Tahran, Ankara’yı terörle mi tehdit etti?

04:006/12/2024, Cuma
G: 6/12/2024, Cuma
Yahya Bostan

Muhalifler Halep’e yürüyünce İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi soluğu Ankara’da aldı. İran, Türkiye’nin bu olayların arkasında olmadığı gerçeğiyle yüzleşemiyor. O konuya takılmışlar. Çıkamıyorlar. Rejim, yaşanan bunca olaya rağmen muhaliflerle konuşmayı reddediyor. İrrasyonel davranıyor. İran’ın tutumu farksız, Şam’a destek çıkıyor. İran’dan Türkiye’ye tuhaf terör imaları geliyor. Bu arada hem Moskova hem Tahran, Ankara’dan, Astana zirvesi istedi . Buluşma Doha’da. Konular hassas. Anlatacağım.

Muhalifler Halep’e yürüyünce İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi soluğu Ankara’da aldı. İran, Türkiye’nin bu olayların arkasında olmadığı gerçeğiyle yüzleşemiyor. O konuya takılmışlar. Çıkamıyorlar.

Rejim, yaşanan bunca olaya rağmen muhaliflerle konuşmayı reddediyor. İrrasyonel davranıyor. İran’ın tutumu farksız, Şam’a destek çıkıyor.
İran’dan Türkiye’ye tuhaf terör imaları geliyor. Bu arada hem Moskova hem Tahran, Ankara’dan, Astana zirvesi istedi
. Buluşma Doha’da. Konular hassas. Anlatacağım. Ama önce bazı hususlara değinmem gerekiyor.

ANKARA‘NIN GERİ DÖNÜŞÜ
Bir
. İran, milislerini sahaya sürerek ve Rusya’yı davet ederek, milyonlarca masumu ateşe attı, aynı zamanda Türkiye’yi büyük bir mülteci kriziyle baş başa bıraktı. Hakkını teslim edelim. Ankara olgun davrandı. Kriz ilişkilere yansımadı.
İki
. Ankara bölgesel ve küresel aktörlerin kendisini kıskaca alma girişimini püskürttü.
Geniş coğrafyada, “değerli yalnızlıktan” stratejik üstünlüğe evrilen müthiş bir bölgesel geri dönüş yaşadı.
Süreç Doğu Akdeniz’de başladı. Libya’dan Dağlık Karabağ’a, oradan Irak’a, Körfez’e, Kalkınma Yolu’na, Somali üzerinden Afrika’ya bağlandı. Terörle mücadelede eşik atlandı. Rusya-Batı denkleminin her iki ucunda derine inildi. Eksik halka Suriye’ydi.
Üç. Dağlık Karabağ’da Ermenistan yenilgisi İran’a, büyük bir stratejik kayıp yaşattı
. Tahran, kendisinden beklenen olgunluğu göstermedi, hırçınlaştı. Türkiye’ye bedel ödetecek politikalara soyundu.
Haşdi Şabi-PKK-Talabani bağlantısını
yönetti. Bafel Talabani’ye, terör örgütü PKK’ya verilen kamikaze droneları sağladı. İran sınırı boyunca uzanan örgüt kampları, Türkiye için tehdit oluşturdu. Oldu bittiye getirilen Kerkük seçimleri, aynı şehirde düşürülen Türk SİHA’sı devam halkalardır.

