Silahlar yanarken…

04:0012/07/2025, Cumartesi
G: 12/07/2025, Cumartesi
Nedret Ersanel

Dünyada tektir. Emsalsizdir. Esasen, sadece Türkiye’de bitirilmiş olması da öyleydi. Hakkını veremedik. Şimdi, tarihin değiştiği değil, değiştirildiği yerdeyiz. ‘Terörsüz Türkiye’nin coğrafyası tüm bölgedir. Menziline vardığında, bu ülkenin gelecek kuşaklarına bıraktığı stratejik pahada en yüklü miras olacaktır… PKK’nın silah yakması, ‘teslimdir’. Beyaz bayrağı çeken sadece onlar değil. Masada tutunmaya çalışsalar da ABD, İsrail, Avrupa, Rusya’nın; hedefi Türkiye olan yaklaşık yarım yüzyıllık saldırılarının,

Dünyada tektir. Emsalsizdir. Esasen, sadece Türkiye’de bitirilmiş olması da öyleydi. Hakkını veremedik. Şimdi, tarihin değiştiği değil, değiştirildiği yerdeyiz.
‘Terörsüz Türkiye’nin coğrafyası tüm bölgedir.
Menziline vardığında, bu ülkenin gelecek kuşaklarına bıraktığı stratejik pahada en yüklü miras olacaktır…

PKK’nın silah yakması, ‘teslimdir’. Beyaz bayrağı çeken sadece onlar değil. Masada tutunmaya çalışsalar da ABD, İsrail, Avrupa, Rusya’nın; hedefi Türkiye olan yaklaşık yarım yüzyıllık saldırılarının, içerideki unsurlarının da kıçlarına bakarak süngülerini düşürdüğü andır…

Zafer kutlamalarını şimdiden yapmak isteyenlerin ruh halini anlayabiliriz. ‘Erken’ bulup, temkin tavsiye edenlere de hak verebiliriz. Hiç mesele değil. Ama
rehavet ve zafiyete kapı açmadan.
Bu konuda da gururluyuz. Dünyanın en kapsamlı terör örgütünü
kanımızla olduğu kadar aklımızla
yendik. Şimdi işi
sonuna kadar
götürebileceğimizi de göstermeliyiz. Türkiye içinde terör bittiğinde, ‘aslında bitmediğini’ nasıl bilip devam ettiysek, şimdi de bitmediğini görmeliyiz.
Tabii ciddi bir farkla! Bitmeyen terör değil.
Terörsüz ülke ve bölgede Türkiye’nin ne/nasıl olması gerektiğidir…

***

Soykırımcı Netanyahu’nun 7 ay içinde üçüncü Washington ziyareti, Ortadoğu gündeminin en önemlisi. Sadece Beyaz Saray’ı değil Savunma Bakanlığı’nı da ziyaret etti ve Trump’ın, ‘Netanyahu’ya sert davranacağım’ sözüne bakıp-bakmamak size ait ama Gazze’de ateşkesin yaklaştığı yönündeki iklim sürüyor…

***

İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ın ABD’li gazeteci Tucker Carlson’a verdiği röportajın zamanlaması da aynıydı. İsrail’i ağzından düşürmeden savaşın devam etmesini istemediklerini söyledi. Amerika’ya hiç bulaşmadı. Anlamı,
İran’ın da ABD’yle bir müzakere ve uzlaşı sürecine kapı açtığıdır…
Tahran-Washington buluşması başlı başına önemli olmakla beraber, nükleer silah ve Uranyum zenginleştirme dosyası hâlâ açık. Rusya’nın, “Uranyum’un işletilmesinde yardımcı olmaya hazırız” teklifi,
Moskova’nın arabuluculuktan fazla rolü bulunduğunu
gösteriyor. İsrail’in de Tahran’a söyleyecek fazla sözü kalmadı; çünkü Netanyahu ne zaman ağzını açsa, Trump, “nükleer altyapısını yok ettik işte, daha ne” diye kapatıyor. Ama Tel Aviv başka bir şey söylüyor; “Barış çemberi hayal ettiğimizden geniş olabilir”. Çember, İbrahim Anlaşmalarıdır…

***

Azerbaycan-Rusya gerginliğine çarşamba göz atmıştık. Aynı dolgunlukta olmasa da sürüyor. Ukrayna istihbaratının yayınladığı yeni bir belgeye göre Rusya, Ermenistan’daki askerî üslerine asker yığıyor. Anlamı,
Kafkasya ve Zengezur
dengeleridir. Tabii ki haber Bakü tarafından hemen yalanlandı. “Bu meseleden Ukrayna’ya ne” sorusunu düşünmeliyiz…

