Trump-Putin görüşmesi

04:0020/03/2025, Thursday
G: 20/03/2025, Thursday
Süleyman Seyfi Öğün

Rusya, kendi resmî ifâdesi mucibince Ukrayna’ya karşı bir “operasyon” başlatacağını beyân ettiği günlerde herkes, Ukrayna’nın çok kolay bir lokma olduğunu, “operasyonun” uzun bir zaman devam etmeyeceğini, en fazla bir hafta içinde tamamlanacağını düşündü. Çok yakın bir mâzide, Kırım’ı da bu şekilde, bir Yıldırım Operasyonu ile ele geçirmemiş miydi? Putin operasyonun gâyesini, Ukrayna’nın, Rus azınlığın yaşadığı Donetsk ve Luhansk topraklarının kurtarılması, Sağ Sektör, Azov Taburları vb neonazi

Rusya, kendi resmî ifâdesi mucibince Ukrayna’ya karşı bir “operasyon” başlatacağını beyân ettiği günlerde herkes, Ukrayna’nın çok kolay bir lokma olduğunu, “operasyonun” uzun bir zaman devam etmeyeceğini, en fazla bir hafta içinde tamamlanacağını düşündü. Çok yakın bir mâzide, Kırım’ı da bu şekilde, bir Yıldırım Operasyonu ile ele geçirmemiş miydi?

