Ankara’nın hesabı, Trump’ın zaferi

04:008/11/2024, الجمعة
G: 8/11/2024, الجمعة
Yahya Bostan

Nisan ayında kulisler hareketliydi. Ankara-Washington ilişkileri yumuşuyordu. İsveç’in NATO üyeliği, F-16 görüşmeleri örnekti. İki ülke diplomat ve istihbaratçıları Suriye’deki terör yapılarının geleceğini konuşmaya başlamıştı. İlişkilerde yaşanan ilerleme liderlerin bir araya gelmesiyle taçlanacaktı. Bu kapsamda Beyaz Saray’da bir buluşma planlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan , Mayıs ayında ABD’de Biden ile bir araya gelecekti. Ancak Ankara, Biden ekibine ziyaretin program yoğunluğu nedeniyle gerçekleşmeyeceğini

Nisan ayında kulisler hareketliydi. Ankara-Washington ilişkileri yumuşuyordu. İsveç’in NATO üyeliği, F-16 görüşmeleri örnekti. İki ülke diplomat ve istihbaratçıları Suriye’deki terör yapılarının geleceğini konuşmaya başlamıştı. İlişkilerde yaşanan ilerleme liderlerin bir araya gelmesiyle taçlanacaktı. Bu kapsamda Beyaz Saray’da bir buluşma planlandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan
, Mayıs ayında ABD’de Biden ile bir araya gelecekti.
Ancak Ankara, Biden ekibine ziyaretin program yoğunluğu nedeniyle gerçekleşmeyeceğini bildirdi. Bunun üzerine Biden ekibi Ankara’ya “
Görüşme için yeni bir takvim verin
” mesajı gönderdi. ABD Başkanları seçimlere üç ay kala kampanyaya odaklanıyordu. Temmuz’da düzenlenecek NATO zirvesi de çok yoğun olacaktı. Bu yüzden Amerikan tarafı görüşmenin Temmuz’dan önce gerçekleşmesi gerektiğini düşünüyordu.
Ancak Biden ekibine bir takvim verilmedi
. Ankara ABD seçimleriyle ilgili bir analiz yapmıştı. Analiz Trump’ın seçimleri kazanacağını söylüyordu.

FİDAN’IN GÖZLERDEN IRAK BULUŞMASI
Bu hem bir öngörü ama aynı zamanda temenniydi. Çünkü inişli çıkışlı ilişkiye rağmen Erdoğan ve Trump birbirini tanıyan iki liderdi.
Birbirlerinin
şahsi
telefon numaralarını alacak kadar hukukları vardı
. Üstelik Trump’ın Ankara ile ilişkilere bakışı Biden’dan farklıydı. Demokratların sorunlar listesi kabarıktı. Trump ise PKK ve S-400’ü yük olarak görüyordu. Özetle, Biden’ın Gazze’de izlediği politika ve Demokratların seçimi kaybedeceği öngörüsü, Ankara’yı “5 Kasım’ı bekleyelim” pozisyonuna itti.
Ankara, Biden ekibiyle ilişkilerini sıcak tutuyordu ama asıl yatırımı Trump’a yaptı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın
, Temmuz’da, Washington’daki NATO zirvesinde,
Trump’ın Dışişleri Bakanı yapmak istediği belirtilen Richard Grenell
ile gözlerden ırak bir görüşme gerçekleştirmesi bu düşüncemi perçinlemişti. Ankara’nın öngörüsü doğru çıktı. Trump kazandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan
, “Dostum Trump’ı tebrik ederim” dedikten sonra ikili telefonda görüştü. Peki, bundan sonra ne olacak?

CENTCOM TRUMP’A BASKI YAPABİLİR

Trump döneminde Türkiye’yi yakından ilgilendiren, kimi yönleriyle olumlu, kimi yönleriyle olumsuz dört gelişme olacak.

