Patron Ali’nin doğduğunda içine yerleştirilen duygusal sermaye ile işçi, köylü, emekli, memur Ali’nin duygusal sermayesi eşittir. Yalnız kadınların ilk başta sahip olduğu duygusal sermaye kendi cinsleri arasında eşit dağıtılırken, bu sermayenin erkeklerinkinden fazla olduğu tahmin ediliyor. Ömür de bir sermayedir, beden de. Ve bu sermayelerin hiçbiri kazanılmış yani çalışarak elde edilmiş sermaye değildir. Övünmek veya üzülmek gibi lüksümüzün olmayacağı bir sermaye bu. Yazılım sahibinin kurduğu
Patron Ali’nin doğduğunda içine yerleştirilen duygusal sermaye ile işçi, köylü, emekli, memur Ali’nin duygusal sermayesi eşittir.
Yalnız kadınların ilk başta sahip olduğu duygusal sermaye kendi cinsleri arasında eşit dağıtılırken, bu sermayenin erkeklerinkinden fazla olduğu tahmin ediliyor.
Ömür de bir sermayedir, beden de.
Ve bu sermayelerin hiçbiri kazanılmış yani çalışarak elde edilmiş sermaye değildir.
Övünmek veya üzülmek gibi lüksümüzün olmayacağı bir sermaye bu.
Yazılım sahibinin kurduğu ilahi denge böyle.
**
Hayatın yükü ağır; Güç, kuvvet, dayanıklılık, sevgi, merhamet, şefkat, sabır gibi duygular hayatı kolaylaştırmayı sağlayan en önemli sermaye.
Ve herkese eşit dağıtılmış.
Bu sermayeyi yerine göre kullanmayı başarırsak hayat kolaylaşır.
Adamına göre kullanamazsak, gereksiz lüzumsuz, küçük işlerde harcarsak hayatın yükünü taşıyamaz, eziliriz.
Mesela dizileri, filmleri seyrederken çok ağlarsak Gazze’ye ağlayacak gözyaşımız kalmaz.
Mesela gereksiz şeylerde merhameti harcarsak, gerekli durumlara merhamet duygumuz yetmez.
Mesela başımıza gelen küçük sıkıntıları dert edinerek sabır sermayesini kullanırsak, büyük sıkıntılara direnecek sabrımız kalmaz.
Mesela sevgiyi basit işlerde ve değersiz insanlarda tüketirsek, gerçekten sevgiyi hak edenlere vermemiz gereken yerlerde duygusuzlaşırız.
**
İş dünyasında da düzen böyle işler.
Sermayeni yerinde ve dozunda kullanırsan zenginleşirsin, yerinde ve dozunda kullanamazsan iflas edersin.
**
Yaşadıklarımız ve çevremizde yaşananlar, duyduklarımız gördüklerimiz, ruhumuzu yorarken; bedenin şifası, ruhumuzun huzuruyla başlıyor.
Ruh ve beden birbirinden ayrılamaz bir bütün.
İbni Sînâ da aynı şeyleri söylüyordu yüzyıllardır, şimdiki modern tıp da.
En küçük ruhsal olumsuzluklar bile beden ve ruh sağlığımızı doğrudan etkiliyor.
Kalplerde kalma süresi üç günü geçen kin, öfke, üzüntü bütün kan değerlerini alt üst ediyor.
Kan değerlerimizin normal seviyede kalması için sağlıklı beslenmek yetmiyor.
Sağlıklı olmak, yalnızca fiziksel belirtileri iyileştirmek değil; aynı zamanda iç dünyamızı da güçlendirmekten ve doğuştan verilen duygusal sermayeyi yerinde ve zamanında kullanmaktan geçiyor.
Ruhunla iyi geçineceksin, duygusal sermayeni harcarken israf etmeyeceksin.
**
Sağlık uzmanlarının verdiği cevapları öğrenmek için sorularla devam edelim;
Stres kilo aldırır mı?
Evet!
Hem de düşündüğünüzden çok daha fazla…
Stresle birlikte yükselen kortizol hormonu, iştahı artırır ve özellikle tatlı-karbonhidrat krizlerine yol açar.
Uyku düzeni bozulur, açlık-tokluk hormonları dengesizleşir.
Bağırsak sağlığı etkilenir, sindirim yavaşlar.
Hareketsizlik artar, yeme atakları çoğalır.
Sağlıklı olmanın yolu yemekten değil, stresi yerinde ve dozunda yönetmekten geçer.
**
Asansör mü merdiven mi?
Merdiven.
Düzenli merdiven çıkmak insülin duyarlılığını artırır, kilo kontrolüne katkı sağlar ve yapılan egzersizle beyinde serotonin ve endorfin salınımını uyararak stresin azalmasına, ruh halinin iyileşmesine yardımcı olur.
Kısacası, her merdiven basamağı küçük ama etkili bir kardiyo ve mutluluk egzersizidir.
**
Sağlığımızı bozan yağ mı şeker mi?
Şeker.
Kolesterol kötü bir üne sahip ama gerçek bundan daha derin.
Şeker, trigliseritleri artırır ve bu da küçük yoğun LDL’nin oluşmasına neden olur.
Gerçek tehlike tabağındaki yağda değil, içtiğin tatlı kahvede saklı olabilir.
**
Doktorları mı dinleyelim bedenimizi mi?
Bedenimizi.
İnsan bedeni günde 3 öğün yemek için değil, daha az ama daha verimli beslenmek için tasarlandı.
Sürekli yemek insülini yüksek tutar, yağ yakımını durdurur ve sizi yorgun, şiş ve isteksiz hale getirir.
Az yer, az içerseniz yani vücudu doğal ritmine döndürdüğünüzde yağ depolamak yerine yağ yakmaya başlarsınız.
**
Yumurta mı tavuk mu?
Yumurta.
Tavuklar zaten tavuk olmaktan çıkmış, ilaçlarla ve kimyasal yemlerle sanayi ürünü haline dönüşmüş.
Araştırmalarda, düzenli yumurta tüketen çocukların zeka seviyelerinin ortalama 15 puan yükseldiği raporlanmış.
Yumurta çocuklarda hafıza, öğrenme ve dikkat gelişimini destekliyor.
**
Seni en çok ne hasta eder?
Olumsuz düşünceler.
Bir şey öğrendiğinde, sevdiğinde, üzüldüğünde ya da yeniden ayağa kalktığında.
Beynindeki 86 milyar sinir hücresi yani nöronların senin adına yeni köprüler kuruyor.
Olumsuz düşünürsen köprüler yıkılıyor, olumlu düşünürsen yeni köprüler inşa ediliyor.
#sağlık
#aktüel
#toplum
#Yaşar Süngü
