Enerji diplomasisi ve enerji ticaret merkezi Türkiye

04:009/08/2025, Cumartesi
G: 9/08/2025, Cumartesi
Levent Yılmaz

Yoğun iç siyaset ve küresel gündem içerisinde bazen çok büyük öneme sahip gelişmeler ve hayatımızı belki bugün etkilemiyor gibi görünse bile ilerleyen dönemlerde oldukça olumlu etkileyecek adımlar gözden kaçabiliyor. Bu bakımdan günlük hayatın içindeki hızlı veri akışı ve faiz ile enflasyon gibi konular nedeni ile ben de çok büyük önem atfettiğim bir meseleyi ancak bugün kaleme alabiliyorum. 2 Ağustos’ta Azerbaycan’dan gelen doğal gaz, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın katıldığı

Yoğun iç siyaset ve küresel gündem içerisinde bazen çok büyük öneme sahip gelişmeler ve hayatımızı belki bugün etkilemiyor gibi görünse bile ilerleyen dönemlerde oldukça olumlu etkileyecek adımlar gözden kaçabiliyor. Bu bakımdan günlük hayatın içindeki hızlı veri akışı ve faiz ile enflasyon gibi konular nedeni ile ben de çok büyük önem atfettiğim bir meseleyi ancak bugün kaleme alabiliyorum.

2 Ağustos’ta Azerbaycan’dan gelen doğal gaz, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın katıldığı törenle Türkiye-Suriye Doğal Gaz Boru Hattı ile Kilis üzerinden Suriye’ye verilmeye başlandı. İlk bakışta basit bir enerji kaynağı transferi gibi görünen bu gelişme esasen Türkiye’nin enerji diplomasisinin geldiği noktayı göstermesi açısından çok güzel bir örnek teşkil ediyor. Çok yakın tarihe kadar arz güvenliği problemleri ile baş etmeye çalışan Türkiye artık hem enerjide bir ticaret merkezi olma yolunda ilerliyor hem de enerji diplomasisi ile dış politik gelişmelere katkı sağlıyor. Bu noktada ise Alparslan Bayraktar’ın rolü çok büyük.

Bayraktar’ı bir gün ABD’de uzun vadeli LNG anlaşması imzalarken başka bir gün de Çin’de mikro nükleer reaktör görüşmelerinde görüyoruz. Sadece son 1 ayda Gabon, Kazakistan, Umman ve Angola ile enerjide iş birliği anlaşmaları imzalandı. BOTAŞ’ın yüzer LNG depolama ve gazlaştırma gemisi (FSRU) Mısır’da göreve giderken TPAO Pakistan denizleri ile Macaristan’da petrol ve doğalgaz arama anlaşması imzalıyor.

Örnekleri artırmak ve detaylandırmak mümkün ancak özetle Türkiye enerjiyi hem stratejik amaçla hem de diplomatik çıkarları doğrultusunda bir kaldıraç olarak kullanıyor. Çok değil yakın tarihe kadar enerjide dışa bağımlılığı “öğrenilmiş çaresizlik” olarak kabullenmiş bir ülke görüntüsünde olan Türkiye, Karadeniz’deki doğalgaz ve Gabar’daki yeni petrol rezervi keşifleri ile her geçen dün dışa bağımlılığını azaltacak adımlar atıyor.

Türkiye sadece kendisinin değil eş zamanlı olarak Avrupa’nın enerji arz güvenliği için de kritik projeleri realize etmeye çalışırken yenilenebilir enerjide attığı adımlarla da dikkat çekiyor. Son dönemde jeotermal, güneş ve rüzgârdan elde ettiği elektrik üretimi dönem dönem neredeyse tüketim ihtiyacının dörtte üçünü karşılayacak seviyeye çıkıyor.

Gelelim enerjide ticaret merkezi meselesine. Bu noktada en çok duyduğum eleştirilerden bir tanesi “kendine yeten enerjisi olmayan bir ülke enerjide ticaret merkezi olamaz” şeklinde. Ancak bu eleştiriyi yapanların bilmedikleri konu bir ülkenin bir emtia ticaretinde söz sahibi olabilmesi için o emtiayı üretiyor olması gerekmez. Örneğin dünyada altın fiyatı Londra’daki metal borsasında belirlenirken dünyada en çok bizim ürettiğiniz fındığın fiyatlandığı borsa Hamburg’da. Dolaysıyla eğer siz elektronik olarak alıcı ile satıcıyı bir araya getirdiğiniz bir platform kurabilirseniz elbette enerjide ticaret merkezlerinden birisi olabilirsiniz. Türkiye de yakın tarihte EPİAŞ yani Enerji Piyasaları İşletme Anonim Şirketi ile bu süreci başlattı. İlerleyen dönemlerde bu platformdaki kontrat sayısı arttıkça da piyasa derinleşecek ve Türkiye’nin enerji ticaret hacmi artacak.

Özetle Türkiye enerjide doğru yolda emin adımlarla ilerliyor ve Bakan Bayraktar’ın enerji diplomasisi Türkiye’nin çıkarlarını destekleyecek sonuçlar üretmeye devam ediyor.

#Diplomasi
#Enerji
#Ekonomi
#Levent Yılmaz