Türkiye-Irak ilişkilerinde tarihi sayılabilecek kararların alındığı günlerde bir kaynağıma “Nasıl oldu bu iş” diye sormuştum. Yanıt “Dışişleri Bakanı Fidan’ın saha bilgisi ve insani ilişkileri işimizi kolaylaştırıyor” şeklindeydi. Irak’taki aşiret liderleri dahil tüm aktörleri isim isim tanıyordu Fidan. İkili ilişkilerde bunun değeri meyveler toplanırken anlaşılıyor. Benzer bir süreci Mısır ve Arap Ligi’yle de yaşıyoruz. Arap Ligi, Türkiye’yi rahatsız eden komitesini geçtiğimiz aylarda lağvetti.
Türkiye-Irak ilişkilerinde tarihi sayılabilecek kararların alındığı günlerde bir kaynağıma “Nasıl oldu bu iş” diye sormuştum. Yanıt
“Dışişleri Bakanı Fidan’ın
saha bilgisi ve insani ilişkileri işimizi kolaylaştırıyor” şeklindeydi. Irak’taki aşiret liderleri dahil tüm aktörleri isim isim tanıyordu Fidan. İkili ilişkilerde bunun değeri meyveler toplanırken anlaşılıyor.
Benzer bir süreci Mısır ve Arap Ligi’yle de yaşıyoruz. Arap Ligi,
Türkiye’yi rahatsız eden komitesini geçtiğimiz aylarda lağvetti.
Daha sonra Bakan Fidan’ı, bugün Kahire’de gerçekleşecek olan önemli bir toplantıya,
Arap Ligi Dışişleri Bakanları Konseyi’ne
davet etti. Üstelik aynı toplantıda -muhtemelen-
da olacak. Kaynaklarıma “Görüşme olacak mı?” diye sordum. Aldığım yanıtları aktaracağım ancak önce bazı noktalara değinmem gerekiyor.
TÜRKİYE’NİN BRICS YOLCULUĞU
Arabaşlıkta gördüğünüz bu ifade bundan tam bir yıl önce,
, kaleme aldığım bir yazının başlığıydı. O günlerde Türkiye’de kimsenin gündemi değildi BRICS, ancak ben Aralık ayında bir hareketlenme olacağını düşünüyordum (Nedenleri için lütfen o yazıya göz atınız). Süreç sarktı. Şimdi yeniden ısınıyor.
“Türkiye BRICS grubuna katılmak için resmen başvurdu” haberini geçti. Çok geçmeden
Kremlin “Cumhurbaşkanı Erdoğan
Rusya’da yapılacak BRICS toplantısına katılmayı kabul etti” açıklaması yaptı. Cumhurbaşkanlığı kaynakları da bu açıklamayı doğruladı.
Konuyla ilgili en net ifadenin
Ömer Çelik’ten geldiğini söyleyebiliriz. Çelik, BRICS üyeliğiyle ilgili “Talebimiz açık. Ama somut bir gelişme yok” dedi. Bu vurgu,
somut gelişme faslının Rusya’daki BRICS toplantısına bırakıldığı
anlamına gelebilir mi? Mümkün. Öyle ya da böyle..
Türkiye’nin BRICS yolculuğunun artık daha ileri bir aşamada devam ettiğini
söyleyebiliriz.
TÜRK DİPLOMASİSİNİN SIKLET MERKEZİ
Ankara’nın BRICS yolculuğuna kaşlarını çatan bir kesim var. Bir kesim de -tam da bu süreçte- Batı’yla dirsek temasını anlamıyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın
, Brüksel’de,
AB Dışişleri Bakanları Gayrıresmi toplantısında
hazır bulunmasına homurdanıyorlar. Kaş çatanların ya da homurdananların itirazları tedavülden kalkmış Soğuk Savaş ezberlerinin ötesine geçmiyor. Türkiye’nin
illa Batı’da ya da illa Doğu’da demirlemesini istiyorlar.
