Amerikan siyaseti son birkaç hafta içinde baş döndürücü gelişmelere sahne oluyor. Yaklaşık bir yıl boyunca anketler Amerikan seçmenin en az yarısının Trump ve Biden’dan farklı adayları istediğini gösteriyordu. Bu iki adayın değişmemesi durumunda yarışta heyecan olmayacağı ve iki parti seçmeninin önemli kesimlerinin kerhen destek vereceği bir manzara ortaya çıkmıştı. Cumhuriyetçilerde Niki Haley’ye oy veren merkeze yakın seçmenin Trump’a oy vermeyebileceği, Demokratlarda da genç, siyahi ve Müslüman seçmenin Biden’dan koptuğu analizleri öne çıkıyordu. Ancak gerek Trump’a suikast girişimi gerekse Biden’ın yarıştan çekilerek Kamala Harris’i desteklemesi, başkanlık yarışının halet-i ruhiyesini tamamen değiştirerek her iki partinin birleşmesini sağlamış görünüyor.
Son bir yıldan fazla bir süredir Başkan Biden’ın medya önüne fazla çıkarılmaması ve zaman zaman kameralar önünde yaşadığı zor anlar, mental kapasitesi ve fiziki yeterliliğini sorgulanır hale getirmişti. Cumhuriyetçi bazı siyasetçilerin komplo teorileri Biden’ın çekilip Harris’in aday olacağını dile getirmişti ancak Demokrat Parti içinden Biden’a çekilme çağrısı yapanların sayısı çok azdı. Partinin ön seçimlerinde Biden’a karşı güçlü bir aday çıkmayınca adaylığını çabuk kesinleştiren Başkan’ın ağustos ayında adaylığını kesinleştirmesine kesin gözüyle bakılıyordu. Ancak Biden’ın Demokrat Parti kongresinin yapılacağı ağustos ayında adaylığı resmileşmeden 27 Haziran’da Trump’la münazarayı kabul etmesi siyasi geleneklerin dışında bir hareket oldu. Biden’ın anketlerde gerilemesini durdurmak için bu tartışmayı kabul ettiği açıktı.
Trump 27 Haziran münazarasına gelirken elinde yüksek enflasyon ve sınır krizi gibi iki güçlü mesele vardı. Cumhuriyetçi Parti ön seçimlerinde karşısına çıkan Ron DeSantis ve Niki Haley gibi rakiplerini yenerek partinin Trump’tan başkasına şans tanımadığını göstermişti. Ülke genelindeki ve salıncak eyaletlerdeki anketlerde de önde görünen Trump’ı durdurmak için tartışmayı erken yapmayı kabul eden Biden’ın bu kararı siyasi kariyeri açısından çok kritik sonuçlar doğurdu. Münazaradaki performansıyla fiziki ve akli dinçliği hakkındaki bütün korkuları doğrulayan Biden’ın çekilmeye ikna edilmesi aciliyet kazandı. Trump’ın suikast girişimi sayesinde yakaladığı siyasi rüzgâr da bu aciliyeti kaçınılmaz sona dönüştürdü. Biden’ın pazar günü beklenen açıklamayı yapmasının hemen akabinde Harris’e destek açıklaması belirsizlik ve parti içi çatışma ihtimalini azaltmaya dönüktü.
Biden’ın çekilmesi sonrasındaki 48 saat içinde partinin desteğini hızlıca toparlamayı başaran Harris’in adaylığı, Demokratların Trump’a karşı mobilizasyonunu sağlayacak görünüyor. Trump’ın kendi tabanını sert siyasi saldırılar ve rakibine karşı aşağılayıcı ifadeler üzerinden motive etme yeteneği karşısında Harris’in bir yandan toparlayıcı bir dil kullanması bir yandan da Trump’ın saldırılarını yanına bırakmayan bir üslup kullanması gerekecek. Partinin önde gelenlerinden ve sivil haklar savunucusu olarak tanınan Al Sharpton, kendisini destek için arayan Harris’e ‘ödüllü bir yarışa değil’ bir ‘sokak kavgasına’ hazır olmasını söylediğini ve Harris’in de ‘buna hazırım’ dediğini aktardı. Harris, Biden kampanyası genel merkezindeki konuşmasında, ‘sahtekârlar’ ve ‘yırtıcılar’ ile mücadele etmiş bir savcı olarak ‘Trump gibilerini bilirim’ şeklinde konuştu. Harris, Trump’ın sert eleştirilerinin altından kalkamaz hale gelen Biden’dan çok daha farklı bir performans ortaya koymak zorunda.
Harris’in kendine ait siyasi başarı anlamında çok uzun bir listeye sahip olduğunu söylemek zor. Senatör olarak desteklediği yasalara bakıldığında Biden’ın daha solunda ama ilerici kanadın da daha sağında yer aldığı söylenebilir. Harris, Bernie Sanders’ın zenginlerden daha fazla vergi alarak orta sınıfın vergilerini azaltmayı, sağlıkta devletin rolünü büyütmeyi ve eğitimde de federal hükümet desteğini artırmayı hedefleyen tasarılarına destek vermişti. Başkan Yardımcısı olduğu dönemde de Biden’ın ilerici çevre ve sosyal politikalarının destekçisi olmuştu. Kadınların kürtaj haklarının bayraktarlığını da yapan Harris, cinsiyet meselelerinde de en liberal pozisyonları almaktan çekinmemişti. Bir yandan Biden dönemindeki yüksek enflasyon ve sınır krizi meseleleriyle ilgili zorlanacağı açık olan Harris’in öte yandan ilk kadın ve siyahi başkan olma ihtimalinin kimlik siyasetini önemseyenler arasında karşılığı olacak.
Amerikan seçimlerinde başkan yardımcısı seçiminin çoğunlukla sembolik önemi olduğu söylenebilir ancak bunun istisnaları da mevcut. Örneğin Trump’ın 2016 seçimlerine Mike Pence gibi bir ismi yardımcı olarak seçmesi Hristiyan Evanjelistlerin güçlü desteğini almasını sağlamıştı. Pence’le ayrışmasına rağmen bu kesimin hararetli desteğini devam ettiren Trump, J.D. Vance üzerinden kritik Orta Batı eyaletlerinde başarılı olmayı hedefliyor. Ancak Harris’in adaylığı Trump’ı kadın bir başkan yardımcısı seçmediğine pişman edebilir. Harris ise ilk kadın, siyahi ve göçmen aile çocuğu olarak ‘çeşitlilik’ isteyen kesimleri memnun edecek bir aday ancak beyaz ve erkek bir başkan yardımcısına ihtiyacı var. Yardımcısını kendisi gibi çeşitlilik kriterlerine tabi tutarak seçmeye kalkarsa salıncak eyaletlerdeki beyaz oyları almakta zorlanacaktır. Trump gibi bir adayla sokak kavgasına girecekse, sadece kimlik siyasetinin adayı olmadığını ve Amerikan halkının gerçek sorunlarını çözecek ağırlıkta ve ciddiyette olduğunu göstermesi gerekecek. Cumhuriyetçilerin şimdiden Harris’in meşhur kahkahası ve konuşmalarında defalarca tekrar ettiği metaforlarıyla dalga geçen videolar üretmesi, Trump’ın belden aşağı vurmaktan geri durmayacağını ve Harris için sokak kavgasından kaçış olmadığını gösteriyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.