5 Kasım’da ABD seçimleri var. Normalde Türk ve dünya medyası, seçime bir yıl kala teyakkuza geçer, aylarca zihinlerimizi bombardımana tabi tutar, sabah akşam ABD’den seçim yayınları yapardı. Semboller, imajlar, tavırlar, söylemler, “Büyük Amerika” vurgusu için kullanılabilecek her şey içeride pazarlanırdı. Medyanın ABD temsilcileri, büyük laflar, hikmetli çıkarımlar, ceviz kabuğunu doldurmaz açıklamaları, büyük anlamlar yükleyerek, verip dururdu. BEYAZ SARAY BASIN OFİSİ; BÜYÜKLÜK ZİHİNLERİMİZDE,
5 Kasım’da ABD seçimleri var. Normalde Türk ve dünya medyası, seçime bir yıl kala
teyakkuza
geçer, aylarca zihinlerimizi bombardımana tabi tutar, sabah akşam ABD’den seçim yayınları yapardı.
Semboller, imajlar, tavırlar, söylemler, “Büyük Amerika” vurgusu için kullanılabilecek her şey içeride pazarlanırdı.
Medyanın ABD temsilcileri,
büyük laflar, hikmetli çıkarımlar,
ceviz kabuğunu doldurmaz açıklamaları, büyük anlamlar yükleyerek, verip dururdu.
BEYAZ SARAY BASIN OFİSİ; BÜYÜKLÜK ZİHİNLERİMİZDE, YENİLMEZLİK EZBERİMİZDE, MÜKEMMELLİK İMAJIMIZDA..
Bir gün ben de Beyaz Saray Basın Ofisi’ne gittim. Devasa bir yer, etkili bir kürsü, dünyaya nizam veren salon olarak bildiğimiz o yerin,
gerçekte küçücük bir salon olduğunu gördüm. O büyülü havadan hiçbir eser yoktu, salaş, bakımsız bir yerdi.
İşte o zaman,
büyüklük kavramının zihinlerimizde olduğunu, yenilmezlik büyüsünün ezberlerimizde olduğunu, mükemmellik vurgusunun imajlarımızda olduğunu kavradım.
Ulusların, devletlerin, yönetimlerin, rejimlerin, siyasi elitlerin, güç için öne çıkmaktan çekinenlerin nasıl da başka bir gücün gölgesinde
kalmaya hevesli olduklarını anladım.
GÜÇLÜ LİDER PROFİLİ, BÜYÜK TARİH SIÇRAMASI: BİZİ REHİN TUTAN ŞEY GÜÇ DEĞİL, ZİHİNLERİMİZDEKİ DUVARLARDIR.
İşte bu yüzden, tarih yapıcı, coğrafya inşa edici
güçlü lider profillerinin,
ulusları nasıl da
büyük sıçramalara
taşıyabileceğini, bunun nasıl da mümkün olduğunu bir kez ana anlamış oldum.
Türkiye;
büyük imparatorluklarıyla, coğrafya, harita formatlarıyla, yüzyıllardır kesintisiz devam eden siyasi genetiğiyle
bir kez daha gözlerimin önünden geçti.
Son yirmi yılın güç inşasının ve güçlü liderlik profilinin,
coğrafyayı nasıl da değiştirebileceğini,
değiştirdiğini
bir kez daha düşündüm.
Hiçbir şeyi reddetmiyorum. Gerçeklikten kopuk hayaller kurmuyorum ama,
bizi rehin tutan yer şeyin aslında güç değil, semboller olduğunu, zihinlerimizdeki kalın duvarlar olduğunu
artık anlamamız lazım.
İMPARATORLUĞUN ÇÖKÜŞÜ: ASKERİ ŞANTAJDAN AŞKA HİÇ BİR ŞEYLERİ KALMADI.
ABD seçimlerine
beş gün kaldı. İlk kez kimsede ses yok.
Kimse umursamıyor. Haber değeri bile yok. Televizyon yayınları yok. Çok bilmiş, kahince yorumlar, zihinsel operasyonlar yok. Neden?
“Amerika tapınması”
sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde yerle bir olmuş, bitmiş görünüyor.
Çünkü biten aslında ABD’nin kendisi!
Dünya henüz bunu kabullenmekte zorlanıyor. Her yerde ABD üsleri ve askerleri gördüğü için bir
illüzyona
inanmaya devam ediyor. Ama, aslında
“Bir imparatorluğun çöküşüne”
tanık oluyoruz. Ve bu nesil buna görecek.
Diplomatik kredisi bitmiş,
uluslararası itibarı kalmamış, dünyaya liderlik etme gücünü kaybetmiş, ekonomik anlamda terör uygulayan ülke görünümüne girmiş, en önemlisi de;
geleneksel büyük müttefiklerini kaybetmiş
bir ABD var ortada.
Ve dünyanın ezici çoğunluğu, böyle bir ülkenin elinde bulundurduğu
askeri güçten endişeli.
Bu gücün “
sorumlu
” kullanıcısının kalmadığını, insanlık için
çılgınlıklar
yapabileceğini biliyor. Çünkü ABD’nin elinde
askeri şantaj
ve
baskıdan
başka hiçbir “
inandırıcı
” güç kalmadı.
