Dünya Ekonomik Forumu'nun düzenlediği Davos Zirvesi, İsviçre'nin Davos kasabasında başladı. 23-26 Ocak tarihlerinde gerçekleşen zirveye 100'den fazla ülkeden de 3 bine yakın iş adamı, siyasetçi, akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcisine ev sahipliği yaptı.
Güvenliğin sağlanması için Lihtenştayn ordusunun da destek alınacağı açıklanırken Davos'ta görev yapacak toplam asker sayısının 5 bine kadar yükseleceğini kaydedildi. Zirve için alınan yoğun güvenlik önlemlerinin yaklaşık 10 milyon dolara mal olacağı öngörülüyor.
Davos, İsviçre'nin doğusunda, Graubünden kantonunda bir kasabadır. Kasaba, Davos Vadisinde, denizden bin 560 m yüksekte, Landwasser Irmağı üzerinde yer alır. Davos-Platz ve Davos-Dorf adlı iki köyden oluşur.
Her yıl bir ülkenin daha çok öne çıktığı zirvede bu yıl Hindistan ön planda. Parçalanan Dünyada Ortak Gelecek Oluşturmak sloganıyla başlayan zirvenin açılış konuşmasını yapan Hindistan Başbakanı Narendra Modi, "Dünya Ekonomik Forumu'nun 1997'deki teması 'Birbirine bağlı bir toplum yaratmak' idi. Bugün dünya birbirine bağlı olmakla kalmıyor, artık yapay zekânın, büyük verinin ve robotların dünyasında yaşıyoruz" dedi.
Ülkeler arasındaki ortak sorunlarla mücadelede uluslararası iş birliğini canlandırmaya odaklanılacağı açıklanan zirvede uluslararası güvenlik, çevre ve küresel ekonomi gibi konular ele alındı.
Davos, çok sayıda ülkeden işadamı, siyasetçi, akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcisine ev sahipliği yapıyor. 70 ülkeden gelen katılımcılar arasında en dikkat çekici isim ise ABD Başkanı Donald Trump oldu.
Trump, ‘Önce Amerika’ sloganıyla seçimleri kazanmış ve Davos’a katılan milyarder ve işadamlarına seçim kampanyasında ağır eleştirilerde bulunmuştu.
Küreselleşme sloganıyla ön plana çıkan Davos’ta ‘Parçalanan Dünyada Ortak Gelecek Oluşturmak’ sloganına ters söylemlerle öne çıkan Trump başta olmak üzere, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve İngiltere Başbakanı Theresa May’in de katıldığı zirvede ekonomi yine siyasi söylemlerin arkasında yer buldu.
Başbakan Yardımcısı düzeyinde katılımın yapıldığı Türkiye’den, Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve TCMB Başkanı Murat Çetinkaya katıldı.
Başbakan Yardımcısı Şimşek, Davos’ta yatırımcılarla yaptığı görüşmelerde “Yatırımcıları çok ilgili buldum. Zaten yatırım yapıyorlar ama muhtemelen yatırımlarını daha güçlü bir şekilde artıracaklar” dedi.
“2019 sonrasında çok güçlü şekilde sektörel, yapısal dönüşümü tamamlayacağız” diyen Şimşek, “Türkiye’nin dış ticaret anlamındaki darboğazları geride kalacak. Enflasyon tek haneye inecek” dedi.
Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesine yönelik sorular üzerine, orta vadede iyimser olduğunu, kısa vadede ise AB’nin rasyonel davranmadığını dile getirdi.
Bloomberg’in haberine göre Şimşek, “AB ile ilişkiler dipten döndü diyebilir miyiz?” sorusuna, “Döndü” yanıtını verdi. Avrupa Birliği ile ilişkiler üzerine Şimşek, “AB ile ilişkiler dipten döndü diyebilir miyiz?” sorusuna, “Döndü” yanıtını verdi.
Dünyanın risk olarak gördüğü Kuzey Kore lideri Kim Jong ve ABD Başkanı Donald Trump tartışıladururken, Davos’ta Oxford Üniversitesinin de içinde olduğu Küresel Risk Algı Anketi yapıldı. Davos’taki katılımcıların öngörülerinin yer aldığı anket gelecek döneme dair dikkat çekici öngörüler içeriyor.
Ankete katılanların yüzde 59’u dünyada risklerin artacağını söylerken yüzde 7 seviyesinde risk azalışının yaşanacağı belirtildi.
Başta Pasifikte ve Baltıklarda yaşanan cepheleşmenin arttığına dair öngörüler kuvvetlenirken, güçlü oyuncuların cepheleşmesinin arttığını öngörenler yüzde 93 seviyesinde gerçekleşti.
Büyük oyuncuların savaş riskinin artacağını ifade edenler ise yüzde 80 seviyesinde.