Bâzı otoriteler, meselâ George Hawley, Paleoconların ABD siyâsetinde arkaik kaldığını, söylemi yer yer Paleocon söylem ve ideoloji ile kesişse de Trump’ın bu siyâsetleri diriltecek olan bir şahsiyet olmadığını vurgularlar.
Yabancı düşmanlığı, göçmen karşıtı duruş, kürtaj, eşcinsel evlilikler, LGBTQ karşıtlığı
gibi moral hususlarda ,evet, Trump Paleoconları çağrıştırmaktadır. Ama ekonomik olarak bakıldığında Trump’ın Paleoconların temel duruşlarının çok azını paylaştığı hemen anlaşılabilir. Paleoconlar gibi Trump da gümrük târifeleri koymayı seviyor. En az onlar kadar korumacı. Ama
tecritçilik husûsunda Paleoconlardan ayrılıyor.
Tüccar tarafı baskın çıkıyor, Kanada ve Grönland’a göz koyuyor. Ukrayna’nın değerli mâdenlerine el koymaktan, Arapların paralarını gaspetmekten hiç çekinmiyor. Buna tecritçilik demek son derecede zor. Buralarda tam bir Neocon performans ortaya koyabiliyor. Ama daha mühimi, Palecon akım içinde çok yaygın olan
antisemitizm, Yahudî varlığından şikâyet gibi unsurların Trump için geçerli olmamasıdır.
Trump, tam aksine yoğun bir İsrâil sempatisinden hareket etmekte, Netanyahu gibi kasap siyâsetçilerden haz etmemekle berâber
siyonizmin genel prensipleriyle son derecede uyumlu bir hat
tâkip etmektedir. Hâsılı, Trump’ı Paleocon ideoloji ile ilişkilendirmek yer yer hayli zor. Belki de onu, Paleocon ideolojiyi kendisine göre yorumlayan bir şahsiyet olarak değerlendirmek en doğrusu.