Bu vasıflar sayılınca ilk akla gelen birkaç kişiden biriydi Nihat Genç. Ankara’da 1982’de tanıdım onu. Töre dergisi günlerinde. Bir dönem kalabalık grup hâlinde her gün buluşurduk. Sakarya çay ocağının postnişini sayılırdı. Araya yıllar girdi, şehirler değişti, seyrek görüşür olduk. İlk tanıdığım Nihat Genç neyse, son günündeki de oydu. Yerini değiştirse bile çizgisini hiç değiştirmedi. Her zaman delikanlıydı, vatanseverdi, dürüsttü. En son hastalığını öğrendiğim 18 Mart’ta görüşmüştük. Hastaneden
Bu vasıflar sayılınca ilk akla gelen birkaç kişiden biriydi Nihat Genç. Ankara’da 1982’de tanıdım onu. Töre dergisi günlerinde.
Bir dönem kalabalık grup hâlinde her gün buluşurduk. Sakarya çay ocağının postnişini sayılırdı. Araya yıllar girdi, şehirler değişti, seyrek görüşür olduk. İlk tanıdığım Nihat Genç neyse, son günündeki de oydu. Yerini değiştirse bile çizgisini hiç değiştirmedi. Her zaman delikanlıydı, vatanseverdi, dürüsttü.
En son hastalığını öğrendiğim 18 Mart’ta görüşmüştük. Hastaneden iyileşip çıkacağını ümit ettik, nasip değilmiş. Çok üzüldük ama biliyoruz ki hepimiz aynı yere gideceğiz. Hayatımızda önemli ve etkili bir yeri vardır. At sineği gibi toplumu dürtükleyip diri tutmayı kendine vazife bilmişti. Seveni de sevmeyeni de çoktur. Allah rahmet etsin, iyilerle buluştursun cümlemizi.
HALK NİYE OY VERİR?
Halk bir belediye başkan adayına niçin oy verir?
Hizmet etsin diye.
Çöpümüzü düzgünce toplasın, sokakları tertemiz tutsun, kaldırımları sağlam yapsın, park bahçeleri düzenlesin, inşaatları doğru dürüst denetlesin, suyumuzu akıtsın ister oy verirken.
Kimdir halk? Memur, esnaf, emekli, öğrenci, işçi, işveren, iş arayan, aramayıp boşta gezmeyi tercih eden…
Yaşlısıyla genciyle, çoluk çocuğuyla hizmet bekleyen herkes.
*
Hiç kimse, bir belediye başkan adayına yolsuzluk yapsın, rüşvet alsın, çete kursun, hizmet eder gibi yaparak cukkasını doldursun diye oy vermez.
Kendisinin ve yakınlarının tumbaklarını şişirsin diye oy vermez.
Güzel rakı içiyor, viskinin kalitelisini seçiyor, eline mikrofon aldığı zaman konuşurken kendinden geçiyor diye oy vermez.
*
Hizmet getirmesi beklenen ‘seçilmiş’ başkanlar, musluktan temiz su akıtmak yerine; sıkarak, bunaltarak halkın suyunu çıkardığı zaman…
Atık suları bile kanalize edemediği zaman…
Kısacası işin cılkını çıkardığı zaman…
Büyük hayal kırıklığına sebep olur.
“Elim kırılaydı da buna oy vermeyeydim” sözlerini her köşe başında, her parkta, her bankta duyabilirsiniz.
*
Fanatik olmayan, normal insanlardan bahsediyoruz.
“Ağzıma tükürse, deveyi hamuduyla götürse, her tarafı sel alsa, kanalizasyonlar taşsa, yine oyumu başkasına vermem” diyenler hariç.
GAZİANTEPLİLER ÇATLASIN
Bugüne kadar baklava fıstıklı ve cevizli diye iki çeşit yapılırdı. Gizli açık bir çekişme bile vardı ikisini sevenler arasında.
Gördük ve öğrendik ki yurolu baklava da icat etmişler.
Gaziantepliler çatlasın…
İster misiniz Yunanlılar bunu da sahiplenmeye kalksın?
“Yurolu baklavayı ilk biz yaptık” diye tescil için kolları sıvasınlar.
NİTELİKLİ YOLSUZLUK
Evet, rüşvet, irtikap, yolsuzluk gırla gitmiş. Evet, yapmışlar ama öyle sıradan, alelâde değil. Nitelikli.
O kadar okumuş adamlar. O kadar çalışmış, çabalamış, yükselmişler. Güzel vaatlerde bulunup seçilmişler üstelik.
Kaliteli gömlek ceket giyerler. Kravatları afilidir, ayakkabıları gıcır. Niteliksiz mi yapsınlar yolsuzluklarını?
BEŞİ BİRLİK
Biri külhanbeyi, biri kabadayı.
Biri mafya babası edasında.
Öbürü koğuş ağası havasında.
Biri temiz yüzlü görünüyor ama ensesi ve elleri kirli.
*
Gözden sürmeyi çekecek yapıdaki bu kişiler milletin sırtında ağır yük. Nasıl da buluşmuşlar hepsi bir yerde!
AH ŞU SAVCILAR
Savcılar olmasa, CHP’li kadroların belediyeleri yönetmesi ne kolay olacaktı.
Özgür Beyimizin eline yetki geçse, bütün savcıları saf dışı bırakmayı ne çok isterdi!
Kutu kutu baklava al, kadayıf al, şöbiyet al, kazandibi al… Pişmaniyesi de var tabii.
Hiç kimse çıkıp “İçinde ne var?” diye sormasın, soramasın! Hayat nasıl da güzelleşirdi!
Yaz kızım…
İktidar olunca savcıları sav dışı bırakalım.
#Nihat Genç
#Aktüel
#Mehmet Şeker
