MTO Akademik Yaz Kampları, cuma günü başlıyor. Bu yıl 6 şehrimizde 9 akademik kamp düzenleyeceğiz. MTO kamplarımız, ülkemizin akademik hayatına ruh, entelektüel hayatına derinlik katacak uzun soluklu bir medeniyet inşası yolculuğunun kilometre taşlarından birini oluşturuyor. MTO kamplarını MTO Bursa temsilcimiz Nuri Gür Bey’in kaleminden yazıyoruz. Son bölümü, güzel bir pazar yazısı. Zihin açıcı okumalar…
Medeniyet inşası bir plan işi olmaktan öte; dirayet, sadakat ve en çok da bir emanet işidir. Bu emaneti omuzlarken, elimizin titrememesi için yüreğimiz sağlam, zihnimiz berrak, vicdanımız diri olmalıdır. MTO kamplarında yazdığımız her cümle yalnızca bir düşünce üretmekle kalmaz; aynı zamanda bir sorumluluk, bir şahitlik ve bir şükürdür. Biz o yazılarda hem düşünceyi, hem kendimizi kurduk. Her birimiz kendi inşa sürecimizin hem ustası hem işçisi olduk. Dışardan kimse gelip yapımızı inşa etmedi; biz içimizden taşlar çıkardık, harç yoğurduk, ellerimizi nasırlaştırdık, gözlerimizi gecelere yasladık ve sonunda birbirimize yaslanarak yükseldik.
İnşa dediğimiz şey, dışarıdan bakıldığında sessiz ilerleyen bir süreç gibi görünür; ancak içeriden bakıldığında ruhun hararetli, sancılı ve bir o kadar da umut dolu çırpınışına dönüşür. Artık her sabah, “bugün ne inşa edeceğim?” sorusuyla güne başlıyorum. Bazen bir kelime, bazen bir bakış, bazen bir niyet bu soruya cevap oluyor. İnşa süreci sadece bir metin ya da proje ile sınırlı kalmaz; bir ahlakla, bir duruşla, bir vakarla yürür. MTO’da öğrendiğim en önemli şeylerden biri de buydu: Hakikati yazmak kadar, onu yaşamaktır asıl mesele. Yazdığını yaşamayan kalem, bina eder gibi görünse de içi boş bir yapı bırakır arkasında. Bu yüzden biz sadece yazmadık; yazdığımızı yaşamaya, onu var kılmaya niyet ettik.
Ben artık biliyorum ki, bir yazı yazmak yalnızca kelimeleri dizmekle kalmaz; aynı zamanda bir hayat kurmaktır. Bir fikir geliştirmek, sadece düşünmekle sınırlı kalmayıp aynı zamanda yol göstermektir. Bir dostluk kurmak, yalnızca sevmekten öte, sağlam bir temel atmaktır. Ve bir hocanın ardından yürümek, sadece hayranlık duymakla kalmayıp büyük bir sorumluluğu omuzlamaktır. Bu inşa hâli, ömür boyu sürecek bir yolculuktur.
Ben bu yolculuğa MTO’da başladım ve kalemimle devam ediyorum. Attığım her adım artık bir tuğla, yazdığım her cümle bir harç, dualarım ise içimde yükselen kubbeler gibi. Ve biliyorum ki, bu inşa zamanın sınırlarını aşarak bir gün büyük bir medeniyete dönüşecek.
Ben artık bir medeniyet tasavvurunun yalnızca hayalini kuran biri olmanın ötesindeyim; onun nefesini içimde taşıyorum, yükünü omuzlarımda hissediyor ve çağrısına kulak veriyorum.
MTO Akademik Yaz Kampları’nda geçirdiğim her an, sadece bir eğitim faaliyeti olmaktan çıkıp ruhumun yeniden doğduğu, kalemimin mânâ ile buluştuğu, fikrimin yönünü bulduğu kıymetli zamanlara dönüştü. Her kelimeyle biraz daha açıldım, her kardeşlikle biraz daha derinleştim, her suskunlukla biraz daha kuruldum.
Artık yazarken yalnızca düşünmüyor; aynı zamanda hissediyor, yaşıyor ve taşımaya niyetleniyorum. Çünkü bir fikir köksüz kalırsa taşınamaz, bir duygu paylaşılmadığında kurur, bir inşa paylaşılmazsa yıkılmaya mahkûm olur. Ben yaşadım, ben tanıklık ettim, ben yürüdüm.