KÜRESEL “TERÖR İŞLETMECİLİĞİ” ABD’Yİ ÇÖKÜŞE SÜRÜKLÜYOR..
Artık sıkı müttefikleri terör örgütleri.
Dünyada ilk kez devlet terör örgütlerini kendine resmi ve stratejik ortaklar
ilan etti. Bunun başka örneği yok.
Biz hala “Terörle Mücadele” derken onlar terör örgütleri eliyle bizi vuruyor.
Kavramamız gereken gerçek bu!
Küresel terörizmle mücadele
adı altında yeryüzünün her köşesinde terör örgütleri kurdu ve “
işletiyor
”. Bunun dışında,
İsrail’le birlikte
tüm unsurlarıyla açık bir
soykırım
yürütüyor.
Irak ve Afganistan’da uyguladığı kitlesel kıyımları, Bağram ve Ebu Gureyb’de uyguladığı korkunç insanlık suçlarını
bugün İsrail ile birlikte Gazze’de, bizim coğrafyada uyguluyor.
İnsanlığın ortak vicdanını çoktan kaybetti.
Eğer askeri gücü olmasa, AB ülkelerinin önemli bir kısmı ABD’den yüz çevirecektir. Onlar bile artık ABD için sağlam müttefik değil. Bu gerçeğe de yakında tanık olacağız.
TRUMP BU SEÇİMİ KAZANACAK VE BÜYÜK KAVGA BAŞLAYACAK
Şu anki duruma göre
Trump seçimi kazanacak. Olağanüstü bir manipülasyon, seçim yolsuzluğu
olmazsa bu böyle olacak. Ancak 2020’de gördüğümüz seçim yolsuzlukları, seçim sonrası
Kongre baskınları,
ABD’deki
iç hesaplaşma
eğilimleri bu seçimlerde, seçim sonrasında çok daha güçlü bir şekilde yaşanacak.
Muhtemelen bütün dünya,
trajik bir ABD tiyatrosunu
hep birlikte izleyecek. Dünyanın süper gücünün nasıl kendi içinde çatışmalara sürüklendiğini, ABD iç hesaplaşmasının onu nasıl da güçten düşürdüğünü, “i
ç çatışma hali”nin nasıl da normalleşeceğini
görecek.
Kim kazanırsa Türkiye’nin lehine olur?
Coğrafyamızın lehine olur? İsrail’e destekte bir değişiklik olur mu? Herkes seçimin bu sonuçlarına odaklandı, biliyorum. Normal bir seçim sonrası olsaydı,
“hiçbir şey değişmeyecek”,
derdim. Ama değişecek..
SİSTEMLE HESAPLAŞMA MI, “ABD PERESTROYKASI” MI?
Çünkü bunlardan daha önemli bir şey var:
Trump kazanırsa, ki kazanacak, bir “ABD Perestroykası” izleme ihtimalimiz çok yüksek. Çünkü Trump’ın “sistemle hesaplaşma”
gibi esaslı bir hedefi var. Belki de
tarihe atacağı en önemli imza bu olacak. Bu da küresel güç haritasında olağanüstü değişiklikler
e neden olacak.
Muhtemelen
yerleşik sistem iktidarı devretmek istemeyecek. İşte çatışma tam da burada
başlayacak. Böyle olunca da, ABD kendi içine odaklanınca da, dünyanın geri kalanı
başka bir harita
üzerinde hızlanacak.
Türkiye’nin ve dünyanın belli başlı güçlerinin, ABD seçimleri çerçevesinde sadece buna odaklandığını düşünüyorum. İsrail’in; “Seçim öncesi vurabildiğim kadar vurayım,
yayılabildiğim kadar yayılayım, sonrası meçhul” aceleciliğinin sebebi de budur.
OLAĞANÜSTÜ DEĞİŞİKLİKLER BEKLİYORUM…
Öyleyse,
ABD seçimleri sonrası Çin’in, Rusya’nın, Türkiye’nin, AB ülkelerinin, geleneksel ittifak halkalarının pozisyonlarında olağanüstü gelişmeler bekleyin
derim.
Nihayetinde; bizzat kendi istihbarat teşkilatları tarafından
ajan
ilan edilen, tehlikeli görülen, güvenilmez muamelesi yapılan, ABD sistemik güçleri tarafından dışlanan, yadırganan, aşağılanan bir ABD Başkanı olacak.
Peki
ABD seçimleri neden kimsenin ilgisini çekmiyor?
Evet, ABD cazibesini kaybetti. Ama bence Amerikan tarihinin en önemli seçimlerinden biri yaşanacak. Hem onlar için hem de bütün dünya için
olağanüstü bir kırılma
bu seçimlerin sonucu ile başlayabilir.
Bence geleneksel ABD seçim izleyicileri, bu
güç kırılmasının nasıl yaşanacağını
henüz kavrayamadı. Eminim
bütün başkentler
sadece bunu bekliyor.
Büyük tiyatro başlayacak.
Herkes bu tiyatroyu bekliyor.
İyi seyirler.
#dünya
#siyaset
#İbrahim Karagül