Bu yazıyı geçtiğimiz hafta yazsaydım, başlık şu şekilde olacaktı: Fas’ta neler oluyor? Birkaç gün devam eden sokak protestoları, mikrofonlara konuşan aktivistler, sağlık ve eğitim alanında reform talepleri, bazı şehirlerde kısmen ateşe verilen kamu binaları, tutuklamalar… Yazı sırası Fas’a gelinceye kadar olaylar -polis zoruyla da olsa- duruldu bile. Bölgeyi dikkatle izleyenler, Fas gibi bir ülkede böylesi hadiselerin fazla büyümeden sönümleneceğini zaten tahmin ediyordu.
Mağrib coğrafyasının en batı ucunda, Atlas Okyanusu’yla Akdeniz arasında uzanan, hem Afrika içleriyle hem de Avrupa’yla güçlü bağlantıları bulunan Fas, İslâm dünyasının en sıra dışı ülkelerinden biri. Turistik açıdan dikkat çekici ve otantik, sosyal açıdan hareketli ve renkli, siyasî açıdan da kendine has dengelerle ayakta duran bir ülkeden söz ediyoruz.
Soyları Hz. Hasan’a, dolayısıyla da Hz. Peygamber’e dayanan Fas kralları, halk kitleleri üzerinde ciddi bir etkiye ve ağırlığa sahip. 1600’lü yılların ilk yarısında kurulan mevcut hanedan, yüz yıllar içindeki dönüşümlere ve modern zamanın rüzgarlarıyla taşınan yeni düşüncelere rağmen, hâlâ halk tarafından büyük saygı görüyor. Elbette, söz konusu saygının tabana yayılmasının arka planında, dinî grupların devletle geliştirdiği menfaat odaklı ilişkilerden camilerin mutlak biçimde kontrol altında tutulmasına, ülke çapına yayılan muhbir ağından polise tanınan geniş yetkilere kadar, devlet tarafından ustalıkla idare edilen bir dizi enstrüman bulunuyor.
Kraliyet yönetimi, halkla teması sıkı tutma adına, dindarlık gösterilerini de özellikle ihmal etmiyor. Bu bağlamda Fas’ın her şehrine serpiştirilmiş durumdaki tekke, zaviye ve dergâhların cömert biçimde desteklenmesi, Mevlid-i Nebî gibi vesilelerle hanedan üyelerinin camilerde boy göstermesi, kameralar önünde eda edilen teravih ve bayram namazları, Ramazan ayında kralın huzurunda icra edilen dinî dersler (mevcut Kral VI. Muhammed’in babası II. Hasan’a nispetle “Durûs-u Haseniyye” adı verilen bu oturumlar, Osmanlı’daki huzur dersleriyle aynıdır), kralın kurban bayramlarında kurbanını bizzat kesmesi türünden çok sayıda seremoni, halk nezdinde hatırı sayılır bir tesir meydana getiriyor.
Kralın odağında yer aldığı yönetici elit “Mahzen” adıyla biliniyor. Bir tür “derin devlet” olarak da tanımlanabilecek olan bu yapılanma, Fas’ta idareyi elinde tutan esas sınıf. Siyaset, ekonomi, dış politika, ülke içindeki uygulamalar ve daha birçok konuda Mahzen, karar verici konumda. Sözde parlamento, siyasî partiler -hatta muhalefet-, seçimler ve bilumum “meşruti monarşi” unsurları görünürde mevcut. Ancak son söz kral ve Mahzen’de.
Fas kralları ülkeyi idare etmekte ve kitleyle iletişimde son derece ustalık kazandıkları için, tepki çekecek “pis” işleri hükümete, başbakanlara veya bakanlara yaptırmayı tercih ediyor. Böylece bütün öfke hükümete ve üyelerine yönelirken, kral yine “âkil lider” ve “anlaşmazlıklarda hakem” sıfatıyla sahnede kendisine kolaylıkla yer açabiliyor. Örneğin, 22 Aralık 2020 günü başkent Rabat’ta akdedilen, Fas’la İsrail arasında tam normalleşme ve diplomatik münasebetlerin tüm boyutlarıyla tesisine dair anlaşmaya, Fas adına dönemin Başbakanı Saadeddîn Osmanî imza atmıştı. Berberî etnik kökene sahip Osmanî, “İslâmcı” Adalet ve Kalkınma Partisi adına hükümete başkanlık ediyordu. Kral VI. Muhammed, İsrail’in Fas tarafından resmen tanındığı anlaşmanın imzalanmasını Osmanî’ye havale ederek, İslâmcı kanadın o zamana kadar yüksek sesle dile getirdiği bütün iddiaları tek kalemde etkisizleştirmişti. Osmanî bilahare görevden ayrılmak durumunda kaldı; Kral da onun yerine Mahzen’in has üyelerinden, milyarder iş adamı Aziz Ahnuş’u getirdi.
Fas politik arenasının bu denklemleri içinde, Kral’ın Paris’te çekilen birtakım videoları, Kraliyet ailesinin özel yaşamı veya sâbık Kraliçe Lalla Selmâ Bennânî’nin niçin kocasından boşanarak inzivaya çekildiği gibi konular, sıradan halkın gündemini ve hanedana duyduğu güveni etkileyecek ciddi sarsıntılara dönüş(e)miyor.
Sağlığının hızla bozulmakta olduğu bilinen Kral’ın yerini oğlu Mûlay Hasan alacak ve veliaht prens “III. Hasan” namıyla tahta oturacak. 2003 doğumlu genç kralın, dedesinin ve babasının sağlamlaştırdığı sistemi ustalıkla yönetip yönetemeyeceğini ise zaman gösterecek.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.