var: Ekonomik belirsizlikler, artan yaşama maliyetleri, eğitim sürelerinin uzaması ve kariyer öncelikleri, değişen sosyal normlar, bireysel özgürlük arzusu; psikolojik belirsizlikler ve hukuki riskler, gençlerin evlilik kurumuna bakış açılarını derinden etkilemektedir. Tüm bu faktörler, evliliğin eskiden bir zorunlulukken, günümüzde bireysel ve toplumsal tercihlere bağlı olarak ertelemeye tabi tutulmasına yol açmıştır.
Sebepleri/amilleri biraz açacak olursak:
*Yüksek yaşama ve barınma maliyetleri, düğün ve ev kurma harcamaları gençlerin evlilik kararını zorlaştırmaktadır.
*Gelir belirsizliği ve işsizlik, ekonomik bağımsızlık sağlanmadan evlilik düşüncesini ertelemeye yol açmaktadır.
*Uzun eğitim süreci ve artan kariyer hedefleri, evlilik yaşını yükseltmektedir.
*Kadınların iş hayatına daha fazla katılması, evlilik öncesinde maddi ve mesleki tatmin arayışına neden olmaktadır.
*Geleneksel evlilik anlayışının yerini, bireysel özgürlük ve kişisel tatmin arayışları almaktadır.
*Gençler, evliliği yalnızca aile kurma zorunluluğu değil, aynı zamanda duygusal ve ekonomik beklentiler çerçevesinde değerlendirmektedirler.
*Boşanma endişesi, evlilikte yüksek beklentiler ve özgürlük kaybı korkusu, evliliğe yönelik güvensizliği artırmaktadır.
*Geleneksel değerlerin çözülmesi, gençlerin bireysel kimliklerini koruma isteğini öne çıkarmaktadır.
*Devlet desteklerinin yetersizliği ve hukuki riskler, evlilik kararlarını olumsuz yönde etkilemektedir.
*Nafaka, mal paylaşımı ve boşanma süreçlerindeki adaletsizlikler gençleri evlilikten uzak tutmaktadır.
Gençlerin evlilik konusundaki kararlarında bu çok katmanlı sebeplerin etkisi göz önünde bulundurulduğunda, toplum olarak evliliğin geleceğine dair daha kapsamlı ve bütüncül politikaların geliştirilmesi gerekmektedir.
Neler yapılmalı?
Uzmanlar özetle şöyle diyorlar:
* Küresel ekonomik dalgalanmalara paralel, gençlere yönelik kamusal destekler artırılmalıdır.
*Eğitim ve kariyer planlamasında esnek yaklaşımlar sağlanarak, evlilik ile kişisel gelişim arasındaki denge desteklenmelidir.
*Toplumsal normlarda yaşanan dönüşüm dikkate alınarak, evliliğin getireceği duygusal tatmin ve karşılıklı sorumluluklar ön plana çıkarılmalıdır.
*Hukuki düzenlemelerde evlilik sürecinin daha güvenli hale getirilmesi, boşanma ve mal paylaşımı konularında adaletin sağlanması için reformlar yapılmalıdır.
Gelecek yazıda bu tespitler üzerine tahliller, yorumlar ve teklifler yapmaya çalışalım, inşaallah.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.