Saraybosna’da insan avı-1992

04:0024/11/2025, Pazartesi
G: 24/11/2025, Pazartesi
Selçuk Türkyılmaz

Milano cumhuriyet savcılığı Bosna Savaşı sırasında Saraybosna’ya keskin nişancılık için giden İtalyanlarla ilgili iddialar üzerine soruşturma başlatmış. Soruşturma İtalyan gazeteci-yazar Ezio Gavazzeni’nin iddiaları ve bunu destekleyen kanıtlardan hareketle başlatılıyor. Anladığım kadarıyla soruşturma zevk ve eğlence için Saraybosna’da insan avına çıkan İtalyanları kapsıyor. Çünkü yine iddiaya göre Saraybosna’da zevk ve eğlence için insan avına çıkanlar arasında Fransız, Alman ve İngilizler de var.

Milano cumhuriyet savcılığı Bosna Savaşı sırasında Saraybosna’ya keskin nişancılık için giden İtalyanlarla ilgili iddialar üzerine soruşturma başlatmış. Soruşturma İtalyan gazeteci-yazar Ezio Gavazzeni’nin iddiaları ve bunu destekleyen kanıtlardan hareketle başlatılıyor. Anladığım kadarıyla soruşturma zevk ve eğlence için Saraybosna’da insan avına çıkan İtalyanları kapsıyor. Çünkü yine iddiaya göre Saraybosna’da zevk ve eğlence için insan avına çıkanlar arasında Fransız, Alman ve İngilizler de var. İtalyan gazeteci-yazar Ezio Gavazzeni’yi bu cesur adımı için kutlamak gerekir. İddiaların ispatlanması durumunda çok farklı değerlendirmelerin yapılacağını zannediyorum.

Ezio Gavazzeni, Saraybosna’ya insan avı için giden İtalyanların sayısı hakkında açık bir rakam vermiyor fakat gazetelere yansıyan bilgilere göre üç dört kişinin adı tespit edilmiş. Sayının daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Fransız, Alman ve İngiliz insan avcılarının sayısıyla ilgili de bir rakam verilmiyor. Fakat keskin nişancıların Belgrad üzerinden Sırp askerleri eşliğinde Saraybosna’ya gittiği söyleniyor. Hatırladığım kadarıyla o zaman da bu keskin nişancılar çokça konuşuluyordu fakat kimlikleri hakkında kesin bir bilgi yoktu. Türkiye’den çok yakın bir arkadaşımla 1992’nin ağustosundan itibaren bir müddet Travnik’te bulunmuştum. Travnik de Saraybosna gibi dağların eteklerinde kurulmuş bir şehir. Savaşın başladığı ilk günlerde dağlarda mevzilenmiş keskin nişancıların şehirde yaşayan insanlara ayırt etmeksizin ateş ettikleri konuşuluyordu. Ne yazık ki Saraybosnalılar uzun bir müddet keskin nişancıların hedefinde kaldı. Saraybosnalıların açık hedef olunan yerlerden ölüm korkusuyla hızlıca geçtikleri televizyonlardan bile takip edilebiliyordu.

İtalyan, Fransız, Alman ve İngiliz insan avcılarının ya da keskin nişancıların Saraybosna’nın haricinde Bosna’nın hangi şehirlerinde insan avına çıktıkları şimdilik bilinmiyor. Hollanda askerilerinin Srebrenitsa’da Sırpların işlediği savaş suçlarına zemin hazırladığını bütün dünya öğrenmişti. Fakat bunun bağlamı biraz farklıydı. BM şemsiyesi altında faaliyet gösteren Hollanda askerleri soykırımı durdurmaya güçlerinin olmadığı gibi bir gerekçe sunmuşlardı. Buna karşın büyük bir ihtimalle insan avına çıkan “zengin”leri biliyorlardı. Bu kadar önemli bir olayın konuşulmaması mümkün değil. Türkiye’den giden birkaç kişi gazeteci kimliği ile geçiş yaptıklarında Alman basını bunu hemen haberleştirmişti. İtalyan, Fransız, Alman ve İngiliz elitlerinin Saraybosna’da insan avına çıktığından haberdar olunmaması herhâlde imkânsızdır. En azından bu türden olaylar istihbarat örgütlerinin bilgisi dâhilindedir. Devletler istihbarat kurumları kanalıyla bu türden hadiselerle ilgili muhakkak bilgi toplar. Şimdiye kadar herhangi bir bilgi sızdırmadıklarına göre kontrollü bir şekilde örtbas ettiklerine hükmedebiliriz.

İngiltere ve ABD’nin 1991’de Irak’ı işgaliyle birlikte başlayan dönemde insan avcılarının nerelerde ölüm saçtıkları hakkında kesin bilgimiz yok fakat bunların yakın coğrafyamızda birçok bölgeyi kirlettikleri anlaşılıyor. İngiliz, Alman, Fransız ve İtalyanların Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde de insan avına çıktıklarını tahmin edebiliriz. Ne yazık ki Gazze için de benzer iddialar gündeme geldi. Batı Şeria’da neredeyse her gün keyfi olarak Filistinliler hâlâ öldürülüyor. Bazen failler tespit ediliyor hatta Gazze’de yemeğe ulaşmak için belli bir alana akın eden insanlara ABD askerlerinin ateş ettiği de tespit edilmişti. Filistin’de Avrupalı keskin nişancıların kirli eylemleriyle ilgili haberlerin yayımlanması için herhâlde otuz yıl daha beklememiz gerekecek.

Sadece bir kısmını bildiğimiz hadiselerin hemen hepsi 1990’lardan sonraya aittir. Aynı yıllarda Türkiye’de liberalizm altın çağını yaşadı. Liberal düşüncenin Türkiye temsilcileri çeşitli yayın organları ile Batı Avrupa ve ABD değerlerini bu dönemde Türkiye’de pazarladı. Doksanların başından itibaren Türkiye’de yeniden laik anti-laik kavgası başlatılmış, çok sert ve yapay bir karşıtlık oluşturulmuştu. FETÖ böyle bir iklimde inanılmaz bir güce ulaştı. Nitekim Türkiye’de liberal düşüncenin en önemli temsilcileri daha sonra FETÖ’nün yayın organlarında bir araya geldi. Bunlar öyle basit ve geçiştirilecek hadiseler değildir. Bilindiği gibi bu örgüt Batı Avrupa devletleri, İngiltere ve ABD ile doğrudan temas hâlindeydi. Örgüt içinde İsrailli kanat da çok güçlüydü. Hep birlikte Batılı değerleri pazarladılar. Hiçbiri insan avına çıkan İtalyan, Fransız, Alman ve İngilizlerden bahsetmedi. Aynı dönemde Bosna ile dayanışma içinde olanların bir suçlu gibi takip edildiğini de biliyoruz.

#Saraybosna
#Tarih
#Selçuk Türkyılmaz