***

Ukrayna demişken; yukarıdaki örnek Ortadoğu-Hazar-Karadeniz-Ukrayna’nın birbirinden bağımsız olmadığını bir daha ispatlıyor ama Trump’ın Kiev yönetimine “savunma” silahları vereceğine dair sözleri cephede yeni bir dalgalanma yarattı. Ruslar, “Trump istikrarsız davranıyor” derken, ABD’nin Avrupa’ya silah satacağı, onların da Ukrayna’ya vereceklerine dair haberler yayılıyor. Fakat mesele bu da değil; Ukrayna cephesini takip ilk günlerin heyecanını yitirdiğinden, Rusya’nın seri toprak kazanımlarına dikkat kesilemiyoruz. Trump’ın çıkışı bununla ilgili…

***

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in Pakistan’a yaptığı ziyaret de önemliydi. Hindistan, Azerbaycan, İran, Afganistan ve Çin kadar, Körfez ülkeleri ve ABD de gözlerini ayırmadı İslamabad’dan…

Ankara-İslamabad-Bakü ilişkileri her zaman iyidir ama bu sefer
daha bir parlak
duruyor. Bakan Fidan’ın, “son derece stratejik” olarak tarif ettiği konu başlıkları içinde “savunma ve enerji girişimleri” başı çekiyor…

***

Biraz altta, Abu Dabi’de, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Paşinyan bir araya geldiler. Konu yine Barış anlaşması ama hem Bakü’nün hem Erivan’ın uğraşmak zorunda olduğu sorunlar var. Barış ilerledikçe sağda soldan daha çok sızlanma duyuluyor. Sızlanmakla da kalmıyorlar!..

***

Daha uzakta, Libya’da da ilginç gelişmeler var; ülkenin doğusunu kontrol altında tutan Hafter yönetimi, Yunanistan, İtalya ve Malta’dan gelen bakanlar ile AB Göç Komiseri’ni, uçaktan indirmeden geldikleri yere postaladı. Bu ters-yüz, Hafter politikalarında dramatik bir dönüşe işaret etmese de-çünkü, önce Trablus’a gittiler diye kızdı-Batı yönetiminin Türkiye ile imzaladığı deniz yetki anlaşmasına katılabileceği haberlerinin ardından geldi…

***

Uzatmayalım. Yoksa Çin Başbakanı’nın Kahire ziyareti veya İngiltere Başbakanı-Fransa Devlet Başkanı’nın Londra buluşmasından çıkan Ortadoğu okumalarını, Suriye Devlet Başkanı el Şara’nın, Beyaz Saray’da Netanyahu ile buluşacağı yönündeki haberleri de kolaylıkla katabiliriz kolaja. “ABD-Fransa-YPG/SDG-Şam’ görüşmesini hangi bağlamda ele almalıyız” sorusu da dahildir…

Hepsi ‘anlıktır’. Son bir aya çıktığımızda ne sayfalar ne gazete köşeleri yeter bu gel-git listelerine…

Peki bu kısa dökümü niye yaptık?

Şöyle bir noktaya geldik;
terör örgütü her alanda bizim 50 yıllık yumuşak karnımız olduğundan, şimdi tasfiye edilmesini en büyük kazanımımız olarak görüyoruz. Hayır! 10-20 yıl önce bu noktayı yakalasak kâfi gelebilirdi. Bugün nihai hedef olamaz…

Terör örgütünün tasfiye süreci daha devam edecek. Dünyadaki emsallerinde de böyle oldu, normaldir. Buna takılmayalım. Yok silahlar ne olacak, yok şuradaki örgüt unsurları ne yapacak, elebaşları nereye gidecek, teknik ve ikincil sorunlardır. Bunları güvenlik mimarimiz halleder.

Ama “Terörsüz Türkiye” hedefine ulaşıldığında, büyük bir bölgesel eşiği geçmiş olacağız. Gireceğimiz devasa stratejik salon, “küresel oyuncu Türkiye”nin önüne
yeni bir seviye ve hizalanma
getirecek…

***

Türkiye’nin 25 yıllık zorlu/sancılı hazırlık süreci sadece örgüt tarih olsun için değildir!
Bölgesel terörün sona ermesi ve arkasının düşmesiyle “elimiz boşalacak”. Müsait olmadır…
Dışarısı temizleniyor, dikkat, içerisi de temizleniyor ve tahkim ediliyor. Üzerine küresel konjonktür uygun…

O halde?

Terörü gömüp eve döneceğimiz, kapımızı kapatıp oturacağımız bir dönem değil. Bu, Hazar-Karadeniz-Akdeniz-Kızıldeniz-Basra’nın tek miğfere dönüştüğü havzada baskın politik karakter oluşturmakla ilgilidir. O dahi yetmez. Çünkü bahis konusu haritanın uçları Doğu ve Batı’ya açılan geçitleri tutuyor…

Sonuç olarak; Türkiye büyük övgü hak ediyor ve terör örgütünün tamamen bitirilmesi, tacın büyük ve kıymetli taşıdır. Asıl o tacı istiyoruz. Fakat taç ne, anladık mı?

#Politika
#Siyaset
#Nedret Ersanel