Gelinen süreçte bu pek mümkün değil.
Çünkü çok
kutuplu, rekabetçi bir sistem doğdu ve artık geri dönüşü yok.
İşbirlikleri çıkar temelinde gelişiyor. Artık kimse tüm yumurtaları aynı sepete koymak istemiyor. Halklar bile yaşadıkları ülkelerin diplomatik tercihlerinin bu yönde çeşitlenmesini bekliyor (Oxford Üniversitesi’nin
olarak kodlanan beş ülkede, Çin, Hindistan, Türkiye, Rusya ve ABD‘de yaptığı araştırmayı daha önce yazmıştım:
Çok Önemli
Araştırmanın Detayları, Kasım 2023).
Bu yeni dönemde her ortak aynı zamanda bir rakip.
Türk diplomasisi bu nizama uygun olarak yelpazesini genişletiyor.
Sorunlu ilişkileri normalleştiriyor, kendine yeni oyun sahaları açıyor. Elbette, sıklet merkezini
Türk dünyasından Afrika’ya uzanan hat
üzerinde kurgulayarak..
İsrail’in bölgeyi ateşe atmaya dönük girişimleri
dondurucuda bekleyen iki süreci yeniden gündeme getirdi.
Birincisi, Suriye ile diyalog konusudur. İsrail tehdidi Şam’ı Türkiye ile diyaloğa itiyor. İkincisi ise Türkiye-Mısır ilişkileridir ki bu yönde ciddi bir ilerleme var.
geçtiğimiz hafta Ankara’daydı. Önemli anlaşmalar imzalandı. Bu süreçten Arap dünyası ile ilişkiler de nasibini alıyor.
Biliyorsunuz, Körfez ülkeleriyle Katar arasında yaşanan gerilimin ardından, 2018 yılında, Arap Ligi, Türkiye aleyhine bazı kararlar almıştı
. “Türkiye’nin Arap Devletlerinin
İçişlerine
Müdahalesi Hakkında Arap Bakanlar Komitesi”
kurulmuştu. O komite geçtiğimiz Mayıs ayında
-Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
Kahire ziyaretinin ardından- lağvedildi. Arap Ligi de Türkiye’ye dönük eleştirilerinden vazgeçti. Bunlar önemlidir. Türk-Arap ilişkilerinin önünde duran
kalktığı anlamına gelir.
Devamı Fidan’ın
Arap Ligi Olağan Dışişleri Bakanları Konsey
i toplantısına davet edilmesidir. 13 yıl aradan sonra ilk kez bugün bir Türk Dışişleri Bakanı o toplantıya katılıyor. Fidan, Kahire’deki toplantının açılışında bir konuşma yapacak. Özellikle Gazze konusunda çerçevesi net mesajlar vermesi bekleniyor.
Meselenin bir de Suriye boyutu var. Arap ülkelerinin stratejisi,
İran’dan
koparmak, Suudi Arabistan liderliğinde kurulacak bir konsorsiyumun parçası yapmak.
Bu kapsamda Suriye, Arap Ligi’ne geçtiğimiz yıl yeniden alınmıştı. Suudi Arabistan, Şam’daki Büyükelçiliğini geçtiğimiz aylarda yeniden açmıştı.
Arap Ligi toplantısının ana gündemi belli ki Gazze olacak ama ben Suriye’yi de merak ettim. Kaynaklarıma “Suriye Dışişleri Bakanı da toplantıda olacak mı?” diye sordum. ”
” dediler. “Suriyeliler toplantıya katılmamıza nasıl bakıyor” diye sordum. “İtiraz gelmedi” dediler. “Türk ve Suriye Dışişleri Bakanları Kahire’de görüşür mü?” diye sordum. “
” dediler. Ama bu toplantıların doğasında vardır: Her şey olabilir.
#Arap Ligi Zirvesi
#Hakan Fidan
#Yahya Bostan