Siz ne ahlaksız insanlarsınız yahu!

Biri var. Devletler kılını bile kıpırdatmayınca kadın-erkek, Müslüman-Hıristiyan, Türk-İtalyan falan toplaşıp “bu işi bitireceğiz” diye yola çıkan Sumud Filosu’nundaki kadınların namusuna dil uzatacak kadar alçaklaşıyor.

Biri var. Aslanlar gibi Gazze’ye doğru yola çıkan üç milletvekili hakkında “İsrail bakmış ki bunlar Hamas terör örgütüdür diyen parti ile seçilmişler. Bunları serbest bırakmış” diyecek kadar bayağılaşıyor.

Biri var. İsrail başörtülerini alınca tişörtlerini başörtüsü yapan Sumud Filosu’nun Müslüman katılımcılarıyla alay edecek kadar çukurlaşıyor.

Biri var. Sumud Filosu yolcularının birkaçı Gazze ablukasını kırmanın, Türkiye’ye salimen dönmenin sevinciyle çaydan çorbadan bahsetti, birazcık güldü diye “ya ne ahlaksız çağa geldik” diye gakguk ediyor.

Biri var. İran’ı Türkiye’den daha çok sevip önemsediğini saklama ihtiyacı bile duymadan Sumud yolcularına dil uzatacak kadar pisleşiyor.

Biri var. Sumud’un Müslüman kadınlarıyla dalga geçen pisliği korumak amacıyla “Siz bilmem kimlere bilmem ne dediniz, bu sefer başınızın çaresine kendiniz bakın” diyerek güya ahlaki üstünlük pozu taslıyor.

Bu birilerinin Gazze bağlamlı olarak ne yaptığını söyleyeyim mi size? İsrail lehine, Gazze aleyhine olmak üzere “kontrpiyaj” yapıyorlar. Sumud durmadı ve yoluna devam edip Gazze ablukasını kırdı ya. Sumud’un hemen peşine Özgürlük Filosu “Bu iş burada bitmedi, daha yeni başladı” mesajını verdi ya. Dünyanın dört bir yanından katılımcılarla 1.000 gemilik bir filonun daha yola çıkma haberleri var ya. Ve en önemlisi İsrail, dünya kamuoyu nezdinde bir hiçe, bir böceğe dönüştü ya. İşte bu birileri İsrail’in PR’ını yapmak, filoların başarılarını gölgelemek, sivil inisiyatiflerin hevesini kırmak için gözümüzün içine baka baka operasyon çekiyorlar ya da çekilen iğrenç operasyona alet oluyorlar.

İşin en kötüsü ne biliyor musunuz? Bu birilerinin kahir ekseriyeti bu aptallığı ve ahlaksızlığı İsrail ajanı oldukları için yapmıyorlar. Tam tersine, çoğu İsrail’den en az benim ya da sizin nefret ettiğiniz kadar nefret ediyorlar.

İki nedeni var çektikleri ya da alet oldukları operasyonun. Birincisi Tayyip Erdoğan sevgileri ya da nefretleri… Gazze’yi Tayyip Erdoğan’dan bağımsız bir mesele olarak ele alamayacak kadar nefret ya da sevgi dolular. Gazze’de Türkiye’nin lehine ya da aleyhine bir durum gelişecek diye ödleri kopuyor. İkincisi Gazze’yi başka kimsenin daha fazla önemsemesini istemiyorlar. Ödleri kopuyor Gazze’yi babalarının malı, Gazze duyarlılığını babalarının malı saymalarına bir şey olacak diye. Ama yok öyle yağma. Ayçin Kantoğlu, Greta Thunberg, Sema Silkin Ün, Muhammed Emin Yıldırım, Pedro Sanchez, Javier Bardem, Marc Ruffalo ve diğerleri… Gazze’yi sizin kadar, benim kadar, belki sizden fazla, belki benden fazla önemseyen bir dünya insan var. Kimi canını ortaya koyuyor, kimi kariyerini bitirme pahasına risk alıp Gazze diye haykırıyor…

Çünkü Gazze kimsenin babasının malı değil. Hele son düzlükte tam anlamıyla bir “insanlığın ortak değeri” haline geldi. Bu, Erdoğan nefretinden de, Erdoğan sevgisinden de, İslamcı reflekslerden de, bilmem neyden de daha önemli. Çok daha önemli.

Bu birilerinin ahlaksızlığı, ahmaklığı, aptallığı, çıkar umudu, politik ajandası falan umurumuzda olmamalı. Gazze, bütün “umur”ların üzerindedir zira insanlığın sürdürülebilirliği ile doğrudan ve birinci derecede alakalıdır. Gazze şu an, asıl tam şu an, dünyanın en önemli meselesidir.

Bakınız aslında bu ahlaksızlar bana bu yazıyı yazdırarak yine bir “kontrpiyaj” yapıyorlar. Bunların ahlaksızlığını yazmak zorunda kalmasam Malatya Belediyesi’nin boykotu nasıl kırdığını, Tarım Kredi Kooperatifi marketlerinin nasıl da boykot ürünler sattığını, kamu kurumlarının kantinlerindeki boykot ürünlerini falan yazacaktım. Gazze’nin işine yaramaya çabalayacaktım yani. Allah izin verirse sonraki yazıda yazayım bunları da.