Ankara yeni bir jeopolitik hat açıyor

04:0025/10/2024, Cuma
G: 25/10/2024, Cuma
Yahya Bostan

Batı’yla ilişkilerimiz uzun bir süredir sancılı. Bunun en önemli sebebi Batı’nın “ Bağımsız Türkiye fikrine ” alışamaması. Soğuk Savaş mantığıyla, “Ya bendensin, ya onlardan” diyorlar. Böyle bir pozisyonun gerilim üretmesi kaçınılmaz. Tek kutuplu Amerikan hegemonyasının kurulması bu gerilimi artırmıştı. Ama artık çok kutuplu, kümelerden oluşan bir dünya kuruluyor ve Ankara’nın eli Batı ile alışverişinde daha güçlü. Bu, ilişkilere de yansıyor. ABD, -Türkiye dahil- bölgesel güçlerle gerilimleri daha

Batı’yla ilişkilerimiz uzun bir süredir sancılı. Bunun en önemli sebebi Batı’nın “
Bağımsız Türkiye fikrine
” alışamaması. Soğuk Savaş mantığıyla, “Ya bendensin, ya onlardan” diyorlar. Böyle bir pozisyonun gerilim üretmesi kaçınılmaz.
Tek kutuplu Amerikan hegemonyasının kurulması bu gerilimi artırmıştı. Ama artık çok
kutuplu, kümelerden oluşan bir dünya kuruluyor
ve Ankara’nın eli Batı ile alışverişinde daha güçlü. Bu, ilişkilere de yansıyor. ABD, -Türkiye dahil- bölgesel güçlerle gerilimleri daha soğukkanlı yürütüyor. Bu yönde yeni bir tutum var. Ankara-Washington hattında pek çok başlıkta ilerleme sağlanıyor. İyileşme, AB başkentlerini de etkiliyor.
Almanya Başbakanı Scholz
’un
geçtiğimiz günlerdeki ziyareti ve Eurofighter konusundaki blokajı kaldırma hazırlığı bunun bir örneği.
Ankara, tarihsel olarak Batı devletler sisteminin bir parçası. NATO üyesi. Ticaretinin önemli bir kısmını Avrupa’yla yapıyor. Ama AB üyesi değil. Brüksel, Ankara’ya “İhmal
edilmemesi gereken ayrıcalıklı ortak
” gözüyle bakıyor. Ankara’nın da Brüksel’e ve Washington’a, artık aynı gözle baktığını, orta ve uzun vadede bu bakışın kurumsallaşacağını düşünüyorum.

BRICS’TEN GÜZEL TEKLİF GELİR Mİ?
Tam da bu konjonktürde
Cumhurbaşkanı Erdoğan
, BRICS zirvesine katılmak üzere Kazan’daydı.
Rus lider Putin’le görüştü
. Yapılan açıklamalar, zirveden çıkan sonuçlar ayrı bir yazının konusu. Ama genel gidişatı şöyle özetleyebiliriz: Ankara, BRICS üyeliğine ilgi göstermişti. BRICS üyeliğinin kendine has bir müktesebatı var. Üyelik için önce beyan, sonra BRICS’in değerlendirmesi ve daveti gerekiyor.
Türkiye’nin “tam
üye”
olup olmayacağı belli deği
l. Tam üyelik gerçekleşecek mi, şimdilik “
ortak
ülke” gibi bir ara formül mü bulunacak, yoksa mevcut durum aynen devam mı edecek, konuşmak için erken. Ankara’da duyduğum şu: “
BRICS’ten güzel bir teklif gelirse değerlendireceğiz
.”

Ankara-BRICS ilişkisi hangi düzeyde gelişirse gelişsin, Türkiye Batı’ya kendisini nasıl demirlemiyorsa, Doğu’ya da demirlemeyecek. Yelpazesini genişletme, küresel kümelerle işbirliğini geliştirme, etki ve gücünü artırma arayışını sürdürecek.


