
Öğrencilerinin saygısızca hareketleri karşısında çaresiz kalan o zavallı Öğretmeni görünce pisuvarın tarihini merak ettim. Antik Roma’ya kadar uzanıyormuş mevzu. Şimdi bildiğimiz hali Fransız icadı imiş. Binalara, kaldırımlara ve sokaklara idrar yapılmasını azaltmak için yapılmış. Pisuvar, Fransızca pisser (işemek) fiilinden türetilmiş, pissoir (işeme yeri) demekmiş. Andrew Rankin isimli bir Amerikalı 27 Mart 1866’da modern pisuvarın ilk patentini almış. Dünyaya yayılması Almanya üzerinden olmuş, niyesini çözemedim. 1950’li yılların sonlarında Alman firmaları ile işbirliğine giderek Türkiye’de ilk pisuvar üretimini Vitra gerçekleştirmiş. Okul, hastane, iş merkezi derken zamanla evlere kadar girmiş. Duchamp’ın porselenden yapıp baş aşağı döndürdüğü Fountain’i var bir de, o şimdilik lazım değil.
Bendeniz oldum olası garipsedim bu pisuvarları. Bizdeki varlığını bir türlü kabullenemedim. Gavur memleketlerinde tahammül edilebilir gibi gelen pisuvar fikri Türkiye’de hep eğreti, anlamsız, saçma göründü gözüme. Mesele sadece ayakta bevletmenin tahrimen mekruh oluşu değildi sanırım. Alaturka tuvalette de ayakta teşaşür eyleyen yurdum insanı vardı nihayetinde. Bu arada ‘teşâşür’, şırıldatmaktan mülhem bir Ferhan Şensoy hediyesiymiş lügatimize. Çocukların öğretmenlerini madara ettikleri o içler acısı videoyu görünce pisuvarı neden sevemediğimi oturup bir daha düşündüm.
Her ürün bir ihtiyaçtan doğuyor ve doğduğu iklimin değerler sistemini taşıyor bünyesinde. Saadettin Ökten Bey hocam, ‘Türkler icad etseydi, muhtemelen otomobile ayakkabı çıkarılarak binilecekti’ der. Bu aklımızda dursun. Apartman geldi komşuluk bitti diye serzenişte bulunanları duymuşsunuzdur. Bireyin özgürlüğünü hedefleyen gavur oğlu, zaten komşuluğu bitirmek için inşa etmiş apartmanı. Ürünü alıp değeri almamak mümkün değil. Bu da dursun aklımızda.
Büyük abdestini klozete çözen, teşaşürü sokaklarda halleden insanların memleketinde pisuvar bir ihtiyaca denk düşüyor ve bir problemi çözüyor. Her iki ihtiyacını da asırlardır alaturka tuvalette ‘çöğdürerek’ gören yurdum insanı ise alafranga tuvalet ve pisuvar fikrini bir araya getiremiyor zihninde. Batıda klozetin de yeri belli pisuvarın da. Biz pisuvarı ayıp gördüğümüz için teşaşürü kapalı kapılar ardındaki klozete havale ediyoruz. Çağdaşlığa mani bir sembol gibi cascavlak ortada kalan alaturka tuvalet hızla çekiliyor bu arada hayattan. Neticede büyük bir trajedi ortaya çıkıyor. Bizden önce gelenlerin teşaşürleriyle rengarenk olmuş klozetlerde büyük abdest bozabilmek için elimizde peçetelerle oturacağımız yerin temizliğine girişmek zorunda kalıyoruz. Kahrolsun pisuvar mı diyelim şimdi go home klozet mi!
Ürünler gibi fikirler de neşvü nema bulduğu tasavvurun değerlerini yansıtıyor. Batıda gördüm kopyaladım aldım dediğiniz anda çelişkiler yumağına dönüyorsunuz. Siz o değilsiniz çünkü. Sizin toprağınız o değil. Sizin insanınız o değil. Sizin dedeniz öyle değildi. Sizin eğitim sisteminiz asla öyle değil mesela! Disiplinden müfredata, biçimden üsluba, mekandan süreye, sıradan tahtaya, oradan bilmem daha nereye kadar size benzemeyen, sizden doğmayan, sizi yansıtmayan bir eğitim sistemiyle öğrenci nam zıpır veletleri yetiştirmeye çalışıyorsunuz. Sonra da bu çocuklar ne ara böyle oldu, niçin bize hiç benzemiyor, hiç edep kalmadı diye efkarlanıyorsunuz. İstibranın kitabını yazmış dedelerin torunlarını, sokaklarını sidik kokusundan kurtarmak için pisuvar icat eden adamların sistemiyle eğitmeye çalışıyor, sonra da paçalardan damlayan kepazeliğin sebebini bulmaya çalışıyorsunuz!
Yapa boza kevgire çevirdiğimiz canına yandığımın sistemini baştan aşağı değiştirmek için kimin ne diyeceğine, hangi fincancı katırının niçin ürkeceğine bakmadan, bir an evvel yola çıkmalı! Eğitim meselesinin hallini bir kenara bırakıp maarif davasının derdine düşmeli. Okullara bina yapmaya biraz ara verip mekteplere ruh üfleyecek adımları atmalı. Öğrencileri eğitime mecbur etmeyi terk edip talebelere imkan sağlamalı. Öğretmenleri tatile gönderip muallimlere uykuyu haram etmeli!
Siz meselenin pisuvardan buraya nasıl geldiğini düşünedurun, bendeniz mevzunun buradan sifona varmadan hallolamayacağını bir dahaki yazıya bırakayım.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.