Tüketici kredileri alarm veriyor!

04:007/12/2024, Cumartesi
G: 7/12/2024, Cumartesi
Levent Yılmaz

Ekonomide dezenflasyonun sağlanması yani enflasyonun düşürülmesi için son genel seçimlerden bu yana ciddi bir sıkılaşma programı uygulanıyor. Bu sıkılaşma programının en önemli sac ayaklarından birisi politika faizinin yükseltilmesi iken bir diğeri de kredi koşullarındaki sıkılaşmaydı. Bu noktada TL cinsinden ticari kredilere getirilen sınırlandırma-lar ticari kredi büyümesini yavaşlatmaya devam ediyor. Ancak tüketici kredileri için aynı şeyi söylemek zor. Zira son dönemde tüketici kredilerinde

Ekonomide dezenflasyonun sağlanması yani enflasyonun düşürülmesi için son genel seçimlerden bu yana ciddi bir sıkılaşma programı uygulanıyor. Bu sıkılaşma programının en önemli sac ayaklarından birisi politika faizinin yükseltilmesi iken bir diğeri de kredi koşullarındaki sıkılaşmaydı. Bu noktada TL cinsinden ticari kredilere getirilen sınırlandırma-lar ticari kredi büyümesini yavaşlatmaya devam ediyor.

Ancak tüketici kredileri için aynı şeyi söylemek zor. Zira son dönemde tüketici kredilerinde artış iyiden iyiye dikkat çekiyor ve açıkçası devam eden sıkılaştırma programı ile uyumsuz veriler ortaya çıkıyor. Örneğin 29 Kasım haftasında; 13 haftalık yıllıklandırılmış ve kur etkisinden arındırılmış verilerle ticari kredi büyümesi ılımlı bir düşüşle %21,7’ye gerilerken aynı haftada tüketici kredilerinde 2 puandan fazla bir büyüme gözleniyor.

13 haftalık yıllıklandırılmış ve kur etkisinden arındırılmış tüketici kredi büyümesi %36,6 ile 2023 Temmuz’undan bu yana en yüksek seviyeye çıkmış durumda. Öte yandan Merkez Bankası’nın Finansal İstikrar Raporu’nda da yer verdiği üzere bireysel kredi kartları (BKK) ve kredili mevduat hesaplarındaki (KMH) artış ise 2012-2022 yılları ortalamalarının oldukça üzerinde seyrediyor. Her ne kadar son dönemde bu alanda atılan kısıtlayıcı adımlar olsa da özellikle KMH’lerdeki büyüme dikkat çekiyor. KMH’nin toplam hanehalkı kredileri içindeki payı son dönemde %10’a kadar çıkmış durumda.

İhtiyaç kredileri, KMH ve BKK kullanım oranlarındaki artışa ilişkin endişemin kaynağı ise bu kullanımların hızlıca tüketime dönmesi ve bu tüketiminin de ağırlıklı olarak ithalatı tetiklemesi. Bu durum tüketim mali ithalatını yukarı ittiği için dönem dönem Ticaret Bakanlığı ithalatı kısacak önlemler almak zorunda kalıyor. Ayrıca bankaların bireysel kredi kartı alacakları da hem taksitli hem de taksitsiz tarafta artmaya devam ediyor.

Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporu verilerine göre; kredi kartında faize bırakılan borcun toplam kredi kartı borcuna oranı tarihsel ortalamanın üzerine çıkmış durumda. Asgari ödeme oranı ve üzerinde ödeme yapılan kartlarda faize bırakılan borçların toplam kart bakiyesine oranı %15,3’e, asgari ödeme oranının altında ödeme yapılan veya hiç ödeme yapılmayan kartlarda faize bırakılan borçların oranı ise %12,2 seviyesine yükselmiş. Bu veriler neticesinde; gecikmedeki toplam borcun toplam BKK bakiyesine oranı %27,5’e çıkarak %22’ler seviyesinde olan tarihsel ortalamanın çok üzerine çıkmış. Özetle hem tüketiyoruz hem bunu ithalatla yapıyoruz hem de bunun borcunu ödeme konusunda zorlanıyoruz.

Tüm bu gelişmelere rağmen ise bankalar elindeki kaynakları ağırlıklı olarak tüketici kredilerine yönlendirme konusunda ısrarcı. Bunun birkaç nedeni var. İlki TL cinsinden ticari kredilerdeki aylık %2’lik büyüme sınırı. İkincisi ise bankaların sabit geliri olan bireysellere verdiği tüketici kredilerini daha garanti görmesi. Ancak bu konjonktürel durumun uzun vadeli etkilerini dikkate alırsak bu alanda bir düzenleme yapılması gerektiği aşikâr.

#Ekonomi
#tüketici
#kredi
#Levent Yılmaz