Kültürel dünyâlar ve zihinler de buna uygun bir dönüşüm geçirmiştir. Postmodernlik tam da buna işâret eder. Bize kaybettiğimiz bağları ve değerleri hatırlatır ve onları yeniden sâhiplenmemizi vaz eder. Pandora’nın kutusunun açılması gibi bir şeydir bu.
Sanâyi kapitalizminin kovduğu herşey geri çağrılmaktadır.
Açık toplum ve radikal demokrasi çağrılarıyla bürokratik olarak yapılandırılmış disiplinli yapıların tamâmı eleştirilere açıldı. Ekonomipolitik gerekliliklere göre inşâ edilmiş olan ulusdevletler, bürokrasiler, yerleşik hukukî yapılar, maarif sistemleri âdeta topa tutuluyordu. Bunun ilk başlarda çok ferahlatıcı tesirleri oldu. 19. ve 20. asrın ağır yüklerinden ve baskılarından kurtuluyorduk. Aslında, o yapıları çözen, onları inşâ etmiş olan kapitalizmin yeni dinamikleriydi. Eleştirel Sovyet çalışmalarının ortaya koyduğu her şey bir bumerang hareketiyle geri dönüyor, gûya onu bozguna uğratan ve zaferini ilân eden Batı’nın kendi iç yıkımına ve çözülüşüne çarpıyordu. Kısa bir zaman sonra, gidişâtın o istikâmette olmadığı anlaşıldı. Kapitalizm,
birikimin kalelerini meydana getiren ulusdevlet mecrâlarında, altına girdiği ve kendisine ağır mâliyetler doğuran sosyal taahhütlerinden kurtulmak
istiyordu. Hepsi buydu. Evet, bunun da bir riski vardı. Nitekim İngilizler karşılarında bir İrlanda, İskoçya, Galler; Belçika Valon-Flaman; İtalya Kuzey-Güney, Fransa Bask ve Korsika, İspanya ise Katalan ve Bask meselelerini buldu. Ne gam, “eski”, “köhnemiş” ve “çürümüş” devlet yapıları bunlarla uğraşsın dursundu.
Sermâyenin ne vatanı ne milleti olurdu. Onlarla iş tutan, hattâ onları vaftiz eden sanâyi kapitalizmiydi.
(E. Gellner, ulus sanayileşmenin fonksiyonudur” derken ne kadar haklıydı). Yeni dinamikler artık onları boşa çıkarıyordu. Küreselleşme kavramının özgürleşme çağrıları aslında sermâyenin, sosyal devlet uygulamalarını taşıyan ve sermâyeye ağır mâliyetler yükleyen ulusdevletten ve onun bürokratik yapılarından kurtulmasını müjdeliyordu. Tabiî ki büyük yığınların “özgürleşimden” payına düşen; onları kapitalist vahşetten koruyacak her çeşit garantiden mahrum kalmak, daha da fakirleşmek oldu.