Geçtiğimiz günlerde bir iddia ortaya atıldı. Terör örgütü elebaşı Öcalan, Kandil’le görüştürülmüş. “Silah bırakın” demiş. Fiili müzakerelerin yeniden başlaması için Öcalan’la istikşafi görüşmeler yapılıyormuş. Amberin Zaman imzalı iddia öyle bir konjonktürde ortaya atıldı ki etkisi yüksek oldu. MHP lideri Devlet Bahçeli ’nin TBMM’de DEM sıralarına giderek tokalaştığı, DEM’i Türkiye partisi olmaya davet ettiği, Cumhurbaşkanı Erdoğan ’ın bu gelişmeyi “Cumhur İttifakı’nın uzattığı el” olarak yorumladığı
Geçtiğimiz günlerde bir iddia ortaya atıldı. Terör örgütü elebaşı Öcalan, Kandil’le görüştürülmüş. “Silah bırakın” demiş. Fiili müzakerelerin yeniden başlaması için Öcalan’la istikşafi görüşmeler yapılıyormuş.
imzalı iddia öyle bir konjonktürde ortaya atıldı ki etkisi yüksek oldu.
MHP lideri Devlet Bahçeli
’nin TBMM’de DEM sıralarına giderek tokalaştığı, DEM’i Türkiye partisi olmaya davet ettiği,
’ın bu gelişmeyi “Cumhur İttifakı’nın uzattığı el” olarak yorumladığı bir konjonktür. Bu kapsamda “Yeni bir süreç mi” başlıyor tartışması çokça yapıldı.
Öcalan iddiasını Ankara’daki bazı kaynaklarıma sordum.
Reddedildi. O halde yanlış bilgi.
Peki, tam da bu konjonktürde neden dolaşıma girdi? Kim, kime, ne mesaj vermek istedi? Gelin, kendi penceremden gördüklerimi size anlatayım.
Ama önce sizi, yine A. Zaman’ın Ağustos tarihli röportajına götüreyim. Bu kez PKK’lı terörist Serdar Yektaş’la konuşmuştu Zaman.
Terörist Yektaş o röportajda
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin operasyonel
üstünlüğünden bahsediyordu. “2015 itibariyle Türkiye, tüm gücüyle üzerimize geliyor. Kaybımız çok” diyordu. Örgüt
bu yüzden strateji değiştirmişti.
K. Irak’a çekilmek zorunda kalmış, orada -SİHA’lardan da korunmak için- tünel sistemi kurmuşlardı.
Bunlar işin sosuydu. Terörist Yektaş’ın anlatmaya çalıştığı başka şeyler vardı. Özetle ne diyordu? Bir. Zayıfladığımızı düşünebilirsiniz ama hedeflerimize bağlıyız. İki.
Savaşarak bizi bitirseniz
de ”halkımızın” mücadelesi sürer. Üç. Amacımız Türkiye’yi bölmek değil.
Röportajı arşivime kaldırırken, kenarına “
” notu düşmüşüm.
TARİHİNİN EN ZAYIF DÖNEMİNİ YAŞIYOR
Neden aman diliyorlar? Gelin size bölgenin resmini çizeyim. Terör örgütünü bekleyen gelişmeleri anlatayım. Ama baştan şunu not ederek: Örgüt
tarihinin en zayıf dönemini yaşıyor.
Bir. TSK, K. Irak’ta tampon bölge oluşturdu. Üst düzey bir yetkili 2024 başlarında demişti ki, “PKK ile ölümüne savaşa giriyoruz. Önce Irak’ı sonra Suriye’yi temizleyeceğiz.”
Kilit kapanıyor, sıra Suriye’ye geliyor. Örgüt önce Suriye’de tecrit edilecek.
Ta ki ABD seçimleri, ABD ile “DEAŞ müzakereleri” ve Suriye ile diyalog netleşene kadar. Sonra? Sonrası malum.