Bir. ABD’nin terör örgütü PKK ile kurduğu ilişkiyi iki ülke zaten konuşuyordu. “Harris kazanırsa çekilme zamana yayılabilir. Trump seçilirse hızlanacak” diye yazmıştım (
Suriye’de PKK’yı Bekleyen Senaryo, Ekim 2024
). Trump ekibi seçim öncesi hazırladığı dış politika metninde “
ABD’nin YPG/PKK’ya verdiği desteği yeniden düşünmeliyiz
” ifadesini açıkça kullanıyor. Bu madalyonun bir yüzü. Diğer yüz şudur:
CENTCOM, Suriye’deki terör varlığının, -sözde yerel seçimler yoluyla- isim, format değiştirerek, siyasi bir kimlikle sürmesi konusunda ABD Başkanına baskı yapabilir
. İzleyip göreceğiz.
İki. Trump’ın Ukrayna planı aşağı yukarı şöyle: Zelenski, Rusya ile masaya oturmaya zorlanacak. Ukrayna barış görüşmelerine katılırsa ABD’den yardım alabilecek.
ABD, müzakerelerde mevcut savaş hatlarını esas alacak
. Bu kapsamda Ukrayna’da bir masa kurulabilir. Bu, Türkiye’ye Rusya ile ilişkileri nedeniyle kurulan yaptırım baskısını da hafifletir.
Dışişleri Bakanı Fidan
“Amacımız CAATSA’dan çıkmak. Yaratıcı formüller üzerinde çalışıyoruz” demişti. Bu pozitiftir. Negatif yön de şudur: Washington’un Moskova ile normalleşmesi,
Suriye’de daha agresif bir Rusya ile bizi baş başa bırakabilir.

ANKARA’NIN ÖZGÜL AĞIRLIĞI AB’DE ARTTI
Üç. AB, bir yıldır Trump’a hazırlanıyor. “
Stratejik otonomi
” arıyor. Silah endüstrisini güçlendirme, yeni bir nükleer şemsiye ve komuta yapısı oluşturma kararı aldı.
Brüksel, bu sert virajda Ankara’yı yanında görmek istiyor.
Türkiye’nin özgül ağırlığı artıyor. Avrupa Gökyüzü Kalkanı projesinden Eurofighter’a, yaptırımların kalkmasından Atina ile yumuşayan ilişkilere, son bir yılda yaşananlar bunun göstergesi.
Dört. Trump,
Küre
İttifakı’nın mimarıydı. Amaç Körfez’i İsrail ile barıştırıp, Tel Aviv’in güvenliğini sağlamak, İran’ı çevrelemekti.
Biden bu politikayı aynı esas, farklı usulle sürdürdü
. İsrail 7 Ekim’i fırsata çevirdi, Gazze’yi ilhak, Lübnan ve Suriye’de tampon bölge, İran’ın Suriye’den çıkarılması, Tahran’ın nükleer kapasitesinin yok edilmesi stratejisini hayata geçirdi.
Trump’ın Kasım Süleymani’yi 2020’de
öldürtmesi İran’ın
Suriye’den
çıkarılması
girişiminin başlangıcıdır
. Trump, “Savaşı bitireceğim” diyor ama
bunun nasıl bir barış olacağı soru işaretidir
. Trump’ın, İsrail’i -kaldığı yerden- desteklemesi beklenir. Netanyahu’nun, ABD seçimlerinden bir gün önce Biden yönetimiyle içli dışlı
Savunma Bakanı Gallant
’ı kovup yerine radikal ve bağnaz
Dışişleri Bakanı Katz
’ı ataması hayra alamet değildir (ABD’nin kendisini dünyaya rezil eden Netanyahu’dan bir gün intikam alacağına, hatta bunu Trump’ın yapacağına inanıyorum. Bu da ayrı bahistir.)

Trump dönemiyle ilgili yazacak daha çok şey var. Şimdilik şu vurguyla bitirelim: Erdoğan ve Trump, kritik konularda karar almadan önce yüz yüze görüşmek isteyecektir. Biden’la ertelenen görüşme önümüzdeki aylarda Trump’la gerçekleşebilir. Çünkü konuşulması gereken çok başlık var.

#ABD
#Donald Trump
#Yahya Bostan