SDG için sayılı günler başladı

04:0028/11/2025, Cuma
G: 28/11/2025, Cuma
Yahya Bostan

Terörsüz Türkiye/Bölge dosyasında kritik bir aşamadayız. Sıcak gelişmeler yaşanıyor. Bir ucu Kandil’e, bir ucu Barzanilere, SDG’ye, Şam’a ve hatta İsrail’e dokunan bir dosya bu. Hassas bir terazide, cerrah titizliğiyle çalışılması gerekiyor. Perde arkası gelişmelerden de faydalanarak son durumu analiz edelim: Bir. TBMM Komisyonundan üç milletvekili İmralı’ya gitti. Görüşmenin içeriğine ilişkin keskin bir ketumiyet var. TBMM Başkanlığı’nın konuyla ilgili -dikkatli- açıklamasında içeriğe ilişkin pozitif

Terörsüz Türkiye/Bölge dosyasında kritik bir aşamadayız. Sıcak gelişmeler yaşanıyor. Bir ucu Kandil’e, bir ucu Barzanilere, SDG’ye, Şam’a ve hatta İsrail’e dokunan bir dosya bu. Hassas bir terazide, cerrah titizliğiyle çalışılması gerekiyor. Perde arkası gelişmelerden de faydalanarak son durumu analiz edelim:

Bir. TBMM Komisyonundan üç milletvekili İmralı’ya gitti. Görüşmenin içeriğine ilişkin keskin bir ketumiyet var. TBMM Başkanlığı’nın konuyla ilgili -dikkatli- açıklamasında içeriğe ilişkin pozitif mesajlar yer alıyor. Daha önce bu ziyaretin sembolik bir anlam taşıdığını vurgulamıştım. İmralı ziyaretinin önemi; içeriğinde değildir. Sürecin devamı için geçilmesi gereken bir eşik mahiyeti taşımasıdır. Bu eşik aşıldı. Komisyon artık raporunu hazırlayacak (Not: Sonuca yaklaşmak “esas konulara” girmek, silah bırakanların nasıl döneceğini tartışmak demektir. Bu konularda farklı fikir çok olur. Herkese düşen sorumlu, rasyonel ve soğukkanlı davranmaktır.)

İki. Terör örgütü PKK, 26 Ekim’de Türkiye’den, daha sonra Zap’taki mağaralardan (20-25 kişi) çekildi. Gara’ya indiler. Mağaralar boşalıyor ama Gara’da bir yoğunlaşma var. Milli İstihbarat Teşkilatı ve Türk Silahlı Kuvvetleri gelişmeleri yakından izliyor.

KAVRAM SETİ KONUSUNDA DİKKAT!

Üç. Bu sürecin amacı örgütün silah bırakmasıdır. Silah bırakma pratiği sadece Kandil’i kapsamaz. PKK’nın tüm kollarını ilgilendirir (SDG kısmına geleceğiz.) Silah bırakmak kadar önemli olan şey “Mental silahsızlanmayı” da başarmaktır. Bu, aynı zamanda yeni, sivil bir dil kullanmayı da gerektirir. Meseleyi ele alırken hangi kavram setinin kullanıldığı önemlidir. Süreçle ilgili yeni bazı kavramların tedavüle sokulmaya çalışıldığı görülüyor. Çerçeveyi hatırlatmak gerekirse… A. Bu bir “barış” süreci değildir. Barışı devletler yapar. Süreç, örgütün silah bırakmasıyla ilgilidir. B. Bu bir “entegrasyon” da değildir. Çünkü entegrasyon, varlığını sürdürerek büyük yapıya dahil olmak anlamına gelir. Varlığı ortadan kalkan şey entegre olamaz. C. “Kürt sorunu”, “af” gibi söylem ve vurgular, Terörsüz Türkiye sürecinin odağını saptırır. Odak kayması da -herkesin üzerinde titrediği- bu girişimi olumsuz etkiler.

TÜRKİYE’NİN TEZLERİYLE TABAN TABANA ZIT

Dört. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, Terörsüz Türkiye sürecini destekliyor. Pratik alanda katkı da veriyor. Bunun bir sebebi Ankara ile yakın ilişkileri, bir sebebi de PKK ile kendi bölgesinde yaşadığı sorunlardır. Ancak aynı desteği SDG konusunda göstermiyorlar (Erbil izlenimlerim için bakınız, Herkes silah bırakacak, SDG hariç! Öyle mi? 7 Ekim). Neçirvan Barzani’nin SDG’ye bakışı şudur: A. Şam’a entegre olsunlar çünkü zaman aleyhlerine işliyor. B. Bunu yaparken ademimerkeziyeti savunsunlar. C. Askeri güçlerini de korusunlar.

