Kurtuluş Savaşı ile 1920 Sevr haritasını yok eden Türkiye, 100 yıl aradan sonra Mavi Vatan’ın paylaşım planlarını gösteren Seville haritasını çöpe gönderdi. Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de tırmandırdığı gerilim diplomasiyle kısmen dindirildi. Yunan siyaseti ve medyası, tansiyonun düşmesini Yunanistan açısından ‘tezlerinin kabul edildiği bir zafer havasına’ dönüştürse de Türkiye’nin öncelediği diplomasi, şimdiden önemli kazanımları beraberinde getirdi. Bunların başında da Yunanistan’ın Ege ve Doğu Akdeniz’deki maksimalist iddialarının belgesi olan, Mavi Vatan’ı adeta işgal eden ve bu yönüyle Sevr Antlaşması’na benzetilen Seville haritasının ‘yok hükmünde’ olduğunun tescili geliyor.
Türkiye’nin Mavi Vatan stratejisi ekseninde haklılıklarını çok daha yüksek sesle anlattığı süreçte, Avrupa Birliği (AB), Seville haritasını reddetti. 21 Temmuz ve 10 Ağustos 2020 Navtex krizleri sırasında AB Komisyonu, ‘Seville Üniversitesi haritası olarak bilinen harita ile bir ilişkileri olmadığı’ yönünde çok sayıda açıklama yaptı. ABD de peş peşe yapılan açıklamalarla Seville haritasının yasal bir önemi olmadığını vurguladı. Mısır ile yaptığı deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşmasıyla ‘adalara ana karalar nispetinde deniz yetki alanı verilmesi gerektiği’ tezinden vazgeçmek zorunda kalan, Meis Adası’nın münhasır ekonomik bölgesinde (MEB) olduğu iddiasını Mısır’a benimsetemeyen Yunanistan, Seville hevesinden de vazgeçmek zorunda kaldı.
AB, bu yayınlara dayanarak Türkiye’nin kendi münhasır ekonomik bölgesinde yürüttüğü araştırma ve sondaj faaliyetlerine yönelik eleştiriler ve yaptırım açıklamalarını dile getiriyordu. Yürütülen aktif diplomasi ile AB’nin bu çıkışlarının haksızlığının anlatılması yanında, birliğin Seville haritası yoluyla bölgede egemen bir devletmişçesine kıta sahanlığı veya MEB ilan edemeyeceği de net olarak muhataplara kabul ettirilmiş oldu.