
Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) bünyesinde faaliyet gösteren Güzel İşler Fabrikası (GİF), 2026 sezon açılışını 27 Ekim Pazartesi günü İstanbul Rami Kütüphanesi’nde gerçekleştirdi. Öğleden akşama kadar devam eden etkinliklerin ilkinde “Bir Hafıza Alanı: Filistin” başlıklı bir konferans verdim. Filistin’in unutulmaması ve döneme Filistin’le başlanması çok anlamlıydı. Lisede okuyan büyük kızım Meryem’e yuvalık ettiğinden dolayı, TÜRGEV’in davetine icabet aynı zamanda bir vazifeydi benim için.
“Filistin bizim için neden önemli? Niçin Filistin’i konuşuyoruz ve gündemimizde tutuyoruz?” sorusunun cevabıyla başladım konuşmama. Ardından, yakın tarihten örneklerle, eğitimin saha tecrübesi ve fiilî mücadeleyle ne kadar iç içe olduğunun altını çizdim. Bugünkü yazımda, konuşmamda kendilerini andığım beş önemli ismi sizlere de anlatmak istiyorum. İlmî, fikrî ve manevî altyapılarla yetişen, fakat şartlar öyle icap ettiği için ellerine silah alıp cephede ve savaş meydanında mücadelelerini sürdüren beş şahsiyet… Farklı zamanlarda ve şartlarda sahneye çıkan ve hepsi şu anda Müslümanların maşerî vicdanında sarsılmaz yerlerde duran beş kahraman… Zihinlerimize sözleriyle, duruşlarıyla ve şuurlarıyla kazınan beş öğretmen…
Libya’da Osmanlı İmparatorluğu’nun hâkimiyetinin hâlâ devam ettiği bir dönemde dünyaya gelen Ömer Muhtâr, Senûsî tarikatına mensup bir ailenin çocuğuydu. İslâmî eğitimini Senûsîlerin manevî merkezi Cağbûb’da tamamlayan Ömer Muhtâr, hayatına müderris ve muallim olarak devam ederken, 1911’den itibaren kendisini savaş meydanlarında buldu. Talebelerini askerleri haline getirdi ve 1931’deki idamına kadar İtalyan işgalcilere karşı mücadeleye önderlik etti.
Akdeniz kıyısındaki Ceble kasabasında doğan İzzeddîn el-Kassâm, Kâdirî yoluna müntesip bir ailede büyüdü. İmam-hatiplik vazifesini sürdürdüğü sırada, 1911’de İtalyanların Libya’yı işgalini haber alınca hemen öğrencilerini organize ederek cihada gitmeye hazırlandı. Ateşkes ilan edildiği için Libya’ya gidemeyen Kassâm, Birinci Dünya Savaşı yıllarında Osmanlı İmparatorluğu saflarındaydı. İmparatorluğun dağılmasından itibaren ise, 1935’teki şehadetine dek, Filistin’de hem İngilizlerle hem de Siyonistlerle çift cephede vuruştu.
Özbek asıllı Nakşî bir ailenin oğlu olarak Türkistan’ın Yedisu eyaletine bağlı Tokmak kasabasında dünyaya geldi. Küçük yaşlarından itibaren Buhara, Mekke ve Medine’de eğitim gören Sagunî, anadili olan Özbekçenin yanı sıra Türkçe, Arapça ve Farsçayı de mükemmel biçimde öğrendi. Birinci Dünya Savaşı başladığında, Türkistanlı gençlerin Ruslar tarafından Osmanlı’ya karşı silahaltına alınması aleyhine fetva yayınladı. Rusların baskısıyla hicret etmek zorunda kaldığı Doğu Türkistan’da bu defa Çinlilerin kovuşturmasına uğradı. 1944’te ilân edilen Şarkî Türkistan İslâm Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanlığını ve başkomutanlığını üstlendi. 1946’da Ruslar tarafından Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne kaçırıldı, ömrünün son 30 yılını Taşkent’te ev hapsinde geçirdi.
Dedesi Aliya İzetbegoviç bir Osmanlı askeri, babaannesi Sıdıka Hanım ise Üsküdarlı bir İstanbul hanımefendisiydi. Gençlik yıllarında katıldığı Mladi Muslimani (Genç Müslümanlar) teşkilâtıyla siyasî çalışmalarına başlayan Aliya, hukuk sahasında meslekî hayatını sürdürürken, kaleme aldığı eserlerle aynı zamanda Müslüman bir mütefekkir olarak da dikkatleri çekti. Bosna Savaşı (1992-1995) sırasında kamuflajlarını giyerek savaş meydanında milletinin liderliğini yapan Aliya, bereketli Balkan coğrafyasında yetişen en bereketli dimağlardan biriydi.
Meşhur muhaddis İbn Hacer’in memleketi Askalân yakınlarında dünyaya gelen Ahmed Yâsîn, 1948’de İsrail’in kuruluşu sırasında ailesiyle birlikte Gazze’ye göç etmek durumunda kaldı. 16 yaşındayken geçirdiği bir spor kazası sebebiyle ömür boyunca tekerlekli sandalyeye mahkûm oldu. Güçlü hitabet yeteneği, organizasyon kabiliyeti ve son derece yüksek siyasî bilinci sebebiyle, engelli durumuna rağmen, 1987’de kurulan Hamas’ın liderliğini üstlendi. Hamas’ın askerî kanadına İzzeddîn el-Kassâm’ın ismini verirken, elbette nasıl bir maziye yaslandığının farkındaydı.
Bütün kahramanlarımıza rahmet olsun, şerefli isimleri kıyamet sabahına kadar hafızalarımızdan silinmesin.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.