Terör örgütü PKK'nın Körfez Savaşı sonrası Kuzey Irak'ta yapılanmaya başlamasıyla birlikte, Türkiye'nin terörle mücadele kapsamında attığı adımlar sınır ötesi bir niteliğe de ulaştı.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Irak'a yönelik sınır ötesinde gerçekleştirdiği başlıca hava ve kara operasyonları şöyle:
TSK'nın sınır ötesi operasyon ve harekat gerçekleştirebilmesi için öncelikle TBMM'den tezkere çıkması gerekiyor. Kara, hava ve deniz yoluyla operasyonlar düzenlenebiliyor. Askeri indirme ve çıkarmaları kapsıyor.
25 Haziran 1950'de başlayan savaşta Güney Kore'ye yardım için BM şemsiyesi altında, ABD'nin dışında 15 ülke asker gönderdi. Çin ise Kuzey Kore'nin yanında yer aldı. 3 yıl süren savaş ateşkesle sona erdi. Türkiye'den 5 bin 90 askerden oluşan bir tugay savaştı. 741 askerimiz şehit olurken, 2 binden fazla askerimiz ise gazi oldu.
Meclis, Kıbrıs'a asker gönderilmesi konusunda çeşitli tarihlerde 3 kez izin verdi. İlk tezkere, 16 Mart 1964 tarihinde çıktı. Takip eden 17 Kasım 1967 ve 20 Temmuz 1974 tarihlerinde de tezkere kararı alındı. 20 Temmuz 1974'te baştılan askeri harekat, 14 Ağustos'ta Türk Birlikleri'nin başkent Lefkoşa'ya girmesiyle son buldu.
Cenevre konferansına katılan dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş anlaşmanın mümkün olmadığı anlamına gelen ve harekatın başlaması gerektiğini niteleyen 'Ayşe Tatile Çıksın' parolasını Başbakan Bülent Ecevit'e bildirdi. 'Ayşe' Güneş'in kızının adıdır.
Türkiye'nin sınır ötesi operasyon tarihinde yoğun olarak karşımıza çıkan Irak'ın kuzey bölgesindeki terör örgütü PKK yapılanmalarına karşı askeri faaliyetler TBMM'nin tezkere düzenlemelerinde de büyük yer tutuyor. 1990'lı yıllardan itibaren Körfez Savaşı dönemine ilişkin 4 farklı tezkere hazırlandı. 'Çekiç Güç' olarak adlandırılan harekat da bu izin kapsamında düzenlendi.
Türkiye, 21 Mart 1995 tarihinde o dönem 'cumhuriyet tarihinin önemli bir harekatı' olarak tanımlanan sınır ötesi operasyona tanıklık etti. Kuzey Irak'taki terör örgütü PKK hedeflerine yönelik olarak başlatılan ve 35 bin askerimizin katıldığı Çelik Harekatı, 43 gün sürdü. Genelkurmay Başkanlığı, 2 Mayıs 1995'te yapmış olduğu açıklamada 2 trilyon 800 milyar liraya mal olan harekat sırasında 555 PKK'lının öldürüldü bildirdi.
TSK'nın en kapsamlı operasyonunun ilk gününde PKK'nın 23 kişilik mobil timi yakalandı. Bir gün sonra ise 3 bin PKK'lı Zaho, Dergar, Batufa, Kanimasi karayolları üzerinden çember altına alınmış durumdaydı. Kuzey Irak'taki Boti kampı havadan sortilerle vuruldu.
Dönemin Başbakanı Tansu Çiller, operasyona yönelik olarak ulusa sesleniş mesajını yayınladı. Türkiye'deki basın organlarının yanı sıra 60'ı aşkın yabancı yayın organı da Çiller'in tarihi mesajlarını aktardı. Çiller konuşmasında 'meşru müdafaa' vurgusu yaptı. Çiller operasyonun nedenini de açıkladı: "Türkiye Cumhuriyeti, Irak'ın toprak bütünlüğüne herkesten fazla önem vermektedir.
PKK bu boşluktan yararlanarak, bu bölgede yuvalandı. Silah ve mühimmat depoladı. Buradaki merkezlerde eğitilen teröristler, ülkemize sızmaya başladı. Buna göz yumamazdık."
Harekatın üçüncü gününde Haftanin Kampı kuşatıldı ve PKK'lı 89 terörist daha öldürüldü. Operasyonlar kapsamında başarılı hamleler yapıldı ve PKK'ya ait birçok hedef imha edildi. Mühimmatların yanı sıra terör örgütünün uyuşturucu trafiğine de darbe indirildi. 19 Nisan'da PKK'nın kullandığı mağaralardan 4.5 ton uyuşturucu çıkarıldı.