Türkiye’nin tezleriyle taban tabana zıttır. Geçtiğimiz hafta Duhok’ta yapılan foruma, SDG’li Mazlum Abdi’nin davet edilmesi (Detaylar için; Takım elbiseli Abdi ve yola döşenen mayınlar, 21 Kasım) ve el üstünde tutulması tatsızdır. Suriye Cumhur-başkanı Şara Beyaz Saray’da Trump’la görüşmüşken, Şam DEAŞ’a karşı koalisyonun parçası olmuşken, yani eli güçlenmişken bunu yapmak dikkat çekicidir. Ankara’nın bu konuyu bölgesel yönetimle konuşacağını düşünüyorum.

SDG POZİSYONUNU KORUYOR

Beş. SDG meselesine gelince… SDG’nin 10 Mart anlaşmasının gereklerini yerine getirmesi, Terörsüz Türkiye sürecinin başarıya ulaşması için elzemdir. Dışişleri Bakanı Fidan’ın da katıldığı Şara-Trump görüşmesinin ardından bu konuda trafiğin artacağı söyleniyor. 10 Mart anlaşmasının süresi yıl sonunda doluyor. Dolayısıyla SDG’nin Şam’a entegrasyonu için önünde kısa bir süre var. SDG lider kadrosunun yaptığı açıklamalara bakarsak taleplerini esnettikleri söylenemez. Ademimerkeziyetçi yapıda ısrar ediyorlar. “Blok olarak değil tümen düzeyinde orduya katılalım” diyorlar ama “Birliklerimizin komutasını vermeyiz” noktasındalar. Çekilmeleri gereken bölgeleri, gümrük kapılarını da hâlâ ellerinde tutuyorlar. Bu süre dolduğunda ne olacak? Şam, askeri bir operasyon mu yapacak? İş oraya kalmayabilir.

ŞARA’DAN ÖNEMLİ GÖRÜŞME VE PROVOKASYON

Arap aşiretler meselesini daha önce yazmıştım. “Şam yönetimi ve aşiretler harekete geçebilir” demiştim (İsrail’in elini gördük, 15 Ağustos). Burada temel mesele şudur: Uluslararası raporlara yansıdığı gibi… SDG’nin kontrol ettiği bölgedeki demografinin yüzde 70’i Arap’tır. Özellikle, Deyrizor, Rakka gibi bölgelerin yüzde 90’dan fazlası Arap nüfustan oluşur. Bu bölgelerde SDG yapısının önemli bir kısmını da Arap aşiretler oluşturur. Ama komuta YPG’dedir, Arap aşiretler komuta kademesine sokulmaz (YPG, Şam’dan adalet ve eşitlik isterken bunu kontrol ettiği bölgedeki Araplara göstermez.) Arap aşiretler, Şam’la entegre olmak istemektedir. Ancak 10 Mart mutabakatında uzlaşılan süre, yani yıl sonu beklenmektedir.

Şara, Temmuz ayında Arap aşiret liderleriyle toplu görüşme yapacaktı. Bu görüşmeden hemen önce, zaman ayarlı, Süveyda olayları patlak verdi. Bu yüzden Şara görüşmelerini bire bir yapıyor. Geçtiğimiz günlerde Şammar aşiretinin lideri Şeyh Man’a Himmedi el-Cerba ile görüştü. Suriye’de kaos ve bölünme isteyen aktörler bu görüşmeye yanıtlarını Humus’ta mezhep provokasyonu yaparak verdiler.

Ancak Şam’ın bu yöndeki trafik ve kararlılığı sürüyor. SDG’nin önünde yıl sonunda biten bir takvim var. Bu takvime sadık kalınmazsa Arap aşiretlerin SDG’ye verdikleri desteği geri çekeceklerini düşünüyorum. Şam yönetimi bunu başarısa YPG, Haseke-Kamışlı tarafına, 500 bin nüfuslu bir alana sıkışır. Ondan sonra ne olur, hep birlikte göreceğiz.

#SDG
#Suriye
#Politika
#Yahya Bostan