Yusuf Kaplan hocamızın açtığı bu yolda yürümek, yalnızca bir fikrî yöneliş olmanın ötesinde; bir ahlâk, bir dirayet ve bir teslimiyettir. Her uyarısı, her yönlendirişi, her cümlesi içimde bir mihrap gibi yön oluşturdu. Onun izinden yürürken, yolun sadece düz bir çizgi olmadığını, inişlerle ve çıkışlarla dolu olduğunu; bu iniş ve çıkışların insanı yoğuran, pişiren, arındıran yönler olduğunu öğrendim. Hocamızın söylediklerinin yanında sessizliğini de dinledim. Çünkü bazen bir bakış, bazen bir sükût, bazen bir yavaşlık çok daha fazlasını anlatır. Bu anlatıların içinde piştim. Artık biliyorum ki, sadece bilen yetmez, sadece yazan yetmez, sadece düşünen yetmez. Asıl olan yaşayan, taşıyan, mücadele eden, dua eden, emek veren ve bu yükü gönülden hisseden olmaktır. MTO Yaz Kampları, benim için, hakikatin leziz, gürültü gürül akan ırmaklarıdır.
MTO 100 Kitap Listesi’nin her kitabı, benim için sadece bir bilgi kaynağı olmanın ötesine geçti; o kitaplar birer iç yolculuğun kapılarını araladı. Her satırda farklı bir yüzle tanıştım; kimi zaman tarihle, kimi zaman felsefeyle, kimi zaman bir ârifin derin hikmetiyle. Bu yolculuk, beni yalnızca bilen bir okur olmaktan çıkardı; aynı zamanda arayan bir talebe, dirilen bir ruh ve “kuran” bir kalem hâline getirdi.
Okumak artık sadece öğrenmek anlamına gelmiyordu; inşa etmek, anlamak, dönüştürmek ve nihayetinde yeniden kurmak demekti. Ve ben bu kurma sürecinde büyüdüm. Bir fikir sadece zihinde kalmamalıydı; o, hayata, kalbe, satıra ve duaya dönüşmeliydi. MTO kamplarında öğrendim ki, bir cümle bazen bir ömür olur, bir fikir ise bir medeniyetin ilk taşı...
Ben bu satırları yazarken yalnız değilim; yazının arkasında yüzlerce kardeşin duası, gayreti, kelimesi ve sesi bulunuyor. Bu yazı, bir şahitlik olmanın ötesinde bir çağrıdır. Çağrılan her ruh için yürümek üzere cesaret, dirilmek için davet, kardeş olmak için niyet sunar. Bu çağrının adresi açıktır: sessiz fütuhatın, ruhla yazılan cümlelerin ve kalpten kurulan şehirlerin buluştuğu mekân.
Medeniyet böyle kurulur; fikirle birlikte ruhla; bilgiyle birlikte ihlâsla; ferdî başarıdan öte kolektif bir kardeşlik duygusuyla. Biz bunu yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Dirilişin sancısını da sevincini de tattık. Şimdi ise o dirilişi taşımaya, aktarmaya ve varoluşa dönüştürerek sürdürmeye niyetliyiz.
MTO bir okuldan fazlasıysa, bizler de birer öğrenci olmanın ötesinde; talebe olmalıyız. Biz, bu fikrin taşıyıcıları, yürütücüleri, yazıcıları, şahitleri ve inşa edicileri olmalıyız. Her kelime bir dua, her makale bir sefer, her buluşma bir mektep, her kardeş bir niyettir. Biz bu niyetle yazdık, bu seferle yürüdük, bu duayla yaşadık. Ben artık biliyorum ki, medeniyet hem fikirle, hem ruhla kurulur. MTO Akademik Yaz Kampları, bilgi ile maneviyatın, kalem ile yüreğin, düşünce ile kardeşliğin birleştiği bir diriliş ve varoluş iklimi olarak; yeni bir medeniyet tasavvurunun kalbinde yükselen sessiz bir fütuhattır. Bu satırlar da o fütuhatın içinden yankılanan bir sestir. Ve bu ses, bir başlangıçtır.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.