Gevşeyemez. Çünkü söz konusu İsrail olduğunda ateşkese, Mısır’da Trump’ın ortaya koyduğu sahne şovuna falan… Hiçbirine güvenemeyiz.
Gevşeyemez. Çünkü İsrail’e bir lira para kazandırmak, bunu bilerek, isteyerek yapmak 21. Yüzyılın, hatta insanlık tarihinin gördüğü en vahşi soykırımlardan birine doğrudan ortak olmak manasına gelir. Herhangi bir insan tekinin bu yükü taşımaması gerekir.
O yüzden İsrail’in ürettiği, İsrail’i desteklediği sabit, İsrail ile alışveriş yapan tüm markaları sürekli, kesintisiz şekilde boykot etmek bir insanlık vazifesidir.
Yineleyelim: Uzun listelerle, belirsiz nedenlerle, karmaşık komutlarla değil. İsrail ile iltisaklı markaları yaygından yaygın olmayana kadar odaklayarak boykot etmek. Amacımız bu olmalı. Ve bu, hemen şimdi olmalı.
Bu hatırlatmalardan sonra geleyim bugünkü derdime yani kamuda cayır cayır alınıp satılan boykot ürünlerine.
Ekrandan çağrı yapınca ihbarlar yağmur gibi gelmeye başladı. Büyükşehir belediyeleri sosyal tesislerinde, marketlerinde… kamu kuruluşlarının bölge müdürlüklerinde, marketlerinde… Şehir hastanelerinde… Kamunun dört bir yanında boykot ürünleri alınıp satılıyor. Bazı kamu kurumları ve yerel yönetimler Türkiye’de oluşan boykot hassasiyetini bilerek-bilmeden kırıyorlar. Bazı kantinlerde, bazı okullarda, bazı kampüslerde İsrail’e destek veren markaların ürünleri fink atıyor. Üstelik tüketiciye alternatif ürün seçme şansı bile tanınmıyor.
Biz bakanlıklardan İsrail’in ürettiği gereçlerin, ürünlerin alternatiflerini satın almasını beklerken, şehir hastanelerinde bile boykot edilen kahve zincirlerinin açık kalmasına, satış yapmasına izin veriliyor. Olmadı bakanlıklar İsrail’e doğrudan mermi yardımında da bulunsun madem.
Bakınız. Belli makamlara gelmiş insanların Gazze soykırımına duyarlı olup olmadığı umurumda bile değil. Filistin’i destekleyip desteklemediği umurumda bile değil. Duyarlıysa bunu eylemlerine yansıtacak. Duyarlı değilse, onu iş başına getiren iktidara, başa getiren insanların toplumsal hassasiyetlerine uygun davranmayı öğrenerek, buraları kapatacak. Her türlü intikamımızın peşine düşecek.
Bakanlar için de bu böyle, belediye başkanları için de bu böyle, müdürler, daire başkanları için de bu böyle.
Ben bıkmam, usanmam. Kamuda İsrail mallarının alıp-satılmasına göz yuman her kurumu, her bürokratı faş ederim. Sonra “vay ben duymadım, ben işitmedim” olmasın. Arayıp uzun uzun açıklamaya da çalışmayın boşuna. Gazze’de o soykırım olmuşken, dünyada İsrail isimli bir domuz sürüsü varken, o domuz sürüsüne yardım ve yataklık etmenin hiçbir izahı yoktur, olamaz.
Alma kardeşim kurumuna boykot firmanın otomobilini. Satma kurumunda boykot edilen yiyecek ve içeceği. Açma kurumunun bahçesine boykot edilen kahve zincirlerini. Ölür müsün yahu? Sen ölmezsin ama bunları alıp-satmaya devam edersen Gazzeliler senin paranla ölür.
Üç not. İlki şu: Bütün duyarlı insanları kamuda İsrail boykotu konusunda baskı kurmaya davet ediyorum.
İkincisi şu: İnsanları da boykot listelerimize dahil etmeye başlayalım. “Filistinli diye toprağını satan adama derler” yalanını dolaşıma sokan tarihçilerle başlayabiliriz listeye. Boykot dondurma, kahve, yiyecek ve içecek otomatlarını, mekanlarını kaldırmayan, kapatmayan kamu yöneticilerini, bakanları ekleyebiliriz.
Üçüncüsü de şu: Boykota başladık başlayalı hastane kampüslerindeki boykot kahve zincirleri meselesi gündemde. Sahipleri, yöneticileri bu konudan haberdar mı bilemem. Ama bildiğim bir şey varsa bu rezil markayı, İsrail’e silah yardımı yapmak dahil destek veren bu pislik yapıyı kampüslerinden temizleyebilecek güçte olduklarıdır. Lütfen bizi daha fazla üzmesinler.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.