Sandık tabi ki gelecek, 1930’larda mı yaşıyoruz

04:009/07/2025, Çarşamba
G: 9/07/2025, Çarşamba
Hüseyin Likoğlu

Yüzyılın soygunu kapsamında İstanbul’un görevden uzaklaştırılmış Belediye Başkanı gözaltına alındığı günün akşamında, Ekrem İmamoğlu’nu yakından tanıdığını bildiğim birine meseleyi sordum. Hem İmamoğlu’nu yakinen tanıyanların tepkisini ölçmek, hem de meseleyi tanıyanları gözüyle anlamak için. Hiç beklemediğim bir cevap aldım. “Türkiye 15 Temmuz’dan daha büyük bir badire atlattı” dedi, İmamoğlu’nu yakından tanıyan kişi. Şaşkınlığım yüz ifademe yansıyınca “Biliyorsun, ben iki seçimde de ona oy verdim”

Yüzyılın soygunu kapsamında İstanbul’un görevden uzaklaştırılmış Belediye Başkanı gözaltına alındığı günün akşamında, Ekrem İmamoğlu’nu yakından tanıdığını bildiğim birine meseleyi sordum. Hem İmamoğlu’nu yakinen tanıyanların tepkisini ölçmek, hem de meseleyi tanıyanları gözüyle anlamak için.


Hiç beklemediğim bir cevap aldım. “Türkiye 15 Temmuz’dan daha büyük bir badire atlattı” dedi, İmamoğlu’nu yakından tanıyan kişi. Şaşkınlığım yüz ifademe yansıyınca “Biliyorsun, ben iki seçimde de ona oy verdim” dedi ve niye böyle düşündüğünü geniş geniş anlattı.


20 Mart’tan beri yaşananları gördükçe o ilk konuşma aklıma geliyor. Türkiye gerçekten yolsuzluk soruşturmalarının ötesinde bir şey yaşıyor. Her ifade, resmin biraz daha netleşmesine yol açıyor. Özellikle CHP’nin sürdürdüğü sokak politikasına FETÖ’cülerden gelen açık destek, işin esasını ortaya koyuyor.


15 Temmuz’da Fetullahçı Terör Örgütüne darbe yaptıranların, darbe başarısız oldu diye Türkiye üzerindeki emellerinden ve hesaplarından vaz geçecek durumları yok her halde. Türkiye bu coğrafyada var olduğu sürece ülkemiz üzerinde her zaman emellerini sürdürecekler. Nitekim Türkiye’nin küresel güç haline gelmeye çalıştığı bu dönemde, daha azgınlaşacaklarını bilmemiz gerekir.

Beynelmilel istihbarat örgütleri adına FETÖ’ye yön veren Enver Altaylı, FETÖ’nün ABD Kongresi ile ilişkilerini yürüten Bilal Ekşili ile 2017’de yaptığı görüşmede 15 Temmuz sonrası yeni planı şu ifadelerle dile getirmişti. “Muhalif güçlerin tamamı birlikte hareket etmeli, halkın sokağa çıkarılması sağlanmalı.” Altaylı’nın planı, tutuklansa da işledi. 2023 seçimleri öncesi muhalefet, tek masaya oturtuldu. Ancak millet sandıkta geçit vermedi.

28 Mayıs seçimleri sonrasında belli ki yeni bir plan devrede. Bunun için yeniden siyaset dizayn edilmeye çalışılıyor. Şaibeli kurultay bunun ilk adımı. Yüzyılın soygunu neticesinde elde edilen mali imkanlarla CHP’nin başına getirilen Özgür Özel, kendisini o koltuğa oturtanları kurtarmak için sokak siyasetini uygulamaya koydu.

Özgür Özel her geçen gün gerilimi tırmandırıyor. Savcıları, hakimleri tehdit ediyor, hakaretler yağdırıyor. Kendi deyimiyle sıkıştıkça Atatürk’ün arkasına saklanıyor. CHP’li belediyelerdeki yolsuzlukları gizlemek için de yine Atatürk’ün arkasına sığınan Özel, “Mesele düşman hukukudur. Ve arkadaşlarımız da artık esirdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisinin, Atatürkçülerin iktidarına karşı girişilen darbede esir düştü arkadaşlarımız. Günü gelince esirlerimizi geri alacağız, başka yapacak bir şey yok” ifadeleri ile Atatürk istismarında çığır açtı.


15 Temmuz darbesi öncesi Atatürkçü kılığına giren Fetullahçı teröristler, cuntalarına “Yurtta Sulh Konseyi” ismini vermişlerdi. Darbe gecesi TRT’de okuttukları bildiride de ultra Kemalist ifadeler kullanmışlardı. O bildiriyi 50 yıllık bir Atatürkçü kaleme alamazdı.


Türkiye’de demokrasiye yapılan her kötülüğün yanında yer alan, her darbenin siyasi ayağı olan CHP bugünlerde sandık derdine düşmüş. “O sandık milletin önüne gelecek” kampanyaları yapıyor. Sandık tabi ki milletin önüne gelecek. 1930’lu yıllarda mı yaşıyoruz. 15 Temmuz direnişini boşuna mı verdi bu millet. 27 Mayıs darbecilerine karşı demokrasi şehidi vermiş bir ülkeyiz. CHP faşizmine karşı, milletin en büyük güvencesi sandıktır.


#politika
#CHP
#Hüseyin Likoğlu