Avrupalı ve İslam coğrafyasındaki devletler halen İsrail’i kınama seviyesinden bir adım ileri gitmezken küresel şirketler çocukları hedef seçerek katleden İsrail’e karşı eyleme geçti. Dünyanın en büyük varlık fonu olan Norveç Varlık Fonu, ABD merkezli inşaat ekipmanları üreticisi Caterpillar ile İsrail’in önde gelen beş bankasından etik gerekçelerle yatırımını çekti. Norveç Merkez Bankası tarafından yönetilen fondan yapılan açıklamada, Caterpillar ve bankaların savaş ve çatışma koşullarında bireylerin
Avrupalı ve İslam coğrafyasındaki devletler halen İsrail’i kınama seviyesinden bir adım ileri gitmezken küresel şirketler çocukları hedef seçerek katleden İsrail’e karşı eyleme geçti.
Dünyanın en büyük varlık fonu olan Norveç Varlık Fonu, ABD merkezli inşaat ekipmanları üreticisi
Caterpillar ile İsrail’in önde gelen beş bankasından etik gerekçelerle yatırımını çekti.
Norveç Merkez Bankası tarafından yönetilen fondan yapılan açıklamada,
Caterpillar
ve bankaların savaş ve çatışma koşullarında bireylerin haklarının ciddi şekilde ihlal edilmesine katkıda bulunma riski taşıdığı vurgulandı.
Bu nedenle, şirketlerin
yatırım listesinden çıkarılmasının
uygun bulunduğu bildirildi.
Fonun portföyünden çıkarılan bankalar; Hapoalim, Bank Leumi, Mizrahi Tefahot Bank, First International Bank of Israel ve FIBI Holdings oldu.
Çekilen yatırımın büyüklüğü siyonistleri rahatsız edecek kadar yüksek.
30 Haziran itibarıyla fonda Caterpillar’da 2,1 milyar dolar değerinde yüzde 1,17’lik hisse bulunuyordu.
İsrail bankalarındaki toplam yatırımların değeri ise 661 milyon dolara ulaşıyordu.
Böylece fonun söz konusu şirketlerden çektiği yatırımın toplam büyüklüğü 2,7 milyar doları aştı.
Habere göre
Norveç Varlık Fonu’nun
bu adımı, küresel ölçekte etik yatırım tartışmalarına yeni bir boyut kazandırırken, fonun gelecekte benzer kriterlerle başka şirket ve sektörleri de radarına alabileceği belirtiliyor.
**
İsrail’in 7 Ekim’de Gazze’de başlattığı ve soykırıma dönüşen operasyona karşı dünyada ilk kez etkisi ve katılımcıları bu kadar
geniş bir küresel boykot
yaşanıyor.
Bugüne kadar dünyanın her ülkesinde caddelerde ve meydanlarda yapılan eylemler
siyasileri ve şirketleri
etkilemiş gözüküyor.
Küresel fonların ve uluslararası sermaye sahibi şirketlerin de etik gerekçelerle İsrail’in soykırımına karşı harekete geçmesi
iş dünyasında kelebek etkisi
yapacaktır.
Daha önce defalarca İsrail’e ve İsrail’e arka çıkan ülke ve şirketlere yönelik kampanyalar yürütülmüştü. Ancak bu kez hem kapsamı hem de gerekçeleri bakımından daha sürdürülebilir bir boykot tecrübesi yaşıyoruz.
Üstelik boykot sadece Müslüman ülkelerde değil, Avrupa ve Amerika’da da çok daha etkili kendini hissettiriyor.
Boykotun kapsamı kadar etki alanı da tartışılıyor.
Ülkeler kadar zengin ve güçlü dev şirketlere bireysel boykot ile zarar vermek gerçekten mümkün mü?
Mümkün.
1971’de kurulan ve 1992’den bu yana borsada işlem gören
Starbucks
, tüm dünyada 31 binin üzerinde, Türkiye’de ise 685 şubesi ile hizmet veriyor.
Şirket yönetimi büyüme tahminlerini düşürdü.
1892’den beri faaliyet gösteren ve 1919’da halka arz edilen Coca-Cola’nın hisse fiyatları noktasında boykottan en az etkilenen şirket.
Satış hacmi yıllık bazda yüzde 11,5, yılın tamamında yüzde 2,6 geriledi.
Türkiye özelinde son çeyrekte toplamda yüzde 22’lik bir düşüş tespit edildi. Boykotun odak şirketlerinden biri olan ve 1955’te kurulan
McDonald’s
1965’ten beri borsada işlem görüyor.
36 binden fazla restoranıyla tam bir dünya devi olan şirket Türkiye’de ise 260 şubesiyle hizmet veriyor.
Finansal tablolara göre, McDonald’s da diğer boykot şirketleri gibi satış hedeflerini tutturamadı.
Coca-Cola ile birlikte boykot edilen bir diğer içecek markası ise
Pepsi Co
. 1893’te kuruldu 1978’te halka arz edildi.
O da hedeflerini tutturamadı.
Boykottan zarar gören bir diğer şirket de 1837’de kurulan
Procter & Gamble.
Bu marka da benzer bir biçimde satış hedeflerini tutturamadı.
**
Bu başlıkla gönderilen bir şirket haberi bülteni vardı dün e posta kutumda.
“Türkiye’de Bir İlk: Muhafazakâr Cruise gemisi ile umre seyahati başlıyor.
Salam Booking ve Hünkar Turizm, dünyada ilk kez muhafazakâr cruise tatilini Umre ile birleştiren eşsiz bir seyahat deneyimini sunuyor.
12 Eylül’de Galataport’tan hareket edecek Aroya gemisi ile gerçekleştirilecek sekiz gecelik tam pansiyon seyahat, Türkiye, Mısır ve Suudi Arabistan limanlarına uğrayacak; yolculuk kutsal topraklarda Umre ile taçlanacak.”
Ne diyelim!
Allah umrenizi kabul etmesin.
Dün itibarıyla Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı 300’ü buldu.
#İsrail
#Soykırım
#Ekonomi
#Yaşar Süngü
