Rusya-Ukrayna savaşının şiddetlenmesi Avrupa Blokunda tartışmaları tekrar alevlendirdi; savunma için gereken adımlar atılmalı!
2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası Almanya, güvenlik politikalarında tarihi bir dönüşüme gitti. Şansölye Olaf Scholz bu süreci “dönüm noktası” olarak adlandırmıştı.
Almanya, askeri gücünün modernizasyonu için 100 milyar Euro’luk özel bir savunma fonu oluşturdu.
Bu analiz Merz’in “asıl sorunun finansman değil, personel eksikliği” vurgusu ile Alman medyasında yer almaktadır.
Almanya, 2011 yılında zorunlu askerliği kaldırmış ve profesyonel orduya geçmişti.
Savunma Bakanı son aylarda, özellikle gençlere yönelik askeri bilinci artırmak ve potansiyel gönüllü havuzunu genişletmek için muhtelif hibrit/gönüllü çözümleri dile getiriyor.
Merz kabinesi, gönüllü askerlik hizmetinin 2026 başında başlatılabilmesi için gerekli yasayı çok geçmeden görüşmeye almak niyetinde.
Savunma Bakanın hedefi, 2030’a kadar 110.000’den fazla gönüllüye ulaşmak ve ordunun asker sayısını 180 binden 260 bine çıkarmak. Ancak muhafazakâr milletvekilleri, Sosyal Demokrat koalisyon ortaklarını, gönüllü modelin yeterli personel çekememesi durumunda, zorunlu askerliği yeniden devreye sokacak bağlayıcı bir mekanizmayı yasaya dahil etmeye zorluyor.
Esasen gördüğüm kadarıyla bu çabanın beyhude olduğunu anlamışlar ve zorunlu askerliğin tek çözüm yolu olduğunu gördüklerinden zaman kaybetmek istemiyorlar.
Bu konuya değinmemin amacı geçen haftada üzerinde durduğum haliyle Alman vizyonsuzluğunun tüm Avrupa kıtası ve komşulara olumsuz sonuçlar doğurması meselesidir. Yazdığım için detaya girmeyeceğim.
Ancak Almanya özelinde ve Kıta Avrupası genelinde Türkiye’ye ihtiyaç günbegün artmaktadır. Tüm veriler ve manzaranın bütünü Avrupa ile Türkiye’nin çok yakın çalışmasının tüm paydaşların menfaatine olacağını göstermektedir.
Bu Türkiye’nin de artık işine gelmeyecektir. Bunun yerine imtiyazlı ortaklık, iş gücünün serbest dolaşımı, gümrük kararlarında Türkiye’nin de onayı ile hareket etmek, ortak pazarın büyümesini ve kıskaca alınan AB’nin hareket alanını genişletecektir.
Kıskaca alınan diyorum zira ABD ve Çin arasında sadece “pazar” ehemmiyeti nedeniyle tüketimi kıymet arz eden AB’nin bunu sürdürebilecek kaynak imkânı kalmamıştır.
Üretimi önceleyecek politikalar ve dolayısı ile tüketim güvenliği için Türkiye ile omuz omuza çalışılması tek seçenektir.
Gurur ve kibir ile alınan kararların AB halklarına faydası olmayacaktır. Günümüz şartlarında varoluşsal gerekler Avrupa toplumlarının Türkiye toplumu ile beraber çalışmasını açıkça gerekli kılıyor.
Bu sefer Viyana, Türkler tarafından değil, ABD-Çin ve Rusya tarafından kuşatılmış vaziyette!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.