Hamas’ın siyasi kanadının liderlerinden Halid Meşal, bir grup sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelerek 7 Ekim’den bu yana Filistin’de yaşananlarla ilgili önemli bilgiler verdi.
İsrail’in katliamlarını ve 7 Ekim’de Kassam Tugayları’nın gerçekleştirdiği “Aksa Tufanı” baskınını değerlendiren Meşal, “7 Ekim baskını İsrail’in topraklarımızdan çekilmesi için yapıldı. Eğer bu hareketi yapmasaydık belki de Aksa’nın yıkılışını izleyecektik. Allah bunu sadece Filistinlilere sormayacak. Aksa, Hz. Peygamber’in ve Hz. Ömer’in emanetidir. Allah Selahaddin Eyyubi’ye ve Sultan Abdülhamid’e rahmet eylesin, burası onların da emanetidir” dedi.
ABD’nin Hamas’ın olmadığı bir Filistin istediğini ve Hamas’ı bitirmesi için İsrail’e silah ve mühimmat desteği verdiğini belirten Meşal, şöyle devam etti: “ABD elinde kum saati tutmuş gibi. ‘Gir, bir an önce Haması bitir’ diye Netanyahu’ya süre veriyor. Bu savaştaki en önemli hedefleri 7 Ekim’de yaşadıkları hezimetten kurtulmak. İsrail toplumunun beklediği olmadı, aksine her gün üst düzey subayları ölüyor. (İsrail) Ne Hamas’ı bitirebildi, ne rehinelerini kurtarabildi ne de Gazzeliler Mısır’a gitti. Mücahitleri beyaz bayrak kaldırtıp teslim alamadı. İsrail ordusu girdiği suda boğuluyor. Hızlı zaferlere alışmış ancak Kassam ile girdiği bu savaşı kazanamayacak. Kum saatindeki süre bitiyor. İsrail toplumunda da gittikçe kötüleşen durum var. Gazze’de ise aksi bir durum var. Karşılaştıkları engellere rağmen Kassam savaşçıları ilk günkü gibi savaşa devam ediyor.”
İsrail’in, Kassam’ın planlı olarak saldırdığını yeni yeni fark ettiğini anlatan Meşal, sürecin hem İsrail hem de ABD için iyi gitmediğini vurguladı. Meşal, “ABD’nin verdiği silahlarla çocuk, kadın, yaşlı ve hasta siviller öldürülüyor. Ancak şunu gördüler, sivil ölümleri dünyada çok fazla dile getiriliyor ve durum ABD’yi tedirgin ediyor. ABD’de bir seçim var ve oyların düşeceğinden korkuyorlar. Bu seçimler öncesinde olumsuz bir tablo oluştu. ABD Başkanı Joe Biden şu anda geri atmaya çalışıyor. Çünkü kum saati işledikçe zamanı tükeniyor. Tüm bu yaşananlar onları karar almaya itiyor” şeklinde konuştu.
İki devletli çözüme inanmadıklarını belirten Meşal, “1967 sınırlarını kabul ediyoruz çünkü bunu bir aşama olarak görüyoruz. Tabii bununla birlikte İsrail’i mevcutta tanımıyoruz. İsrail işgali karşısında duran tüm grupları, Gazze, Batı Şeria ve Kudüs’ü içine alan bir Filistin bayrağı altında toplamak istiyoruz” değerlendirmesini yaptı.
İsrail’in kayıplarını açıklarken verdiği sayıları kesin bir dille yalanlayan Halid Meşal, “İsrail 123 ölülerinin olduğunu söylüyor. Bu kesinlikle yalan. Hastanelerde 5 bin yaralı olduğuna yönelik raporlar geliyor. Ölü sayıları yaralılara baktıkça daha da fazla olduğunu belgeliyor. Ancak gerçek sayıları vermek zor. Bizim mücahitlerimiz arasında da şehitlerimiz var. Ancak bu bize etki etmiyor. Onların ölüleri olumsuz etki ederken bizim şehitlerimiz bizi motive ediyor” dedi.
Meşal esir takasları sırasında Kassam Tugayları’nın esirlere gösterdiği muamelenin dünyada sesi getirmesiyle ilgili, “Biz esir takasında bir Müslüman’ın nasıl davranması gerektiğini tüm dünyaya gösterdik. Sokaklardaki eylemleri Gazzeliler izliyor. Yalnız olmadıklarını görüyorlar. Özellikle sokaklar ABD ve Batı’yı korkutuyor. Gazze’ye filo imkanı varsa bu da yapılmalı” şeklinde konuştu.