Putin operasyonun gâyesini, Ukrayna’nın,
Rus azınlığın yaşadığı Donetsk ve Luhansk topraklarının kurtarılması, Sağ Sektör, Azov Taburları vb neonazi unsurlardan temizlenmesi, Ukrayna’nın NATO üyeliğine kesinkes mâni olmak gibi
bir dizi kalemde toplamıştı. Savaş çok cepheli olarak başladı. Bunlardan en kuvvetli olanı, kuzeyde, istikâmetini doğrudan Kiev’e veren cephe idi. Bu çok cepheli savaşta Rus ordusunun teklediğini tâkip ettik. Ukrayna direnişi beklenenden sert çıkmıştı. Âni bir kararla, Rusya açtığı pek çok cepheyi kapattı. Harkiv gibi ele geçirdiği lâkin elinde tutmakta zorlandığı yerleri terk etti. Tekmil kuvvetlerini doğuya, Donbas bölgesine yığdı. Azak Denizi civârındaki Mariupol gibi çok kritik ehemmiyeti hâiz bir merkezi ele geçirmeye muvaffak oldu.
Rusya’nın, ilk iki senede , arkasına hatırı sayılır bir Batı (NATO) desteği almış olan Ukrayna ile başabaş ve ne zaman biteceği belli olmayan konvansiyonel bir savaşa tutuşması tekmil tahminleri alt üst etti. Pek çok yorumcu bu hâli
Rusya’nın müesseselerinin çürümüşlüğü
ile izah ettiğine şâhit olduk. Ordu da buna dâhildi. Bu yorumlar işi , Ukrayna’nın, savaşın ikinci senesinde , kış biter bitmez başlatacağını ilân ettiği karşı taarruzun Rusya’nın mağlûbiyeti ve Ukrayna topraklarının kurtarılmasıyla ile neticeleneceğini iddia etmeye kadar ilerlettiler. Ama öyle olmadı. Rusya karşı taaruzu püskürttü. Bununla da kalmadı; ağır ve parça parça ilerlemesine devâm etti.
Bugün itibârıyla ,Rusya ,Ukrayna’nın topraklarının %20’sini kontrol eder hâle geldi.
Rusya’nın ödediği bedeller düşünüldüğünde bu zaferin şâibeli hâle geldiğini ileri sürenler haksız da sayılmaz. O hâlde sorulan soruları elden geçirmek ve doğru sormak lâzım.
Kendine süper güç diyen; kendisi
için de böyle söylenen Rusya gerçekten de , her ne kadar Batı desteğini almış olsa da bir süper güç olmayan Ukrayna karşısında çuvalladı ve karizmasını mı çizdirmiş oldu?(Tek başına Wagner hâdisesi veyâ Kursk’un Ukrayna tarafından işgâl edilmesi bir rezâlet olarak yeter). Eğer böyle olduysa, üç senede Ukrayna’nın sâdece %20’sini ele geçirmiş olmak teselli olur mu? Eğer Rusya buna zâfer diyecekse bu en fazla bir Pirus zaferi olmaz mı? İçinde cevapları da taşıyan bu soruları sorup, aslında
Rusya’nın kazanırken kaybetmiş olduğuna hükmetmek
mümkün.
Doğrusu ben bu değerlendirmelere pek iknâ olabilmiş değilim. Rusya gibi
savaş cihazları bürokratik pas tutmuş
bir devletten pek çok hatâ bekleyebilirim. Ama savaşlarda,
Rusya’nın, çok defâ kötü başlayıp iyi bitirdiğini de
bilirim. (Napolyon savaşları ve II.Umûmi Harp esnâsındaki Rusya’nın evvelâ dibi bulan, daha sonra zirveye vuran grafikleri buna delildir). Savaş esnâsında Rus ordusunun içine düştüğü çeşitli zaaflar, Wagner rezâleti, yapılan hatâlar, Ukrayna ordusunun belki de kendisinden beklenmeyen direnişi ; tamam bunların hepsini anlıyorum. Ama bana kimse bana,
bu savaşta Rusya’nın
nükleer değil, konvansiyonel kapasitesini sonuna kullandığına iknâ edemez. Rusya , her ne kadar kendisine kısa vâdede prestij kaybı getirse de ,
uzun vâdede kazanacaklarını hesaplayarak
düşük profilli bir savaş yürütmeyi sineye çekti. Savaşı, kendi kapasitesi düşünüldüğünde hayli düşük yoğunluklu götürdü. Pekiyi, neydi beklediği büyük kazanç? Cevânı hemen verelim:
NATO’nun önlenemez çöküşü
. Eğer, bir ağır ve kısa zamanda netice getirecek şekilde saldırsaydı, bunun zâten çürümekte olan NATO’ya bir hayat öpücüğü olacağını, onu ihyâ edeceğini gördü.
Rusya, Batı’nın kendi içinde derinleşen çatlağın farkındaydı.Şimdi buna bakalım: II.Umûmî Harp sonrasında kendisine karşı kurulan
Atlantik’in iki yakasını, yâni Kuzey Amerika ve Avrupa’yı birleştiren bir yapının devamiyetinin artık tehlikede olduğunu
çoktan beridir biliyordu. Yumuşama süreçlerinde Avrupa’yı, bilhassa onun motoru olan Almanya’yı enerji başta olmak üzere çeşitli sektörler üzerinden yavaş yavaş kendi tarafına çekiyordu. Sovyetler’in çöküşü ve Doğu Avrupa’nın kaybedilmesi , NATO’ya mukâbil kurulmuş olan Varşova Paktı’nın târihin derin sularına gömülmesi süreci bozmuştu.
Ama Ruslar diyalektiği bilirler; Varşova Paktı’nın olmadığı yerde NATO da yaşayamazdı.
Ama bunun için zamâna ihtiyaç vardı. Rusya derinleşen ve usul usul işleyen ABD-Avrupa çatlağını gördü. NATO’nun sonunu getirecek ve Soğuk Savaş’ı tekmil gövdesiyle gömecek olan sürecin , bu yıkıcı fay hattının harekete geçmesi olduğunu biliyordu. Putin muhtemelen Macron’un sayıkladığı ,”NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” ifâdesini Kremlin’de kahkahalarla dinlemiştir. Biden ve Demokratların NATO’yu canlandırmak adına Rusya’yı hedefe koyması ve Ukrayna’lı nazilerle işbirliği yapıp tahrikkâr bir şekilde savaş başlatması bunun için altın bir fırsattı. NATO şâha kalkmış, ABD ve Avrupa yeniden kenetlenmiş, üstelik İsveç, Finlandiya gibi yeni katılımlar olmuştu. Rus devlet aklı bunu, ölüm öncesi yaşandığı söylenen son bir canlanma olduğunu görüyordu. NATO’nun bir sıkımlık canı kalmıştı aslında. Yapılması gereken bu süreci sabırla yönetmekti. Bunun sırrı da NATO’yu tahkim edecek hareketlerden kaçınmaktı. Rusya,Ukrayna savaşında tam da bunu yaptı. Diğer taraftan Trump’ın gelmekte olduğunu, gelince NATO’nun ipini çekeceğini gördüler. (Evet, Reisicumhur Erdoğan’ın da ifâde ettiği üzere sistemin bânileri şimdi sistemi yıkıyor). Putin NATO’suz kurulacak bir dünyâda Rusya’nın yerini hesapladı. Sağlam işleyen devlet aklı böyle bir şey işte. Kısa vâdeli hesapları , uzun vâdeli hesaplar karşısında gözden çıkarmaktan imtina etmez. Hattâ bâzen,
kusulan kana şerbet muameles
i yapar.

Trump-Putin görüşmesi oldu. Muhtevâsını bilmiyoruz. Ama bu görüşmenin NATO nebulasının çok dışında yapıldığından eminiz.

#Politika
#ABD
#Rusya
#Süleyman Seyfi Öğün