
Birileri “İslâmcılık, isimlendirme olarak yanlış, İslâmcılık bitti, Müslüman kelimesi yeterli, başka isme gerek yok…” dedikçe ben karşı görüşümü yazmaya devam edeceğim.
Yakında bir sohbet dinledim, değerli konuşmacı bir soru üzerine, mealen şöyle dedi:
1. İslâmcılar birkaç şey istiyorlardı, bu iktidar onları yaptı ve İslâmcılık bitti,
2. Ümmet Müslümandır, biz Müslümanız, İslâmcı diye bir başkası yok,
3. İslâmcı kelimesi Müslümanları azaltıyor,
4. Sporcu spor değildir, demirci demir değildir, kayıkçı kayık değildir, İslâmcı da İslâm değildir…
Ben de diyorum ki:
Ortada bir oluşum, bir vakıa, bir dâvâ, bir hareket ve bunu temsil eden değerli insanlar var; buna uygun bir ad vermek gerekiyor, aşağıda tarif edeceğim bu şeye yıllardan beri İslâmcılık denmiştir; ya böyle bir şey yok diyeceksiniz veya ismi beğenmiyorsanız siz de bir başka isim vereceksiniz.
Nedir bu İslâmcılık denen şey?
Var mı, yok mu?
İslâmcılık, “İslam dininin kâmil ve sahih temsili, tebliği, korunması ve yayılması ile Müslümanların birlik olmasını dert ve dava edinmek” demektir. Böyle bir derdi ve davası olanlara İslâmcılar deniyor.
“Müslüman kelimesi yeter, bu kelime o manayı da ifade ediyor” diyorsanız, o zaman bütün Müslümanların böyle bir “derdi, davası ve hareketi var” demiş oluyorsunuz ki, bunu Müslümanların tarih boyunca ve mevcut durumu tekzîb eder.
Müslümanlar, oldukça az sayıda ‘İslâmcı Müslümanlar’ ile ‘İslâmcı olmayan Müslümanlar’ olarak iki çeşittir. Her ikisi de Müslüman oldukları için, İslâmcı terimi Müslümanları azaltmaz.
İslâmcı, içinde bulunduğu durum ve şartlara göre bazı ıslah noktalarını öne alır; diyelim ki, başörtülü mağduriyeti, İmam-Hatiplerin mağduriyeti, okullarda İslâm dininin öğretilmesi bir zaman ve mekânda İslâmcının acil konusu olur; olur ama, bunlar halledilince ana dava sona ermez. Tarifime dikkat edilirse İslâmcılık, İslâm, Müslümanlar ve insanlar var oldukça devam eder ve edecektir; çünkü bunu Allah Teâlâ’nın emriyle Peygamberimiz (s.a.) başlatmış, “kıyamete kadar bir kısım Müslümanların bu yolda sebat edeceklerini” de Efendimiz bildirmiştir.
Evet “sporcu demek spor demek… değildir”, ama sporcu ile spor arasında bir ilişki yok mudur?
Kimse demiyor ki, İslâmcı İslâm’dır.
Peki ne diyor(uz)?
İslâmcı, “yukarıda tarifini verdiğim vazifeyi yapan”dır diyoruz, tıpkı sporcunun spor yapan olması gibi.
Rusya’da yetmiş yıllık zulme, baskıya, beyin yıkamaya rağmen Müslümanlar yok olmadılar ise, Çin'de Uygurlara ve benzerlerine uygulanan zulüm de kalplerdeki İslâm’ı -inşaallah- söküp alamıyorsa, zamanın ruhuna rağmen Müslümanlar artıyorsa, bunun, İslâmcılıkla ilgili iki sebebi vardır:
1. Kelleyi koltuğa alan İslâmcıların dahilde mücadelesi,
2. Nispeten hür olan ülkelerde yaşayan İslâmcıların karşı mücadelesi; temsil ve tebliğ faaliyetleri.
Şimdi biri çıkıp, “bunları yalnız İslâmcılar (ümmetin derdini dert, çare bulmayı vazife edinen Müslümanlar) değil, bütün Müslümanlar yapıyor” diyebiliyor mu?
Diyorsa, “dilin kemiği yok” varsın desin der geçerim.
Hayır, bütün Müslümanlar bunu yapmıyor, ama yapanlara “İslâmcı demek hoşuma gitmiyor” diyen olursa ben de, “Sen hoşuna giden bir isim söyle, bizim de hoşumuza giderse kullanırız” derim.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.