YENİ BİR HAT AÇILIYOR
Türkiye, stratejik yatırımını bu ikisinin arasında bir yere yapıyor. Kendine yeni bir hat açıyor. Türkiye’nin uzun vadede odaklandığı iki saha var. Biri Türk dünyasıdır.
Türk Devletler Teşkilatının
kurulması, hatta “ortak alfabe” kararı çok önemlidir. İkincisi ise Afrika’dır. Türkiye’nin orta ve uzun vadeli diplomatik odağı,
sınır
ötesi
askeri konuşlanması (Libya, Somali
), ticari açılımı bu kıtayadır. Orada önemli gelişmeler yaşanıyor. Geçtiğimiz günlerde bazı kaynakları dinlerken aldığım notları aktarayım:
Türkiye, 2008’den beri
Afrika Birliği’nin stratejik ortağı
(Diğer sekiz ortak arasında Çin, ABD, Güney Kore, Rusya da var.) İlişkilerin derinleştirilmesi için önümüzdeki günlerde (2-3 Kasım), Cibuti’de
Türkiye-Afrika Üçüncü Bakanlar Gözden Geçirme Konferansı
yapılacak. Konferansa Türkiye ile birlikte 14 ülke katılacak. Toplantı sonunda Afrika Birliği ile Türkiye arasında imza altına alınan ortak bildiri (Türkiye-Afrika ortaklığının temel parametrelerini içerecek bir belge) ve ortak uyum programı açıklanacak.

TÜRK GÜVENLİK KONSEPTİNİ İHRAÇ EDİYORUZ
Türkiye, Afrika ülkelerinin en çok güven duyduğu ülkelerden biri. Çünkü Batılı ülkeler gibi sömürgeci bir geçmişi yok. Bu ülkelerle göz hizasında, kazan kazan anlayışıyla ilişki kuruyor. Etiyopya-Somali anlaşmazlığında olduğu gibi, arabuluculuk için onlar Ankara’dan destek talep ediyor (
Ankara Süreci
olarak anılan müzakerelerde iki tur görüşme gerçekleşmişti. Önümüzdeki günlerde
daha somut gelişmelerin olabileceği değerlendiriliyor
).
Türkiye birçok Afrika ülkesiyle ekonomik, sosyal, kültürel ilişkiler kuruyor. Ancak bu ülkeler Türkiye’yi sadece kalkınma ortağı olarak görmüyor.
Türkiye, onlar için aynı zamanda bir güvenlik partneri
. Mali ve Burkina Faso’da terör örgütleri çok aktif (Afganistan ve Suriye’den teröristlerin bu bölgelere gittiğini/götürüldüğünü daha önce yazmıştık.) Onlara hem tecrübe aktarımı hem eğitim hem de savunma sanayii ürünleri veriyoruz.
Burkino Faso’nun
Türk SİHA’larını kullanması terörle mücadelede elini güçlendirdi.
Hükümetin ülke sathında kontrol ettiği alan yüzde 30’lardan yüzde 65’lere
çıktı. Ama terörle mücadele sadece askeri yöntemlerle yapılacak bir şey değil. Bunun ekonomik kalkınmayla eş zamanlı yürümesi gerekiyor. Bunun için hukuk ve mevzuat gerekiyor. Bunun yolu, yöntemi ile ilgili
terörle mücadele konseptimizi Afrika
ülkelerine
aktarıyoruz
.
Somali ile yapılan güvenlik işbirliği anlaşması son dönemin en kritik gelişmelerinden biri. Doğalgaz ve petrol arama anlaşması da öyle.
Oruç Reis’in bugün Mogadişu limanında olması bekleniyor.
Somali’nin limanından sokaklarına, her köşesinde Türk şirketlerinin imzası var. En son Nijer’le altın madeni sahası anlaşması yapıldı. Üç tane maden sahasında çalışmalar devam ediyor. Sahaların güvenliğini Nijer askerleri sağlıyor. Afrika ülkeleriyle ticaret hacmi sekize katlandı. 40 milyar doları aşan bir hacim sözkonusu. Bu ülkelerde Türk müteahhitlik sektörünün yıldızı parlıyor. Tanzanya’da bir Türk şirketinin gerçekleştirdiği
6,5 milyar dolarlık demiryolu projesi
tamamlandı. Ruanda’daki en büyük statlardan birini de Türk şirketi inşa etti.
#politika
#Türkiye
#Avrupa
#ABD
#BRICS
#Rusya
#Çin