Zayıflayan Avrupa şantaja boyun eğiyor!

04:0031/10/2025, Cuma
G: 31/10/2025, Cuma
Mehmet Akif Soysal

ABD’nin Çin’e tarifler koymasının akabinde genişleyen mücadele alanına Çin basit mallara (Soya gibi) ek olarak Nadir Bulunan Elementleri eklemişti. Dünyadaki REE (Nadir Toprak Elementi) işleme kapasitesinin yaklaşık %80-90’ı Çin’de bulunur. Şunu da ifade edelim ki mesele sadece bu madene sahip olmak değil, daha önemli olan bunu işleme bilgisine sahip olmak. Yani ham topraktan bu cevherleri (ki çok az oranda var) ayrıştırıp kullanılabilecek konsantre hale getirmek. Bu işi de sadece Çin yüksek verimlilikle

ABD’nin Çin’e tarifler koymasının akabinde genişleyen mücadele alanına Çin basit mallara (Soya gibi) ek olarak Nadir Bulunan Elementleri eklemişti.

Dünyadaki REE (Nadir Toprak Elementi) işleme kapasitesinin yaklaşık %80-90’ı Çin’de bulunur. Şunu da ifade edelim ki mesele sadece bu madene sahip olmak değil, daha önemli olan bunu işleme bilgisine sahip olmak.

Yani ham topraktan bu cevherleri (ki çok az oranda var) ayrıştırıp kullanılabilecek konsantre hale getirmek. Bu işi de sadece Çin yüksek verimlilikle yapabiliyor. ABD bile bu konuda çok geride.

Meseleye dönelim; ilk bakışta sadece ihracat kontrolleri gibi görünen bu çerçeve bile Batı’yı zorlarken, esasen Çin’in çok daha akıllıca bir manevra yaptığına şahit oluyoruz.

Çin’in akıllıca manevrası nedir?

Çin Ticaret Bakanlığı (MOFCOM), 2025 yılı boyunca attığı adımlarla nadir toprak elementlerine (REE) yönelik ihracat kısıtlarını küresel düzeye taşıdı.

9 Ekim 2025 tarihli 61 ve 62 No’lu duyurulara göre, Çin menşeli nadir toprak içeriği yüzde 0,1’in üzerinde olan veya Çin teknolojisiyle üretilmiş tüm ürünlerin, nerede imal edilirse edilsin, ihracatı için MOFCOM lisansı zorunlu hale geldi.

Böylece Pekin, Çin kökenli madencilik, rafinasyon, mıknatıs üretimi ve geri dönüşüm tekniklerini de küresel denetim kapsamına aldı.

Çin, Nisan ayında yürürlüğe giren ve Ekim’de sertleştirilen yeni kurallarla, nadir toprak mineralleri için altı aylık ithalat lisansı almak isteyen yabancı şirketlerden son derece ayrıntılı, gizli veriler talep etmeye başladı.

Bu başvuru formları olağanüstü derecede detaylı: Minerallerin üretim hattındaki yerini gösteren ürün fotoğrafları, üretim diyagramları, müşteri bilgileri isteniyor. Bazı durumlarda son üç yılın üretim verileri ve önümüzdeki üç yıla ait tahmini üretim miktarları bile talep ediliyor.

Bu bilgiler, Çin’in Almanya’nın hangi firmalarının tek tedarikçiye bağımlı olduğunu veya hangi firmaların düşük stoklarla çalıştığını tespit etmesini sağlıyor — yani Berlin’in zayıf noktalarını haritalandırıyor.

Normal şartlarda firmalar bu kadar özel bilgileri paylaşmak istemez.

Fakat Alman şirketlerinin fazla seçeneği yok:

MERICS (Mercator Institute for China Studies), Avrupa’nın Çin üzerine uzmanlaşmış en büyük düşünce kuruluşudur (think tank).

MERICS’e göre, Almanya’daki nadir toprak ithalatının %95’i Çin’den geliyor — bu oran AB ülkeleri içinde açık ara en yüksek seviye.

Çin Ticaret Bakanlığı, bu kuralların “dünya barışını savunmayı” amaçladığını iddia ediyor ve bu minerallerin “askeri alanda kullanıldığını” öne sürüyor.

Sonuçta Pekin’in yalnızca Almanya’yı değil, tüm Avrupa tedarik zincirini hedef alabileceği yönünde korkular artıyor — bu da Rusya’nın askeri tehditleriyle birlikte Avrupa’nın yeniden silahlanma planları açısından ciddi bir risk.

Avrupa birkaç asırlık Know-How’ını kendi eliyle, fotoğraflarıyla Çin’e veriyor. Bugünü kurtaran bu süreç uzun zamandır bahsettiğimiz Avrupa’nın çaresizliğine en güzel örnek.

Avrupa süregelen bu zorluklarının üstesinden Türkiye ile gelebilme imkanına sahiptir.

İngiltere’de son montajları yapılan ve sipariş kalmadığı için üretimi durdurulan Eurofighter için aylar evvel yazdığımız Türkiye çözümü bu hafta imzaların atılmasıyla karşılıklı fayda ekseninde sonuçlandı.

Avrupa rönesans gururunu yenebilmeyi başarırsa;

Eskişehir’deki Nadir Toprak Elementi rezervlerine erişebilme ve dahası Türkiye ile beraber know-how geliştirip işleme imkanına çok hızlı şekilde ulaşabilir.

Bu adım oyun değiştiren bir adım olur. Zira Avrupa veya ABD velev ki Çin ile sorunlarını aşmaya çalışsın, bu sadece sorunları ötelemek olacaktır.

Çin bir imparatorluk, tarihe damga vurmuş bir medeniyet ve ayağa kalktı. Bundan sonra ancak denge politikası ile müzakere edilir. Çin asla pes etmez, zaten buna ihtiyacı da olmayacaktır. Çin şu an Batı’dan ileride, bunu anlamak lazım.

Fakat friend-shoring yani dost ülkelerde üretim Avrupa’yı veya Batı’yı Çin’in etkisinden tamamen olmasa da kurtarabilir. Bu noktada coğrafi olarak en yakın ve dost, 1,5 trilyon dolarlık GSMH ile üretim kabiliyetine ve tüketim pazarına sahip tek ülke Türkiye’den başkası değil, olamaz da.

Avrupa için başarının anahtarı Türkiye’nin elinde, Avrupa Birliği’nin Türkiye ile iş birliğini öncelemesi hayatidir.

#ekonomi
#Avrupa
#Mehmet Akif Soysal