Çiller, dönemin liderleriyle yoğun bir diplomasi yürüttü. Clinton'la harekata dair kapsamlı detayları görüştü ve 'sivillerin korunması' noktasında ortaya atılan iddialara karşı güvence verdi.
İngiltere basını, "Türkiye büyük gücünü Irak'a gönderdi" ifadeleriyle harekatı duyurdu. ABD basını ise Çiller'in Clinton'la yapmış olduğu görüşmeye yer verdi.
25 Nisan'da 35 bin personelinden 20 bini geri çekildi. Operasyondan dönen askerler, Çiller tarafından törenle karşılandı.
2 Mayıs'ta Genelkurmay Başkanlığı, Çelik Harekatı'nın 43 gününü detaylarıyla değerlendirdi. 2 trilyon 800 milyar liraya mal olan harekat sırasında PKK'lı 555 teröristin öldürüldüğünü açıkladı.
28 Mayıs'ta devam eden sınırötesi operasyonda öldürülen PKK'lı sayısı 1817'ye ulaştı. 13 Haziran'da ise Çekiç Harekatı'na katılan bazı zırhlı birliklerin çekilmeye başladığı bilgisi verildi.
İki buçuk ay süren ve tarihe not düşülen taktik manevralarla hareket edilen operasyon başarıyla sonuçlandı.
20 Eylül'de Olağanüstü Hal Bölge Valisi Aydın Arslan operasyona ilişkin son bilgileri detaylarıyla açıkladı. Arslan, 95 ay içinde yapılan operasyonlar kapsamında PKK'lı 4546 teröristin öldürüldüğünü duyurdu.
25 Eylül'de TSK, Kuzey Irak’taki hedeflere yönelik yeni bir harekat başlattı. 'Şafak 97 Harekatı' adındaki operasyonla PKK'nın Zap ve Basyan'daki hedefleri vuruldu. 17 günde 797'si ölü olmak üzere 837 terörist ele geçirildi. Teröristlerin yüzde 10'unun kadın olduğu belirlendi. 11 askerimiz şehit oldu. F-16 ve F-4 savaş uçakları ile Cobra ve Süper Cobra helikopterleri Mehmetçiğe havadan destek verdi. PKK kamplarını sık sık bombalandı.
Operasyon, PKK'nın Nirve-Rekan ve Basyan'da kış hazırlığı yaptığı istihbaratının alınması üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 20 Eylül'de Silopi yakınlarındaki Aydoğdu bölgesinden sızmasıyla başladı.
Jandarma Asayiş Komatanı Korgeneral Çetin Doğan, 'Şafak 97' harekatını 'son yılların en başarılı harekatlarından biri' olarak tanımladı. Korgenaral Doğan, hazırlıkları 'büyük bir gizlilik' içinde sürdürülen 'Şafak 97' harekatında, terör örgütünün 'tam bir baskına' uğratıldığını belirtti.
Birinci aşaması tamamlanan Şafak-97 Harekatı'nda planlanan bütün bölgeler Mehmetçiğin kontrolüne geçti. Çekiç Harekatı'ndan sonra ikinci kez Zap bölgesinde PKK hedefleri imha edildi.
Zap bölgesinde Mehmetçik ikinci kez Türk Bayrağı'nı dalgalandırıldı. Askerlerimiz, Zap'ta sembol haline gelen 2 bin 8 rakımlı tepeye not düştü.
En şiddetli çatışmaların olduğu Link Dağı'na bitişik 1667 rakımlı Hetüt kayalıklarında ise, "Kandırılmış vatan evlatları, çeşitli vaatlerle hiç de layık olmadığınız bir yaşama mahkum edildiniz. Sizleri kandıranlar risksiz ve rahat" yazısı dikkati çekiyor. Kuzey Irak'ta terör örgütüne son yılların en büyük darbelerinden birini indiren Mehmetçiğin morali ise çok yüksek.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı 2'nci Ordu Komutanlığı'nın sevk ve idaresinde, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı tarafından gerçekleştirilen harekat, Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Türk Hava Kuvvetleri'ne bağlı unsurlarca desteklendi.
