Ekonomik çelik kubbe ya da S-400

04:0019/10/2025, Pazar
G: 19/10/2025, Pazar
Yusuf Dinç

Amerika’nın dünyanın en ucuz ülkesi olduğunu biliyor muydunuz? Nominal fiyatlar değil kastım. Bedava deneyimlediği yüksek refahtan bahsediyorum. Bedava değil, çalışıyorlar, denebilir. Ama çalışmakla bu kadar refah olmaz. Hukukun üstünlüğüyle de bu kadar refaha ulaşılamaz, kurumsallaşmayla da… Kıtlık kavrayışı olmayan sonsuz bir refahtan bahsediyorum. Hatta başına ne geliyorsa bolluktan geliyor. Peki bu nasıl oluyor? Para basarak mı? Evet elbette. Amerika dünyaya para basıp ihraç ediyor ve karşılığında

Amerika’nın dünyanın en ucuz ülkesi olduğunu biliyor muydunuz?

Nominal fiyatlar değil kastım. Bedava deneyimlediği yüksek refahtan bahsediyorum. Bedava değil, çalışıyorlar, denebilir. Ama çalışmakla bu kadar refah olmaz. Hukukun üstünlüğüyle de bu kadar refaha ulaşılamaz, kurumsallaşmayla da…

Kıtlık kavrayışı olmayan sonsuz bir refahtan bahsediyorum. Hatta başına ne geliyorsa bolluktan geliyor.

Peki bu nasıl oluyor? Para basarak mı?

Evet elbette. Amerika dünyaya para basıp ihraç ediyor ve karşılığında refah ithal ediyor.

Ama bu yetmez. Amerika sadece doları basmıyor, dolar döngüsünün merkezini de kontrol ediyor. Parasal dolaşımın kendi üzerinden gerçekleşmesini sağlıyor.

Böylece ülkelerde finansal bağımlılık oluşturan bir jeoekonomik ve jeofinansal güç ediniyor.

Bu bağımlılığın bir gereği olarak dolar rezervi biriktirmek zorunda olan ülkeleri ucuzluk yarışına sokuyor. Bir kölelik yarışı başlıyor. Çin’inden Avrupa’sına herkes Amerika’ya mal satmak için emek dahil maliyetlerini minimize etmeye ve parametrelerini ayarlamaya çalışıyor. Enerji, hammade ve son mamul böylece Amerika’ya gene Amerikanın kendi belirlediği koşullarda akıyor. Amerika bedava bastığı parayla mal alıp rezerv biriktirterek refahını en ucuzdan paylaştırıyor. Kimse neyi niye biriktirdiğini dahi bilmiyor.

Bir tarafta bir somun ekmek için saatlerce ve hatta günlerce çalışan işçiler diğer tarafta bastığı parayla ekmeğini ve diğer herşeyini edinebilen zengin ve müreffeh Amerika…

Ülkelerin rezerv yarışı birbirlerini tüketircesine çetin oluyor tabi.


Fiyatı Kim Yapar?

Ancak hikayeyi tam anlamak için Amerika’nın en derinde daha belirleyici bir kudrete sahip olduğunu anlamak gerekiyor. Şöyle ki; para basma gücü ile dolaşımın merkezini kontrol etme yetkisi, Amerika’ya fiyat denilen şeyi belirleme gücü veriyor.

Bu sistemde fiyat üreticinin değil, paranın sahibinin belirlediği bir olguya dönüşüyor.

Böylece dünya dolarize oluyor.

Ülkeler emeğinden başlayarak herşeyini ve kendini dolar cinsinden fiyatlıyor.

İşte tam da bu noktada Amerika’ya herşey ucuz, dünyaya pahalı oluyor.

Ya da daha doğru ifadesiyle Amerika’ya her şey bedava, dünyaya parayla oluyor.

Hiçbir ülke asla Amerika seviyesinde bir refaha ulaştırılamıyor. Eğer üretim gücü finansla birleştirilemezse… Acı gerçeğin tek istisnası bu…

Ve bugün artık herkes anlıyor ki bu devran (asimetri) böyle gitmeyecek.

Nasıl olduysa oldu şimdiye kadar. Bir anomaliydi.

Üretim gücünü finansla birleştirme demişken tabi epey bir ülke iyi-kötü bunu başardı. Bunlar kayırılan ya da kenarda olan ya da stratejik değer taşımayan ekonomilerdi. Diğer taraftan Latin Amerika gibi Türkiye gibi ekonomiler finansı kotaramamaları bir yana ayaklarına doladı.


Türkiye’nin Açmazı

Yalnız Türkiye bambaşka. Finansı IMF’e borcu olmadığı halde ayağına dolamayı başardı.

Şimdi o finans, üretim gücünü vuruyor.

Türkiye hakikaten tarihte hiç olmadığı kadar büyük bir üretim gücüne ulaştı.

Ancak kendi finansal mimarisinin 50 bilemedin 100 milyar dolarlık sadakatini sağlayamadığı için şimdi üretim gücünü kaybediyor. O sektör ya da bu sektör önemli değil.

Bu durum toplumun 90’lar gibi berbat zamanlardan geçtikten sonra ulaştığı refah seviyesini aşağı çekiyor. Katlanılmasının zor olmasını da anlayışla karşılamak gerekiyor.

Batı sermayesi çare değil, sorunun ta kendisi. Daha doğrusu sorun Batı sermayesi değil, Batı sermayesinden medet ummak.


Türkiye’nin Çaresi

Aslında tüm dünyanın dikkatini çevirdiği çözüm olan İslami finans elimizde fakat İslami finansı İslam kapitalizminden öteye geçiremiyoruz. Bu çok haklı bir eleştiri değilse de hiç haksız bir eleştiri de değil.

Bir zihniyet devrimi gerekiyorsa Türkiye’de finans için gerekiyor. İslami finans için gerekiyor.

Elimizde öylece bekleyen çözüme daha ne kadar kayıtsız kalırız, bilmiyorum. Fakat bildiğim şeyler var. Yeni dünyayı bizim ve adalet bekleyenler için yapanlar arasında olma fırsatı önümüze geldi. Başarabilirsek yeni dünyaya müreffeh Yeni Türkiye ile çıkacağız. Başarmak içinse artık yeterince anlaşılıyor ki tek yol İslami finans…

İslami finansı tam şimdi olması gerektiği gibi kullanamazsak bu fırsat kaçacak. Yeni dünyada olacağız ama yeni dünyayı yapanlardan olma rolümüzü yeterince büyük oynayamayacağız. Bu yüzyılın değil, bin yılın fırsatı…

İslami finans iktisadi birimleri koruyacak ekonomik çelik kubbemizdir. Aktive edelim. Hatta geçişteki yeni dünya düzensizliğinde yeri gelirse devleti koruyacak ekonomik S-400’ümüzdür. Hangardan çıkaralım.

#ekonomi
#Çelik Kubbe
#S400
#Yusuf dinç