BU İKİYÜZLÜLÜK DEĞİL Mİ?
Dört
. Tahran, Suriye’de herkese kaybettiren,
ülkeyi bölünmenin eşiğine getiren, terör örgütlerine ve ABD’ye alan açan statükoyu korumak için
bencilce davrandı. Esad’a “Türkiye’den uzak dur” baskısı yaptı. “Türk askeri Suriye’den çekilsin” şartına “Irak’taki askerler de çıksın” talebini ekletti. Halep’in muhaliflerce alınması üzerine, Türkiye’yi “ABD ile çalışmakla” suçlayanların,
ABD askerinin Suriye’den çıkmasını sağlayacak Ankara-Şam diyaloğunu baltalaması
, kusura bakmayın, ikiyüzlülüktür.
Beş
. İran’ı daha hırçınlaştıran şey, Lübnan ve Suriye’deki zemin kaybıydı.
İran, bölgesel ricat yaşıyor. ABD ve İsrail’in, Rusya’nın örtülü izniyle
, İran’ın Suriye’deki varlığını hedef aldığı biliniyor. Tam da bu konjonktürde rejim karşıtlarının Halep’i ele geçirmesi Tahran’da alarm zillerinin çalmasına yol açtı.

ASTANA TEKLİFİ RUSYA VE İRAN’DAN GELDİ
İran Dışişleri Bakanı Arakçi’nin
soluğu önce Şam, sonra Ankara, daha sonra da Moskova’da almasının sebebi bu.
Arakçi Ankara’da, muhaliflerin saldırısını ABD ve Siyonizmin oyununa bağladı.
Arka planda da şunu ısrarla söylediği anlaşılıyor: “Türkiye arkasında olmadan muhaliflerin böyle bir şey yapması mümkün değil.”
Dışişleri Bakanı Fidan’ın “Olayları dış müdahale ile açıklamak yanlış” vurgusu buna bir cevap olmalı. Ankara her ne kadar “HTŞ ile aramızda bir emir-komuta zinciri yok” dese de Tahran ezberini sürdürüyor. Türkiye’nin tek meselesinin
Suriye’nin bölünmesini engellemek ve terör örgütlerini tasfiye etmek
olduğunu anlamıyor. Dediğim gibi, orada takılmışlar.
Bu sorunu çözmek için ellerinde koca bir dört yıl vardı ancak adım atmadılar. İşler terse dönünce, rafta unuttukları Astana defterini yeniden açtılar.
Hem Moskova hem Tahran’dan, Ankara’ya “Astana zirvesi yapalım” teklifi geldi.
Tahminimce iki ülke, buluşmanın Astana’da gerçekleşmesini istemiştir. Ancak toplantı Doha’da yapılacak.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan
7-8 Aralık’ta düzenlenecek
Doha Forumu’na
katılmak üzere,
çok önceden program yapmıştı. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov‘un
da foruma gideceği biliniyordu.
İranlı Bakanın
programı sanırım yeni oluşturuldu. Orada üçlü görüşme gerçekleştiğinde, bazı şeyleri daha net görebileceğiz.

DÜZELTME VE İZAHAT GEREKİR
Elbette Astana süreci konusunda hiçbir şey olmamış gibi de davranamayız.
Suriye krizinde yeni bir evreye girildi. Rejimin artık muhaliflerle doğrudan konuşması gerekiyor.
Deniyor ki: “Astana, siyasi sürecin ilerlemesini mümkün kılacak koşulların sahada yaratılması için vardı. Astana’nın kendisi siyasi süreç değildi. Siyasi sürecin rejim ile muhalefet arasında yürümesi gerekir. İki ülke, Şam’ı, siyasi sürece destek vermesi için ikna etmeli.”
Son söz, Tahran’dan gelen, resmi, gayrı resmi açıklamalarla ilgili.
İran’ın dini lideri Hamaney’in Dış Politika Başdanışmanı Ali Ekber Velayeti’nin
“Türkiye bir süredir ABD ve siyonizmin elinde oyuncak oldu” sözleri İran devlet geleneği ve tecrübesine yakışmadı. Düzeltilmelidir.
İran’ın yarı resmi ajansı Tasnim’in
“Ekonominizin önemli gelir kaynaklarından biri turizm. Terör, Türkiye’nin içine de sirayet eder ve bu geliri kaybedersiniz. Esad Kürtler üzerinde etkilidir” vurgusu tehditvaridir. İzahat gerekir.
#İran
#Türkiye
#Suriye
#Yahya Bostan