Özel’i FETÖ’ye yedirmeyiz

04:0024/08/2024, Cumartesi
G: 24/08/2024, Cumartesi
Hüseyin Likoğlu

28Mayıs’tan bu yana CHP hareketli. CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmesiyle başlayan çalkantı, 31 Mart seçim başarısına rağmen devam ediyor. 1960 darbesi sonrası tarihine baktığımız zaman CHP’de iç mücadeleler hep olmuştur. Normal şartlarda CHP’de yaşananlar geçmişe bakılarak doğal bulunabilir. Ancak son 15 yıldır yaşananlar bildiğimiz CHP iç mücadelesinin dışında bir durum. CHP’de son 15 yılda yaşanan iç çalkantılar, dış müdahaleler yüzünden oluyor. 2010 yılının Ocak


28Mayıs’tan bu yana CHP hareketli. CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmesiyle başlayan çalkantı, 31 Mart seçim başarısına rağmen devam ediyor. 1960 darbesi sonrası tarihine baktığımız zaman CHP’de iç mücadeleler hep olmuştur.

Normal şartlarda CHP’de yaşananlar geçmişe bakılarak doğal bulunabilir. Ancak son 15 yıldır yaşananlar bildiğimiz CHP iç mücadelesinin dışında bir durum. CHP’de son 15 yılda yaşanan iç çalkantılar, dış müdahaleler yüzünden oluyor.

2010 yılının Ocak ayında çok ünlü, siyasete burnunu sokmayı seven bir işadamı, Deniz Baykal’ı makamında ziyaret edip, “Çok iyi gidiyorsunuz” diyerek, parti içine yönelik bazı düşüncelerini paylaşmış. Rahmetli Deniz Baykal, söz konusu düşüncelerden hiç hazzetmemiş. Ama olayı bir süre kimseyle paylaşmamış.

Aradan 4,5-5 ay geçmiş, Fetullahçı Terör Örgütü’nün Baykal’a yönelik kumpası ortaya çıkmış ve Türk siyasetinde eşi, emsali görülmemiş bir dizayn gerçekleşmişti. Deniz Baykal istifa etti. Ankara’da bütün gayretler Baykal’ı istifadan vazgeçirme yönünde seyrederken, Kemal Kılıçdaroğlu da aynı kapsamda Baykal’ı ziyaret etmişti. Zinhar genel başkanlığa aday olmayacağını ilan eden Kılıçdaroğlu, bu açıklamasının üzerinden

12 saat geçmeden adaylığını ilan etti.

Ünlü işadamının deyimiyle CHP’de işlerin çok iyi gittiği bir dönemde genel başkan değişikliği oldu. CHP’de beklenmedik siyasi dizayn sonrası Türk siyasetinde yaşanan kutuplaşma, siyasi düşmanlık, nefret söylemi gibi çok ağır tahribatların yanında, başka siyasi partilerde de siyasi dizayn kumpasları kendini göstermeye başladı.

2011 seçimleri öncesinde MHP’nin başkanlık divanı hedef alındı, Devlet Bahçeli’nin 10 kurmayı istifa ettirildi. Belli ki amaç MHP’yi ele geçirme ve seçimlerde baraj atında kalmasını sağlayıp, Meclis dışında bırakmaktı. Zira 2007 seçimlerinde Meclis’e giren MHP, Cumhurbaşkanlığı seçimi başta olmak üzere vesayetçilerin birçok tezgâhını bozmuştu. FETÖ aynı dönemde 120’ye yakın aday adayıyla AK Parti’ye sızmaya çalışmıştı.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun dış müdahaleyle CHP’nin başına getirilmesinin ardından Türkiye içeride ve dışarıda büyük badirelerle karşılaştı. 2012’de MİT krizi, 2013’te Gezi olayları ve 17-25 Aralık kumpası, 15 Temmuz 2016’da darbe girişimi, sınır ötesi operasyonlar... Ve maalesef Kemal Bey bütün bu kırılma anlarında hep devletin karşısında yer aldı.

2019 yerel seçimleri Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi ömrünü uzattı. Bu süre zarfında tüm Tayyip Erdoğan karşıtlarını bir masa etrafında toplamayı başardı. Ama bütün dış desteklere rağmen Kemal Bey sandıktan çıkmayı başaramadı. Böylece CHP’de yeni bir iç hesaplaşma dönemi başladı.


ÖZGÜR BEY DÜŞÜNDÜKLERİ GİBİ BİR SİYASETÇİ ÇIKMADI!

Kemal Bey’den umudunu kesenler, emanetçi gördükleri Özgür Özel ile yollarına devam etmeye karar aldı. Zoom toplantılarıyla ortamı hazırladılar, belediyelerin parasal desteğiyle delegeleri satın alarak, Kılıçdaroğlu’nu devirmeyi başardılar.

Ancak beklemedikleri bir durum oldu. Özgür Bey düşündükleri gibi bir siyasetçi çıkmadı. Yılların Meclis deneyimiyle emanetçi değil, kalıcı genel başkan profili çizdi. 31 Mart seçimlerindeki başarısıyla genel başkanlıktan liderliğe doğru yol almaya başladı.


BAYKAL’DAN VE İNCE’DEN SONRA SIRA ÖZGÜR ÖZEL’DE Mİ?

2010 öncesi siyasi anlayışı ve siyasi düşmanlığı bir kenara bırakıp, siyasi rekabeti dillendirmeye başladı. Normalleşme söylemini, normalleşme adımlarıyla sürdürdü. Bu durum birilerini çok fena rahatsız etti.

Özgür Bey aleyhine yavaş yavaş hareketlenmeler başladı. Kapı arkası görüşmeler, normalleşme karşıtı eleştiriler birbirini takip ederek geldi. Son olarak, Özgür Özel’in geçirdiği ev kazası neticesinde ayağının incinmesi üzerine FETÖ çirkin yüzünü göstermeye başladı.

Fetullahçı Terör Örgütü mensubu açık-gizli hesaplar, Özgür Özel’in kazasıyla ilgili dedikodu mekanizmasını hızla devreye aldı. Birisi Özgür Bey’in vurulduğunu iddia etti, diğeri “Bar-pavyon kavgası” dedi. Bu aşamaya gelindiğine göre daha iğrenç yöntemlere de başvurabilirler.

Özgür Özel durumun ciddiyetini ve kaynağını tespit ederek, şu açıklamayı yapmak zorunda kaldı: “FETÖ’cüler bana Ergenekon ve Balyoz’dan beri gıcıklar. Bize her fırsatta saldırıyorlar. Birisi yazmış ‘Özel kurşunla yaralandı.’ Sonra da abuk sabuk, aklı sıra muhalif tipler var ya, bize muhalif. Onlar bir şeyler yazmış. Lüzumsuz… Canımı FETÖ’cüler sıkmıyor da kendine CHP’li ve Atatürkçü diyenler peşine takılıyor, o canımı sıkıyor.”

Özgür Özel, FETÖ’nün bu dedikodusuyla boğuşurken, Ekrem İmamoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu, uzun bir zaman sonra ilk kez bir araya geldi. Deniz Baykal ve Muharrem İnce’den sonra sıra Özgür Özel’de mi?

#Siyaset
#Politika
#Hüseyin Likoğlu