Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul başkonsolosluğunda öldürüldüğünü kabul etmek zorunda kalan Kral Selman bin Abdulaziz Al Suud, üst düzey 5 kişiyi de görevden aldı. Görevden alınan isimlerin Veliaht Prens Muhammed bin Selman’a en yakın şahıslardan oluşması gözlerden kaçmadı. Kendisine yakın isimler görevden alınırken, Veliaht Prens bin Selman’a dokunulmamasının ise ‘onun masum olduğu’ algısını oluşturmayı amaçladığı belirtiliyor.
Görevden alınanlardan ikisi Arap ülkeleri kamuoyunda en fazla öne çıkan isimler arasında yer alıyor. Bu isimlerden ilki Veliaht Prens’in en yakınındaki danışmanlarından birisi olan Kraliyet Divanı Müsteşarı Suud bin Abdullah el-Kahtani, diğeri de Yemen’de Husilere karşı yürütülen operasyonların sözcülüğünü yapan Genel İstihbarat Başkan Yardımcısı Tümgeneral Ahmed Asiri.
Görevden alınan ve kamuoyunda fazla tanınmayan diğer üç ismin de istihbaratçı olması dikkati çekiyor. Diğer üç ismin, Suudi Arabistan Genel İstihbarat Başkan Yardımcısı Pilot Muhammed bin Salih er-Rumeyh, Genel İstihbarat Başkanlığını Koruma İdaresi Müdürü Refad bin Hamid el-Mihmadi ve İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel İstihbarat Başkan Yardımcısı Abdullah bin Halif eş-Şayi olduğu kaydedildi. Kaşıkçı cinayetinde gözlerin çevrildiği Prens Selman ise azledilmek bir yana, ülkedeki istihbarat yapılanmasının yeniden kurulması için oluşturulan komitenin başkanlığına getirildi.
Tüm bu gelişmeler, cinayet sonrası Riyad’a Trump tarafından gönderilen ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun, ‘kabul edilebilir bir senaryo’ yazılması ve Prens Selman’ın bu olaydan kurtarılması için devreye girdiğini gözler önüne seriyor. Kaşıkçı’nın konsolosluk içinde yaşanan arbede neticesinde öldüğünü söyleyen Riyad’ın bu tavrı, “Kaşıkçı’yı öldürdük ancak masumuz” mesajı olarak yorumlanıyor. Gözaltına alındığı açıklanan 18 isim henüz kamuoyuyla paylaşılmadı. Türkiye’ye geldiği belirlenen 15 kişinin gözaltına alınanlar arasında olup olmadığı da merak konusu. “Arbede” açıklamasını inandırıcı bulmayan Arap sokağında ise şimdi sorulan soru şu: “Ceset nerede?”
Prens Selman’ı cinayet dosyasından aklamak için ABD desteğiyle yazılan senaryoya yeni katkılar Suud kaynaklarından geldi. Reuters’a konuşan bir Suudi yetkili, İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmet Asiri’nin Cemal Kaşıkçı için 15 kişilik bir tim oluşturduğunu kabul ederken, sözkonusu timin ünlü gazeteciyi ‘ülkesine döndürmeye ikna etmek için’ İstanbul’a yollandığını iddia etti. Sadece ikna amacıyla giden ekipte neden elinde testereyle adli tıp uzmanının bulunduğuna açıklık getirmeyen kaynak, Kaşıkçı’nın İstanbul dışında güvenli bir eve götürülmek istendiğini, kabul etmemesi halinde Kaşıkçı’nın serbest bırakılacağını ileri sürdü. Kaşıkçı’yı konsoloslukta Prens Selman’a yakın isimlerden istihbaratçı Albay Mahir Mutreb’in karşıladığını savunan Suudi kaynak, ‘dönüş meselesini konuşmayı reddeden’ Kaşıkçı’nın “Uluslararası hukuku çiğniyorsunuz” diye bağırmaya başladığını, paniğe kapılan timin Kaşıkçı’nın ağzını kapattığını ve ünlü gazetecinin bu şekilde hayatını kaybettiğini iddia etti. Açıklamayı yapan yetkiliye göre timin niyeti onu öldürmek değildi.
Prens Selman’ın yanında suikast timini de aklama amaçlı senaryoyu okuyan kaynak, hızını alamayınca şunları da ekledi: “Kaşıkçı’nın cesedi, İstanbul’da ikamet eden birine cesetten kurtulması için teslim edildi. Kaşıkçı’dan geriye parmak izi kalmasın diye Muhamed Salah el-Tubaigy devreye girdi. Sonrasında ceset konsolosluk aracına bindirildi. Kaşıkçı’nın elbiselerini başka bir yetkili giyerek arka kapıdan çıktı ve Sultanahmed’e gitti. Kurulan tim ise daha sonra amirlerine yalan bir rapor yazdı ve hızlıca Türkiye’den ayrıldı.”