Türkiye Suriye ilişkisinde standartların kritik önemi

04:0020/06/2025, Cuma
G: 20/06/2025, Cuma
Mehmet Akif Soysal

Türkiye’de şimdiye kadar öne çıkmayan ama artık önem arz eden bir konu var; standartlar. Standartlar neden önemli? Standartlar, kural birliği oluşturma bu vesileyle iş birliğini arttırma ve ilerleyen zamanda iş birliğini mecbur kılma ve nihayetinde kültür ihracı gibi başlıklarda kritik öneme sahiptir. Ticaret standartları ise genellikle teknik düzenlemeler, çevre kuralları, veri güvenliği, çalışma koşulları gibi birçok alana sirayet eder. Güçlü ülkenin teknolojik altyapısına ve üretim sistemine

Türkiye’de şimdiye kadar öne çıkmayan ama artık önem arz eden bir konu var; standartlar.

Standartlar neden önemli?

Standartlar, kural birliği oluşturma bu vesileyle iş birliğini arttırma ve ilerleyen zamanda iş birliğini mecbur kılma ve nihayetinde kültür ihracı gibi başlıklarda kritik öneme sahiptir.

Ticaret standartları ise genellikle teknik düzenlemeler, çevre kuralları, veri güvenliği, çalışma koşulları gibi birçok alana sirayet eder.

Güçlü ülkenin teknolojik altyapısına ve üretim sistemine göre belirlenmiş standartlar,
kendi ürünlerinin ve şirketlerinin avantajlı konuma gelmesini sağlar.
Böylece güçlü ülke,
kendi mallarına karşı rekabeti dolaylı olarak engellemiş olur.
Özellikle savunma, enerji, yazılım veya tıbbi cihazlar gibi stratejik sektörlerde kendi standartlarını empoze eden ülke,
kendisine bağımlılığı artırarak stratejik üstünlük sağlar.
Bunların bütünü yumuşak güç (soft power) artışı ile neticelenir;

* Kültürel, bilimsel ve teknik normların ihracı; güçlü ülkenin küresel algısını ve cazibesini artırır.

* Eğitim, danışmanlık ve mühendislik hizmetleri de buna bağlı olarak
artan
etki alanı
yaratır.
Türkiye’nin sınır komşusu Suriye ile ilişkileri işte bu standartlar konu başlığı ile ele alınmalı.

Yaklaşık 20-25 milyonluk Suriye nüfusunun bugünkü satın alma gücü ile ekonomisi küçük görünse de çok geçmeyecek bir zaman içinde Türkiye’nin vereceği siyasi destekle ayağa kalkacak devlet düzeni ve ekonomisi ile Türkiye için kıymetli bir pazar haline dönüşecektir.

İşte bu esnada daha sürecin başında standartlarını Suriye’de egemen kılan ülke ilerleyen zamanda en önemli ve kalıcı ticari eşi olacaktır.

Sadece bir kalemden yola çıkarak şunu misal olarak verelim;

Türkiye otomotiv sanayiinde içten yanmalı motorlarda AB normlarına uygun iç pazar standartları ve üretim standartları ile iş yapmaktadır. Yani bizim tüm üretimimiz ister ana sanayi ister yan sanayi olsun AB normları çerçevesindedir.

Halbuki dünyada ABD standardı da otomotiv sanayisi açısından çok güçlüdür; örneğin tüm Orta Doğu ülkeleri son dönem hariç ABD standartlarını ekseriyetle baz alır.

İhracatımızın son on yıldaki lideri otomotiv sanayiidir. Suriye’nin Türkiye’nin içinde olduğu AB standartları ile yola koyulması ile ABD standartları kullanması arasında Türkiye için yüzde yüzlük fark bulunmaktadır.
Eğer ki Suriye ABD standartlarını veya Çin’i baz alırsa Türkiye’nin otomotiv sanayisinin otomobil ihracatı mümkün olmayacaktır. Buna bağlı olarak yan sanayinin yedek parça satışı da gerçekleş-meyecektir. On yıllar boyunca kayıp gerçekleşecektir.

Halbuki Türkiye’nin de içinde bulunduğu AB standartları baz alınırsa Türkiye’nin çeyreği kadar bir pazarı ülkemizin pazarına katmış olacağız. Sınır komşumuz olması nedeniyle lojistik ve sosyolojik avantajımızın olduğunu göz önüne alırsak Türkiye bu durumdan çok avantajlı çıkacaktır.

Şunu da ifade edeyim benim burada yazdığım “standart emperyalizmi” yapalım değildir. Yani her ne pahasına olursa olsun sadece Türkiye önceliği üzerine bunu yazmıyorum.
Bu noktada Suriye’nin de önemli avantajları olacaktır.
Birincisi siyasi olarak tanınma ve iş birliği ihtiyacı içerisinde olan
Suriye Hükümeti, Avrupa Birliği normlarını baz almasıyla AB ülkelerinin siyasi desteğini alacaktır.

AB parlamentosunda ciddi siyasi lobi gücü olan ticari firmaların desteği Suriye Hükümetinden ve Suriye’nin istikrarından yana olacaktır.

Buna ek olarak olayı iki yönlü düşünmeliyiz; Türkiye’nin Suriye’ye ihracı olduğu kadar, Suriye’nin de Türkiye’ye mal ihracı mümkün hale gelecektir.

Hatta Türkiye’nin dönüşümü neticesinde maliyet avantajını yitirdiği birçok sektörde Türkiye iş dünyası, Suriye’de yatırım yapmayı uygun görecektir. Bu iş adamlarının tüm bağlantıları yine Avrupa merkezlidir.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bahsettiğimiz bu konuda geri kalıyor. İş adamlarını alıp Suriye’ye götürmek elbette önemli. Ancak bundan önemlisi satranç oynar gibi stratejik hamleler yapılması, orta ve uzun vadeyi garantiye almamızdır.
Bu ise iş adamlarıyla olmaz. Bakanımız Sn. Ömer Bolat’ın bu konuyu önceliklendirmesi elzemdir.

Aksi takdirde, yakında Suriye tüm devlet birimleri ile kurulduktan sonra aynı Orta Doğu ülkeleri gibi heyetlerle defalarca gider gelir, anlaşmalar imzalar ama bir adım ilerleyemeyiz. Varsa yoksa iki müteahhitlik hizmeti aldık diye övünür dururuz.

Türkiye-Suriye ticareti için aciliyet arz eden bahsettiğim bu konu ilişkimiz olan ve yeni ayağa kalkmak üzere olan Afrika ülkeleri için de aynen geçerlidir. Türkiye Standartları Enstitüsü artık küresel rol oynamalı, ana hedefi iç pazar değil dış pazarlar olmalıdır.

Bunun için Ticaret Bakanlığı’nın vereceği destekle yoğun bir standart diplomasisi yürütmelidir.

#Ekonomi
#lojistik
#Mehmet Akif Soysal