İki. Bağdat, PKK’yı yasaklı örgüt ilan etti. Partilerini kapattı. Örgüt Irak’ın güneyinde, parlamentosunda, Bağdat’taki Cumhurbaşkanlığı koridorlarında, Talabani’nin konutunda cirit atıyor. Ama sahada eskisi kadar rahat değil.
Üç. Örgütün Suriye’deki yapılanması “hamisiz” kalmak üzere.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler dedi ki: “ABD bir gece ansızın gidebilir.
” (Mayıs 2024) ABD, uluslararası koalisyonun Irak’tan çekileceğini açıkladı. Arkaplanda Suriye’den de çıkmak, Asya ve Afrika’ya odaklanmak istiyorlar. Trump’ın ekibi dışpolitika metni yazmış, orada “YPG/PKK’ya verilen desteği yeniden düşünmeliyiz” ifadesi geçiyor. Mevcut yönetim de Ankara ile “Suriye’nin geleceğini” konuşuyor.
“OYUN DIŞI KALACAĞIZ” PANİĞİ
Dört. Örgütün yeni hamisi İran olabilir mi? İran, Irak’ta güçlü. Örgüt bu durumu bir manivela olarak kullanabilir (Bafel Talabani’nin İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan ile selfiesini hatırlayın.) Ama İran’ın
Suriye’deki etkisi son gerilimle kırılıyor.
Bu örgütün Suriye kolunu düşündürüyor.
Beş. Örgüt Şam’la sorunlu. Esad, ”Rojova” ile diyalog başlatacaklarını, siyasi çözüme ulaşma niyetinde olduklarını söylemişti (Mayıs 2024). SDG’nin K. Irak temsilcisi Fethullah Hüseyin, Şam’ın gönülsüz olduğunu söyledi (Temmuz 2024). Terörist Mazlum Abdi “
Suriye ile görüş alışverişi var. Ancak rejim hazır değil
” dedi. Bir şey daha dedi ki, bu sözlerini de yukarıda bahsettiğim röportajın yanına ekledim: “Suriye sorunu savaşla çözülmez.
Türkiye dahil herkesle görüşmeye hazı
rız. Irak hükümeti bir şeyler yapmak (Ankara ve Şam’ı buluşturmak) istiyorsa bizi de müzakerelere davet etmeli.” (Temmuz 2024)
Altı. Ankara-Şam diyalog süreci henüz istenen noktada değil. Ancak ilerleme ihtimali var. Bu da örgüt için kabus senaryosu. Terör örgütü bölgede “oyun dışı” kalacağı endişesi taşıyor.
Bunları alt alta koyunca
terör örgütünün mevcut durumda diplomatik, siyasi ve askeri açıdan kuşaltıldığını, hamisiz kalma tehlikesi yaşadığını
, Suriye’deki kazanımlarını korumak için çabaladığını söyleyebiliriz. Örgüt
Irak’ta silah bırakmaz ama Suriye’de ABD sonrası için arayışta olduğu görülüyor.
DİYALOG TEKERİNE ÇOMAK SOKMAK
Şimdi yazının başına dönelim. Örgüt ablukaya alınmış.. Bu süreçte
Ankara kimseye “Silah bırak” demez. Silah bırakmak isteyeni de engellemez.
Bu da açık.. Peki, nereden çıktı bu Öcalan meselesi?
Bir kaç ihtimal var: Bir. Örgüt,
’ın bölgesel gelişmeleri dikkate alarak kurguladığı “İç kaleyi tahkim edelim, normalleşelim” yaklaşımını sabote etmeye çalışıyor. İki. DEM’e “Patron benim”, Ankara’ya “Beni muhatap alın” mesajı veriyor. Üç. 2015’e benzer, bu kez Suriye ile ilgili bir strateji değişikliğine gidiyor. Tepki ölçmeye çalışıyor.
Cevap sizce hangisi? Ben “Hepsi”ni işaretledim.
#pkk
#siyaset
#Yahya Bostan