Üçlü takvim kurmuştuk; Perşembe başlayan Rusya (Putin)-Çin (Xi) zirvesi, Kazan’da yapılacak BRICS zirvesi ve ABD Başkanlık seçimleri…
Dünyada her gün sürüyle olay yaşanıyor. Bir kısmı stratejik bir kısmı konvansiyonel etkilerle gerçekleşiyor. Örneğin, Fransız Kolonisi Yeni Kaledonya’da yaşanan dalgalanmalar bir sebep-sonuç ilişkisi içerdiğinden, Afrika’da Fransa’nın varlığının rendelendiği dönemle senkron gösterdiğinden, yüzölçümü küçük olsa da jeopolitiği büyük olaydır. (Öyle ki, Paris basını içinde gelişmeleri Türk ve Azerbaycan istihbaratına bağlayanlar var!)
Keza, Nijerya’da ABD ve Rus askerlerinin bir askeri üste ‘yüz-yüze’ kalmaları da öyle. Yapı-bozum dönemlerinde şaşırtıcı olayların tekdüze sayılmaları olağan. Ancak önemlerini azaltmıyor…
Benzer şekilde, Ukrayna’da Rusya için avantajlı saha pozisyonu gelişirken Savunma Bakanı’nın yerine askeri değil ekonomik alanda temayüz etmiş bir siyasinin getirilmesi de öyle. (Ukrayna savaş stratejisi bundan sonra Rus Genelkurmayı/Gerasimov tarafından yönetilecek demektir ve ülkenin rol dağılımı hakkında da fikir verir.)
‘Jeopolitik olarak, Rusya, Çin ve İran’la daha belirgin/entegre ilişkiler kuracak ve bunu savunacak’ diyerek işin içinden çıkabiliriz ama doğru olsa bile süreci eksiksiz kavramamızı zorlaştırır…
BRICS burada devreye giriyor…
Uzun ve çoklu alanlarda savaşlar dönemi yaşanıyor/yaşanacak ise, BRICS ve benzerlerinin (TDT, AEB, tüm ulaşım ve enerji projelerinin) ana araçlardan olduğunu bilmek zorundayız. Nitekim, gelecek toplantıda, “de-dolarizasyon” üzerine daha somut, resmiyete dökülmüş bir ilan olacak ise, “savaş ekonomisine geçiş/uyum” demek olacağı da aşikârdır…
Pekin ve Moskova’nın, Washington’un dünya politikalarına yönelik ortak bir itirazı paylaştıkları açık. Fakat bu ortaklığın niteliği konusunda tartışma var. ‘ABD’ye karşı ortak bir cephedir’ denebilir mi?..
Bu da bir sıkışma, ‘başka yolu kalmama’ halidir. Aynı nedenle, ikili ilişkilerini derinleştirmeye, bölgesel-Pasifik/Avrasya/Türkistan/Batı Asya/Ortadoğu politikalarını paylaşmaya, paslaşmaya, nihayet ekonomi savaşlarının uzun vadesine kendilerini hazırlamaya çalışıyorlar. Son zirve de bunun anlaşmalarıyla doluydu…
Türk jeopolitiği açısından ise durum yine “arada kalma” halidir. Stratejik adımlar/planlar konusunda çok şey önerilebilir. Fakat öncelikle cevaplanması gereken, bu sürecin “normalleşmeyle” aşılıp aşılamayacağı meselesidir…
Son 25 yılın dış politika tecrübelerini, ulusal güvenliğimize yönelik ağır saldırıların nedenlerini, sebep-sonuç ilişkilerini asla unutmamalıyız.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.