Trump-Netanyahu basın toplantısındaki Türkiye mesajları

04:0031/12/2025, Çarşamba
G: 31/12/2025, Çarşamba
Kadir Üstün

Netanyahu’nun Trump’la 2025’teki beşinci ABD ziyareti sonrasındaki basın toplantısında, Türkiye’yle ilgili kritik mesajlar öne çıktı. Başkan Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a daha önce duyduğumuz övgülerini sıralarken aslında İsrail’e ‘makul ol’ mesajını da tekrarlıyordu. Erdoğan’ın ne kadar güçlü bir lider olduğunu ve ona saygı duyduğunu ifade eden Trump, Türkiye’nin Suriye’de kazanan başat aktör olduğunu söyledi. F-35 konusunda da bir çözüme sıcak baktığını söyleyen Trump, bunun İsrail’e tehdit olmayacağını

Netanyahu’nun Trump’la 2025’teki beşinci ABD ziyareti sonrasındaki basın toplantısında, Türkiye’yle ilgili kritik mesajlar öne çıktı. Başkan Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a daha önce duyduğumuz övgülerini sıralarken aslında İsrail’e ‘makul ol’ mesajını da tekrarlıyordu. Erdoğan’ın ne kadar güçlü bir lider olduğunu ve ona saygı duyduğunu ifade eden Trump, Türkiye’nin Suriye’de kazanan başat aktör olduğunu söyledi. F-35 konusunda da bir çözüme sıcak baktığını söyleyen Trump, bunun İsrail’e tehdit olmayacağını ifade ederek Türkiye’nin F-35 alımına karşı lobi yapanlara da mesaj verdi. Suriye lideri Şara’yı da güçlü sözlerle öven Trump karşısında Netanyahu maksimalist talepler yerine bu ülkeyle sınır güvenliği sorunu yaşamak istemediklerini ifade etmekle yetindi. İran’ı gerekirse tekrar vurabileceği tehdidini tekrarlayan Trump, bu konuda da Netanyahu’nun istediği kadar agresif davranmayacağı sinyalini verdi. Basın toplantısı her ne kadar iki liderin birbirlerine fazlaca iltifatlarıyla dolu olsa da Trump’ın Türkiye, Suriye, İran ve bölgesel meselelerle ilgili verdiği mesajlar Netanyahu’nun tercih edeceği cinsten değildi.

İSRAİL’İN TÜRKİYE KARŞITI SÖYLEMLERİ

Trump’ın iktidara gelmesinin hemen öncesinde Esad rejiminin sona ermesi, Türkiye’nin Suriye politikasının başarısı olarak öne çıktı. Ülkenin bir an önce siyasi birliğini sağlayarak uluslararası yaptırımları kaldırması en acil meseleler olarak öne çıkarken Türkiye hem Arap dünyasının elini taşının altına koyması hem de ABD ve Avrupa’nın Şam’la ilgili kaygılarının giderilmesi için yoğun çaba sarfetti. Buna karşın, İsrail’in Golan Tepeleri’nin güvenliğini sağlamak adına Suriye içine daha fazla girmesi, YPG’ye ve Dürzilere destek yönündeki söylemleri ve Şam’a yönelik saldırıları, Tel Aviv’in Suriye’de istikrar bozucu bir rol oynayacağını gösteriyordu. Bölgesel düşmanı İran’a Amerika’nın yeni başkanı Trump’ın yardımıyla kritik darbe vuran İsrail, Suriye ve bölgede yeni rakibi olarak Türkiye’yi görmeye başladı.

İsrail’den yükselen Türkiye karşıtı söylemler zirve yaparken Trump’ın buna prim vermediğini ve Suriye’de istikrarın ancak Türkiye sayesinde sağlanabileceğini düşündüğünü gördük. Trump’ın Netanyahu’ya Türkiye’ye karşı ‘makul ol’ şeklindeki sözleri de bu bağlamda söylenmişti. Netanyahu bu haftaki Washington ziyaretinin hemen öncesinde Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi’yle üçlü zirve yaparak bu sefer isim vermeden Türkiye’nin bölgede ‘imparatorluk hayali kurduğunu’ söylemişti. Trump’ın Erdoğan’la ilgili tavrını bilen Netanyahu’nun Türkiye’yi isim vermeden eleştirmesi elbette rastlantı değil. Trump, Suriye’de Erdoğan ve Şara’yı dinlemeyi ve Netanyahu’nun istikrarsızlaştırıcı eylemlerini sınırlandırmayı tercih ediyor. Nihai olarak bu ülkedeki Amerikan askerlerini çekmek isteyen Trump, Suriye’de istikrar sağlanmadan bunu gerçekleştiremeyeceğini düşünüyor.

