Rusya’nın Ukrayna’yı hedef alan askeri harekatı Avrupa’nın tüm hesaplarını altüst etti. Rusya’dan gaz akışının kesilmesinin ardından yüksek enerji maliyetleriyle karşı karşıya kalan Avrupa ülkeleri, kış aylarında hem siyasi, hem ekonomik hem de sosyal kriz tehdidiyle baş başa. Avrupalı ülke liderleri ve Avrupa Birliği bürokratları da kıtanın yeni bir gerçeklikle karşı karşıya olduğunu itiraf etmeye başladı. Pazartesi günü Avrupa Birliği Yıllık Büyükelçiler Konferansı’nda konuşan AB Komisyonu Dış İlişkiler Yüksel Temsilcisi Josep Borrell, Avrupa’nın on yıllardır, ucuz enerji için Rusya’ya, ucuz mal için Çin’e ve güvenlik için ABD üçlü saç ayağına dayalı “refah adası” görünümünün artık sona erdiğini kaydetti. AB yetkilisi, dünyanın, belirsizliklerin yoğun olduğu bir dönemden geçtiğini belirterek, Avrupa ülkelerinin enerji, güvenlik ve mal tedariği konusunda yeni çözümler üretmek zorunda olduğunu belirtti. Kıtanın zenginliğinin ucuz, sürdürülebilir ve güvenli Rus gazına bağlı olduğunu itiraf eden Borrell, artık böyle bir imkana sahip olmadıklarını kaydetti.
Borrell, ucuz Rus doğal gazı ile birlikte, Çin pazarına erişim imkanının da eskisi gibi kolay olmadığına değindi. Büyük Çin pazarına, ihracat ve ithalat, teknoloji transferi, yatırımlar ve ucuz mal tedariği için erişmenin artık çok daha zor olduğuna değinen Borrell, yeni duruma uyum sağlamanın çok zor olacağına işaret etti.
AB yetkilisi, Rusya ve Çin’in ekonomik gelişmeyi destek sağlamak için kullanılamayacağını belirterek, ekonominin güçlü bir yeniden yapılanmaya ihtiyaç duyduğunu söyledi. Borrell güvenlik konusunda da artık ABD’ye güvenemeyeceklerini kaydetti. Eski ABD Başkanı Donald Trump dönemine göndermede bulunan Borrell, ABD’de göreve gelecek yönetimlerin Avrupa’ya önceki dönemlerde olduğu gibi güvenlik garantisi vermeyebileceğini belirterek, “Artık sorumluluğu üstlenmeliyiz” çıkışını yaptı ve Avrupa’nın güvenlik konusunu ciddiye almasının zamanı geldiğini belirtti. AB yetkilisi, dünyanın gıda ve enerji krizini birlikte yaşadığı büyük bir fırtınadan geçtiğini belirterek, Avrupa’nın bir resesyon tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna konuşmasında değindi.