Bir devrimi gerçekleştirenler, çoğu zaman yaptıkları devrimin farkında olmazlar. AK Parti hükümetleri, son 20 yıl sürecince büyük bir yatırım devrimi gerçekleştirdi. Yapılan bu yatırımlar sayesinde Türkiye, yıllarca hep arkalarından bakmakla yetindiğimiz gelişmiş ülkeler seviyesine yükseldi. Bu bağlamda “gelişmiş ülke Türkiye” tanımlamasında bulunmak hiç de abartılı bir iddia olmayacaktır.
Türkiye’nin altyapı yatırımlarını tamamlayan Cumhur İttifakı’nın bugün ülkenin uluslararası ticaretinin güçlendirilmesini, yani katma değeri yüksek yatırımlarla ticaretin ve ihracatın geliştirilmesini ve milletin refah seviyesinin yükseltilmesini vaat edip gerçekleştirmesinin zamanı gelmiştir.
Teker teker bütün Bakanlıkların gerçekleştirdiği yatırımlara bakıldığında ülkenin hemen hemen tüm alt yapı yatırım ihtiyaçlarının tamamlanmış olduğu görülür. O hâlde bundan sonra her yatırım kalemine ayrılan finansman, merkezi bütçeye aktarılabilecek ve bu bütçe fazlası milletin refahına harcanabilecektir.
Türkiye’nin karayolları yeniden yapılmayacaktır. Hastaneler yeniden inşa edilmeyecektir.
Ülkemizde son 20 yıl içinde kurulan sağlık ekosistemleri sayesinde vatandaşların sağlık hizmetlerine erişimi noktasındaki ihtiyaçları fazlasıyla karşılanmakta olduğundan Türkiye, dünyada yeni yeni gelişmekte olan sağlık turizminden ciddi şekilde faydalanacaktır. Önümüzdeki beş yılda sağlık turizmi gelirleri tatil turizmi gelirleriyle yarışabilir boyutlara ulaşacaktır. Dünyada doktor kalitesi, sağlık hizmetleri, sağlık ekosistemi açısından Türkiye’nin sahip olduğu sağlık altyapısına sahip ülke sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek düzeydedir.
Üniversite kampüsleri yeniden inşa edilmeyecektir. Ortaöğretimde il il tamamlanan okul binaları yeniden yapılmayacaktır. Ülkenin birçok bölgesinde inşa edilmiş barajlar hakeza!
Ülkeyi bir uçta bir uca geçen doğalgaz boru hatları tekrar yapılmayacaktır.
Elbette enerji yatırımlarında çeşitlendirmeler yapılacak ve yenilenebilir enerji alanında arayışlar sürecektir. Ancak enerji depolama tesisleri, iletişim hatları, termik santraller, barajlar, hidroelektrik santralleri yatırımlarına baktığımız zaman Türkiye’nin, çok taraflı ve çeşitli enerji tedariki yöntemleri uygulayarak ülkenin enerji tedarikini zaafa uğratacak risklerden uzak durduğu görülecektir. Bu sürecin küçük ölçekli yatırımlarla yönetilmesi mümkün olacaktır.
Savuma sanayi yatırımları hız kesmeden devam edecektir. Zira savunma alanında yapılan yatırımların geri dönüşleri hızla gerçekleşmektedir. Bu açıdan savunma sanayi ürünleri, kârlılığı çok yüksek ve katma değerli ürünler olduğu için Savunma Sanayi Müsteşarlığı şirketleri daha şimdiden dünyanın en hızlı büyüyen şirketleri arasına girmiştir.
Sanayi ve teknoloji yatırımları daha çok özel sektör yatırımlarıdır. Devlet bu alandaki ekosistemi yönetmektedir. Türkiye’nin dört bir yanındaki Organize Sanayi Bölgelerine (OBS) bakıldığında şehirlerin çeperlerinde kurulan sanayi tesislerinin kendi başlarına birer şehir hâline geldikleri görülür.
Sanayi yatırımlarındaki bu hız aynı şekilde devam ederse Çin kaynaklı tedarik zinciri sorununun, Türkiye ihracatını önümüzdeki on yılda 500 milyara çıkarması işten bile değildir.
Bir ülkenin savunma sanayisi kadar tarım yatırımlarının ve üretiminin de stratejik bir önemi haiz olduğu pandemi sürecinde görüldü. Bu süreç boyunca Türkiye’de halk pahalılık yaşamasına rağmen tedarik zincirinden kaynaklı bir sorun yaşamadı. Bir defa Türkiye’de tarım, turistlerle beraber 100 milyona ulaşan bir nüfusu rahatlıkla beslemektedir.
Tarımda modern sulama yöntemlerinin uygulanması ve tarıma dayalı sanayinin güçlendirilmesi, ülkede en az savuma sanayinin yarattığı ölçüde bir bereketi beraberinde getirecektir.
İşte tüm bu bahsettiğim alanlarda Türkiye altyapı yatırımlarını büyük ölçüde tamamlamıştır. Büyük altyapı yatırımları, ulusal ve uluslararası ticaretin güçlenmesini sağlar. Bu da gayri safi millî hasılayı arttırır.
Dünyanın dört bir yanına uçan Türk Hava Yolları ile havalimanlarımız, kentleri ve sanayi tesislerini birbirine bağlayan geniş karayollarımız, limanlarımız, lojistik merkezlerimiz, teknoparklarımız, OBS’lerimiz ve üniversitelerimiz Türkiye’nin sahip olduğu ekosistemin sacayaklarıdır.
Bu altyapı üzerine güçlü bir gelecek inşa edilebilir. Büyük altyapı yatırımlarının tamamlanmış olması milletin refahını güçlendirmeyi kolaylaştıracaktır.
Türkiye bir refah devleti olma yolunda Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülkelerle yarışır hâle gelecektir. Dünyada böyle bir iddiaya sahip çok fazla ülke yoktur.
Şimdi bir eşikte duruyoruz: Ya bu iddia hız kesmeden devam edecek ya da uçuk kaçık iddialarla zaafa uğrayacaktır.
Bir sistemin işleyip işlemediği en iyi kriz zamanlarında test edilir. Pandemide dünya devletlerinin karşı karşıya kaldıkları bazı temel sorunlar oldu. Uluslararası tedarik zincirinde bozulmalar yaşandı. Türkiye hem sağlık hem de tedarik alanlarında dünyada pandemi sürecinden en başarılı çıkan ülkelerden biri oldu. Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında AB ülkelerinde enerji krizi baş gösterirken Türkiye’de hükümetin kurmuş olduğu altyapı yatırımları sayesinde bir enerji krizi yaşanmadı.
Tüm bu süreçler, Türkiye’nin krizler karşısındaki dayanıklılığını kanıtladı.
Yatırımlar tamam! Sıra milletin zenginliğinde…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.