‘’TÜRKİYE F-35’LERİ İSRAİL’E KARŞI KULLANMAYACAK’’

Trump basın toplantısında sorulan Türkiye’ye F-35 satışı konusunda da ‘bunu çok ciddi düşünüyoruz’ diyerek pozitif mesajlar verdi. Bu mesajın Netanyahu’nun hoşuna gitmeyeceğini bilen Trump aslında İsrail’in özellikle Kongre’de Türkiye’nin F-35 alımına karşı yaptığı lobinin söylemlerine cevap veriyordu. Amerikan yasalarına göre Ortadoğu ülkelerine silah satışlarında İsrail’in ‘niteliksel askeri üstünlüğünün’ korunması gerekiyor. Elbette bu yasanın NATO ülkesi olan Türkiye’yle bir alakası yok ancak İsrail lobisi son zamanlarda Türkiye’ye F-35 satışının bu bağlamda değerlendirilmesi gerektiğini savunan tezler öne sürüyor. İsrail medyasında çıkan Suriye’de Türkiye’yle karşı karşıya gelme ve hatta muhtemel çatışma senaryoları, İsrail’in Türkiye’yi yeni bölgesel rakibi gördüğü ve askeri gücünün sınırlandırılması gerektiğini düşündüğüne işaret ediyor.

İsrail öteden beri ileri teknolojiye sahip silah sistemlerinin Ortadoğu ülkelerine satışı konusunda Kongre üzerindeki nüfuzu sayesinde ‘fiili veto’ hakkına sahip bir ülke oldu. İsrail’in bu gücünü bilen Trump, F-35 satışı ve Türkiye’nin F-35 programına tekrar dahil edilmesi konularında İsrail lobisiyle uğraşması gerekeceğinin farkında. Türkiye’nin F-35’leri İsrail’e karşı kullanmayacağını söyleyerek lobinin bu argümanının temeli olmadığını göstermeye çalışıyor. Netanyahu, İsrail’in en büyük dostu olduğunu söylediği Trump’ın Türkiye’ye F-35 vermek istemesinin karşısında durması elbette çok zor. İsrail’in Kongre üzerindeki nüfuzu devam etse de Amerikan siyasetindeki imajı derin yara aldı ve Trump da İsrail’i gerekli gördüğünde açıktan eleştirmekten çekinmiyor. Gazze’de ateşkes ve Suriye’de istikrar konularında Netanyahu’ya baskı yapmaktan geri durmayan Trump’ın F-35 konusunda da şartlar oluştuğu takdirde benzer bir tavır sergilemesini bekleyebiliriz.

Trump’ın basın toplantısındaki net sözleri, Türkiye’nin bölgenin kaderini tayin edecek kritik rolüne inancını yansıtıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ne kadar iyi ilişkisi olduğunu sürekli tekrarlayan Trump, Netanyahu’ya ise İsrail siyasetindeki pragmatizmi ve Kongre üzerindeki etkisi yüzünden adeta zoraki prim veren bir profil çiziyor. Netanyahu’nun Biden’ı 2020 seçimleri sonrasında tebrik etmesinden rahatsız olduğu basına yansıyan Trump, geçmişte İsrail’in Amerika’dan aldığı yardımı dile getirerek iki ülke arasında eşit ilişki olmadığını hatırlatmıştı. Gazze’de ateşkes konusunda da kendisini zorlayan Netanyahu’ya karşı memnuniyetsizliğini ifade etmişti. Kendisini İran’la istemediği bir savaşa girme noktasına getiren İsrail lideriyle ilişkisinin basın toplantısında ifade edildiği kadar iyi olmadığı herkesin malumu. Trump’ın gerek Erdoğan gerekse Şara ile ilgili söylediği pozitif sözler aslında Netanyahu’ya alttan alta bir mesaj anlamına da geliyor. Bütün bunlar özellikle 2026 Kasım ara seçimlerine kadarki sürenin Türk-Amerikan ilişkileri açısından bir fırsat dönemi olduğuna işaret ediyor. Kasım seçimlerinde Trump’ın Kongre’nin herhangi bir kanadını kaybetmesi, Türkiye’yle ilgili F-35 gibi konularda atacağı adımları daha zor hale getirecektir.


#politika
#diplomasi
#Kadir Üstün