Hakkari'de Çukurca'nın Üzümlü ve Şemdinli'nin Derecik kesimlerinden Kuzey Irak'a geçen dağ komando birliği ve özel harekat timlerine, termal kameralı M60 Patton tankları ve diğer kara unsurları ile Diyarbakır'daki 2. Taktik Hava Üs Komutanlığı'ndan havalanan yaklaşık 20 tane F-16 savaş uçağı destek verdi.
29 Şubat sabahı TSK, yaptığı basın açıklamasında operasyon hedeflerine ulaşıldığını açıkladı. Birliklerin Türkiye'ye döndüğü ve operasyonunun tamamlandığı ilan edildi. TSK geri çekilme sürecinde kayıp vermedi.
Başbakan Bülent Ecevit, Öcalan'ın yakalandığını 11.00'de yaptığı açıklamayla halka duyurdu. Ecevit, 03.00'te Türkiye'ye getirilen Öcalan'ın döktüğü kanların hesabını bağımsız Türk adaleti önünde vereceğini ifade etti.
Ecevit, "Devlet söz vermişti, sözünü tuttu" diyerek şu açıklamayı yaptı:
"Bebek katili Öcalan'ın tuzağına düşerek dağlarda, mağaralarda, hem kendilerini ateşe atan, hem de analara, babalara ve tüm milletimize derin acılar çektiren gençlere çağrıda bulunmak istiyorum. Artık çıkmaz yolun sonuna geldiniz. Kendinizi devletin adaletine teslim edin. O zaman kuşkusuz milletimizin de sizin Meclis gündemindeki pişmanlık yasasından mutlaka yararlandırılmanızı sağlayacaktır.
Öcalan'ın Nairobi'de Yunanistan Büyükelçiliği'ne sığındığı istihbaratı üzerine MİT ve Genelkurmay, 10 Şubat günü tarihi bir operasyon için harekete geçti. İşadamı Cavit Çağlar'dan kiralanan Falcon-900B uağı, iki Türk ve bir yabancı pilotla 6 gün önce Nairobi'ye havalandı.
Öcalan, iki hafta boyunca Yunan Büyükelçisi'nin Nairobi'deki rezidansında saklandı. Operasyon hazırlıklarının ardından binadan çıkarılan ve saklanmak için bir adrese götürülmek istenen Öcalan yakalandı.
Öcalan'ın yakalanmasıyla birlikte Avrupa, PKK yandaşları tarafından savaş alanına çevrildi. Yunanistan'ın elçilik binalarını hedef alan terör yandaşları, Almanya ve Fransa'da polisle çatıştı.
Öcalan'ın yakalanmadan önce Yunanistan'dan yardım istediği ortaya çıktı. Öcalan, o dönem iktidarda bulunan POSOK'un da aralarında bulunduğu üç Yunan partisinden 6 milletvekiliyle görüştü. Görüşmenin Öcalan'ın Atina'ya ilettiği 'yardım' çağrısı üzerine gerçekleştiği öğrenildi. Görüşmenin nerede ve ne zaman yapıldığı ise halen gizliliğini koruyor. Türkiye, Yunanistan'ı sert bir dille protesto etti. Yunanistan'ın Ankara Büyükelçisi Atina'da olduğu için Büyükelçilik Müsteşarı, Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı: "Bir NATO üyesi olan Yunanistan'ın böyle bir davranış içinde olmasının müttefikliğe sığmayacağı" bildirildi.
Yunanistan'ın terör destekçisi tavrı, Türkiye'nin sert tepkilerine yol açtı. Demirel, "PKK'nın kanlı cinayetlerinin işbirlikçisi Yunanistan, terörizme desteğini sürdürürse Türkiye meşru müdafaa hakkını saklı tutar" dedi.
DEAŞ, Türkiye'nin sınır kentlerine roketli saldırılarını gün geçtikçe artırmaya başlamıştı. Hemen her gün Kilis, Hatay gibi güney sınırına saldırı gerçekleştirilince, Türkiye güvenlik tedbirler kapsamında bazı adımlar atma kararı aldı.
Saat 11.50'de Cerablus merkezinin 5 kilometre batısındaki 5 köy DEAŞ unsurlarından temizlendi.
16.00'da operasyon başlatıldıktan 12 saat sonra Cerablus'a girildi. TSK, desteğiyle El-Bab'a doğru yönelen ÖSO birlikleri 19 Eylül tarihinde Mare-Azez-Cerablus-Çobanbey ve çevresinde kontrolü tamamen sağlandı. DEAŞ'ı bölgeden temizlenmesinin ardından terör örgütü PKK/PYD'nin kuzeyden ilerleyişi de durduruldu.
