
İsrail’in soykırım suçunun Yahudiler arasında ne türden bir ayrışmaya yol açtığını az çok takip edebiliyoruz. Yahudi dünyasının kahir ekseriyeti İsrail’e ve soykırım ideolojisi olan Siyonizm’e inançlarını sürdürüyor. Buna karşın Yahudi dünyasına dâhil oldukları hâlde İsrail’e ve Siyonizm’e inanmayı bir kenara bırakın, oldukça sert eleştirileriyle öne çıkanlar vardır. Bu, çok önemli bir durum. Bu karşıtlığın kendi içinde ne türden gelişmelere yol açacağı üzerine tahmin yürütmek benim gibi bu olaylara dışarıdan bakan biri için kolay değil. Filistin’in tarihî topraklarında işlenen suçlarla ilgili İsrail’e ve Siyonizm’e sert eleştirileriyle öne çıkan Yahudilerin görüşleri 7 Ekim 2023’ten sonra Türkiye’de de daha çok yayılmaya başlandı. Kişisel olarak bu yazarların görüşlerinden faydalandığımı belirtmek isterim.
İsrail’i en başından itibaren kolonyal bir proje olarak tasarlayan ve 1917’den sonra şekillenen manda rejimi altında bir “Yahudi Devleti” olarak inşa eden İngiltere’de de İsrail’e ve Siyonizm’e gönülden bağlı olan insanlar kahir ekseriyeti teşkil etmektedir. Fakat burada çok önemli bir farkın altını çizmemiz gerekiyor. İngiltere’deki insanlar ile kastettiğimiz daha çok İngiltere’nin seçkin sınıflarıdır. İngiltere’de bu seçkin sınıflara dâhil olduğu hâlde İsrail’e ve Siyonizm’e radikal eleştirileriyle öne çıkanlar da oldukça sınırlıdır. Görünüşe göre İngiltere’de seçkin sınıfların dışında yer alanlar, İsrail’in savaş suçlarını protesto mahiyetindeki gösterilere daha yüksek oranlarda katılım göstermektedir. Bunun neticesinde İngiltere’nin savaş suçlarına dahliyle ilgili tartışmalar çok daha geri planda kalmaktadır. Hâlbuki İsrail ve Siyonizm doğrudan İngiltere’nin eseridir ve bugün Filistinlilerin yaşadığı büyük acılara sebebiyet veren doğrudan İngiltere’dir.
Daha önceki yazılarımda İngiltere’nin Siyonizm ve İsrail ile alakasını farklı açılardan dile getirmeye çalışmıştım. Bu çerçevede Hıristiyan Siyonizm’i gibi oldukça önemli başlıklar gündeme geldi. Ne yazık bu mesele hak ettiği ölçüde ele alınmış değildir. Hâlbuki Hıristiyan Siyonistlerin Osmanlı coğrafyasında açtığı okullar gibi alt başlıklar meselenin bizim tarafa bakan boyutlarına da işaret etmektedir. Buna rağmen derin bir tartışmanın olmaması ciddi bir eksikliktir. Oryantalist külliyatı da aynı çerçevede değerlendirmek gerekecek. İngiltere’de Siyonizm’e ve İsrail’e bağlılığın tartışma konusu olması durumunda birtakım değişimlerin yaşanabileceğini tahmin edebiliriz. Fakat göründüğü kadarıyla İngiltere’de seçkin sınıflar Siyonizm’e ve İsrail’e bağlılıklarını sorgulatmak istemiyor. Seçkin sınıfların kararlılığı fikir dünyası üzerinde de belirleyici olmaktadır. Bu da Siyonizm ve İsrail söz konusu ise asıl bakılması gereken yerlerden birinin İngiltere olması gerektiğini bizlere hatırlatıyor. Daha önce ifade ettiğimiz gibi küresel hegemonya açısından hiyerarşik piramidin tepe noktasında Anglosaksonların oturduğunu görmezden gelmek ciddi yanlışlıklara yol açmaktadır. Filistin’in tarihî topraklarında mülksüzleştirme, sürgün, soykırım İngiltere manda rejimi altında başlamıştı. İngiliz manda rejiminin yol açtığı sorunları daha iyi değerlendirebilmek için bu yakınlarda gösterime giren Filistin 36 filmini seyretmekte fayda var. Siyonist Yahudi terör gruplarına İngiltere’nin desteği yüz yıl önceye dayanır. Bu, tesadüfî bir durum değildir. Birlerinin zannettiği gibi Yahudilerin İngiltere’yi ele geçirdiği ve yönettiği yönündeki düşünceler, İngiltere’nin Filistin meselesindeki rolünü görünmez kılıyor.
İngiltere’nin yanında Almanya, Fransa ve ABD’nin de bugünkü soykırımda başat rol oynadığını özellikle belirtmemiz gerekir. Bu ülkeler de Yahudilere boğun eğdikleri için Filistin’in tarihî topraklarındaki soykırıma dâhil olmuş değillerdir. Tartışmaya açılması gereken Batı Avrupa ülkelerinin beş yüz yıllık kolonyal tarihidir. Aydınlanma Dönemi ve Fransız İhtilali gibi büyük başlıkları dahi aynı bağlam içinde değerlendirmemiz gerekiyor. Bu, bizim için de ileriye doğru atılmış bir adım olacaktır.
Bazen açıkça bazen de üstü örtülü olarak ifade ediyoruz. Türkiye’de son derece sığ bir karşıtlığın içine hapsedildiğimizi düşünüyorum. Bu ülkenin insanları yıllarca farklı gerekçelerle tarihine küfretmeyi alışkanlık hâline getirdi. Kimi Abdülhamit’e kimi Enver Paşa’ya kimi de başka tarihî şahıslara küfrediyor. Bir anda gündem değişiveriyor. Oysa insanlık tarihinde görülmemiş hadiselere tanıklık ettiğimiz bir dönemden geçiyoruz. Sorunları kaynağında görebilmek için daha uzaklara bakmamız gerekiyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.