
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray yetkililerine verdiği bir direktifle, Müslüman Kardeşler Teşkilâtı’nın (kısaca: İhvân) bazı kollarının “terör örgütü” olarak tanımlanıp tanımlanamayacağıyla alakalı bir rapor ve inceleme hazırlanmasını istedi. Amerikan basınına yansıyan ayrıntılara göre: Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Hazine Bakanı Scott Bessent ve Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard, konuyla alakalı olarak hazırlayacakları kapsamlı raporu 30 gün içinde Trump’a sunacak. Trump’ın, İhvân’ın özellikle Mısır, Lübnan ve Ürdün’deki kollarının ABD’nin ulusal menfaatlerine ve Amerikan vatandaşlarının güvenliğine tehdit oluşturup oluşturmadığının araştırılmasını istediği kaydediliyor. Söz konusu raporda İhvân’ın “terör örgütü” ilân edilmesi gerektiği sonucuna varılırsa, ekonomik yaptırımlardan seyahat kısıtlamalarına, çok sayıda isim için bir dizi yasak gündeme gelecek.
Geçtiğimiz hafta Teksas Valisi Greg Abbott, İhvân’ı “yabancı terör örgütü ve uluslararası suç yapılanması” ilân ederek, eyalet çapında bir takım yasal engellemeleri resmî olarak yürürlüğe koymuştu. Bu çerçevede İhvân’la iltisaklı olduğu iddia edilen ABD’li bazı İslâmî oluşumların Teksas’ta arazi satın alması, mescit, İslâm kültür merkezi ve okul açması yasaklanmıştı. Trump’a sunulacak raporun neticesinde İhvân’ın ABD devletinin yönetim kademesi tarafından da “terör örgütü” şeklinde kabul edilmesi durumunda, benzer yasaklama ve kısıtlamaların ABD’deki İslâmî oluşumların faaliyetlerinin daraltılması amacıyla kullanılması söz konusu olabilecek.
1928’de Mısır’ın İsmâiliyye şehrinde -o dönemde henüz 22 yaşında olan- Hasan el Bennâ ve altı arkadaşı tarafından kurulan İhvân, tarih sahnesine çıkışının üzerinden neredeyse bir asır geçtikten sonra bile, dünyanın çok çeşitli ülkelerince “tehdit” olarak algılanmayı sürdürüyor. Geride kalan süreç boyunca sürekli örselenmesine, tartaklanmasına, dışlanmasına ve şeytanlaştırılmasına rağmen, İhvân’ın bugün hâlâ böylesine yoğun biçimde gündemi işgal edebilmesi, teşkilâtın köklerini ne kadar derinlere saldığının apaçık bir göstergesi.
İhvân, uzun tarihi boyunca şiddetten, silahlı kalkışmalardan ve suikast vb. türü yöntemlerden hep uzak duran, hatta sırf bu sebeplerle kendi içindeki radikal unsurların ayrılıp başka yapılanmalar kurmak üzere uzaklaştığı bir hareket. İhvân’ın, İslâmî çevrelerde tartışma konusu olan demokrasi, halkın yönetimi belirlemesi ve seçimlerle iktidarın el değiştirmesi gibi noktalarda benimsediği müspet tavır, teşkilâtın, Arap ve İslâm dünyasında Selefî tandanslı kesimlerin tarafından tekfir edilmesine yol açarken, yine aynı sebeple Arap ve İslâm dünyasındaki bazı yönetimler İhvân’ı “tehlikeli bir rakip” olarak algılıyor. Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri yönetimlerinin teşkilâta karşı geliştirdiği katı ve menfi yaklaşımın arkasında bu bakış açısı var. İhvân bu haliyle, “Ne İsa’ya ne Musa’ya” yaranamayan bir yapılanma. Fakat gündemden de düşmüyor, düşemiyor.
İşin bir başka ilginç tarafı, -Mısır’daki bir seneyi bile bulmayan deneme dışında- İhvân’ın herhangi bir iktidar tecrübesi veya iktidara geldiğinde hangi konuda ne yapacağını gösteren bir örnek de yok. İhvân’a nispet edilen Tunus Nahda Hareketi, neredeyse liberal denilebilecek bir çizgide hareket etti. Hamas, İsrail işgalinin meydana getirdiği olağanüstü durum nedeniyle, siyasî bir oluşumdan çok silahlı bir direniş hareketine dönüştü. Lübnan’da bilhassa yakın döneme kadar Hizbullah’ın fiilî varlığı, İhvân’a alan açmadı. Ürdün’de ise mutlak monarşinin baskın gücü sebebiyle, İhvân zaten sistem içinde etkisiz bir garnitürden ibaretti. Dolayısıyla o kadar korkulan, ürkülen, çekinilen ve düşmanlaştırılan İhvân’ın ezkaza iktidar olursa nasıl bir performans ortaya koyacağına dair bütün çıkarımlar, sadece tahminlerden ve yorumlardan ibaret. Hatta şahsî gözlemlerim ve temaslarım çerçevesinde şunu da ifade edebilirim: İhvân mensuplarının zihninde, somut ve sürdürülebilir bir siyasal proje de yok. Teşkilât üzerindeki baskılar o kadar yoğun ve şiddetli ki, şu anda bütün öncelik hayatta kalabilmeye verilmiş durumda.
İhvân konusu her açıldığında söylediğim şeyi söyleyerek bitireyim:
Arap dünyasındaki yönetimler, böylesine köklü bir teşkilâtı dışlayarak tarihî bir fırsatı kaçırıyor. İhvân sisteme dahil edildiği takdirde, halklarla iktidarların bütünleşmesi noktasında çok sürpriz fırsatlar doğacaktır.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.