Dabık'ın kontrol edilmesi ile birlikte yaklaşık 1000 kilometre karelik alan terör örgütleri DEAŞ ve PKK/PYD'den temizlenmiş oldu. Dabık'ta büyük bir savaşın yaşanacağını ve savaştan sonra kıyametin kopmaya başlayacağı inancına sahip olan DEAŞ'ın kontrolünde bulunan bölgenin temizlenmesi, örgüt söylemlerinin geçersizliği bakımından kritikti.
Türk Özel Kuvvetleri ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) tarafından Aralık ayı başında kuşatılan El Bab'a iki ay sonra girildi. Gece saatlerinde kentin kalbinde sokak çatışmaları yaşandı. Güneye doğru genişleyen harekatta düğüm El Bab'da çözüleceği ifade ediliyordu.
Harekat sırasıdna 71 askerimiz şehit oldu. Harekâtın en zor bölümünü El Bab ve çevresinde yaşanan çatışmalar oluşturdu.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Özgür Suriye Ordusu ile birlikte 24 Ağustos 2016'da başlattığı Fırat Kalkanı Harekatı 30 Mart'ta sona erdi. Açıklama, Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından yapıldı. Başbakan Binali Yıldırım, "Fırat Kalkanı Harekatı bitmiştir, bundan sonra ihtiyaç olması halinde artık yapılabilecek bir hareket artık başka bir isimle anılacak" dedi.
Türkiye, sınır bölgesinde yeni tehdit unsurlarına karşı tedbirleri elden bırakmış değil. Fırat Kalkanı Harekatı'nın bitmesiyle birlikte başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Başbakan Binali Yıldırım ve hükümet yetkilileri net mesajlar verdi. Bu kapsamda herhangi bir tehdit unsuruna karşı Türkiye'nin müdafaa hakkını kullanacağı ve misliyle karşılık vereceği sık sık dile getirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Irak ve Suriye'de düzenlediği hava harekatlarına tepki gösteren ülkelere cevaben, operasyonların devam edeceği mesajını verdi.
Telafer ve Sincar'a düzenlenen operasyonlarda '201-220 terörist'in öldürüldüğünü belirten Erdoğan, "İşte Telafer, işte Sincar, ne oldu, baktık ki olmuyor Sincar'a bir operasyon. Niye? Bu milletle oyun oynanmaz. Herkes bunu görecek. Dolayısıyla vakti saati geldiğinde ne yapacağımızı biz gayet iyi biliriz" dedi.
Sürece dair son dikkati çeken açıklama da Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş'tan geldi. Kurtulmuş, "Türkiye’nin PYD/ YPG konusundaki hassasiyetlerinin dikkate alınması gerektiğini bir kez daha çok net şekilde ifade ediyorum. Kaldı ki bu örgütün Afrin bölgesinden Türkiye’ye doğru açtığı her türlü taciz ateşi misliyle, angajman kuralları çerçevesinde karşılı bulacaktır" açıklamasını yaptı.
Türkiye, İdlib'de barış ve istikrarın sağlanması için ÖSO'yla birlikte harekat başlattı.
TSK'dan yapılan ilk açıklamada, "TSK görevini angajman kuralları içinde sürdürüyor. 8 Ekim itibariyle keşif faaliyetleri başladı" denildi.
Açıklamada, Suriye'de ateşkes rejiminin takibi amacıyla, garantör ülkelerin silahlı kuvvetlerine mensup birliklerden oluşan Gerginliği Azaltma Kontrol Gücü’nde yer alan Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının, İdlib bölgesinde icra edeceği harekat kapsamında, gözlem noktaları tesis etmek üzere 8 Ekim itibarıyla keşif faaliyetlerine başladığı bildirildi.
İlk etapta çatışmasızlık bölgesindeki ateşkesin kalıcı hale getirilmesi ve çatışmaların sona erdirilmesi bekleniyor. Bunun için ÖSO güçleri bölgeye geçerek kontrolü sağlayacak. TSK’ya bağlı birlikler ise ÖSO’ya destek sağlayarak olası çatışmaları önleyecek.
20 Ocak 2018'de Afrin'in temizlenmesi için başlatılan operasyona, Türk Silahlı Kuvvetleri ile birlikte ÖSO da katıldı.
TSK, operasyonu şu açıklamayla duyurdu:
Terör unsurlarından temizlenen Afrin'de 4 binden fazla terörist etkisiz hale getirildi. Hayatın normale döndüğü bölgede, ekonomi de canlandı.