ABD'de siyahi Amerikalı George Floyd'un polis şiddeti sonucu hayatını kaybetmesinin ardından başlayan ve ülke geneline sıçrayan protestolar, polis teşkilatının finansal kaynaklarının kesilmesi, küçültülmesi ve hatta tasfiye edilmesi tartışmalarını gündeme getirdi.
Floyd'un öldürülmesi, barışçıl protestoculara sert müdahaleler ve son olarak New York'un Buffalo kentinde iki polisin 75 yaşındaki bir aktivisti iterek düşürmesi ve yaralanmasına sebep olması, polislere güvenin azalması ve polis departmanlarının varlığının sorgulanmasına neden oldu.
Protestocuların polis şiddetine karşı reform talepleri, polis teşkilatının finansal kaynaklarının kesilmesi, küçültülmesi ve hatta tasfiye edilmesi tartışmalarını gündeme getirdi.
ABD'de evsizlik, bağımlılık ve akıl hastalığı gibi sorunlarda da ilk olarak polisler harekete geçiyor ve bu tür sosyal sorunlar için polislere ayrılan bütçenin sosyal hizmetlere aktarılabileceği tartışılıyor.
Polis reformları konusunda ilk adım, Floyd'un hayatını kaybettiği Minnesota eyaletindeki Minneapolis kentinden geldi.
Minneapolis yönetimi, "polisin gözaltı esnasında zanlının boynuna baskı uygulama yetkisinin yasaklanması" kararı aldı.
Minneapolis Kent Konseyinin bazı üyeleri, "polis departmanının tasfiye edilerek yerine kamu güvenliğini sağlamaya yönelik" yeni bir model getirilmesini teklif ediyor.
Minnesota eyaletinden Demokrat Temsilciler Meclisi Üyesi İlhan Omar da polis departmanının tasfiye edilmesi önerisine destek veriyor.
Minneapolis Belediye Başkanı Jacob Frey ise polis teşkilatının tamamen ortadan kaldırılmasına sıcak bakmıyor ve reformdan yana olduğunu söylüyor.
Minneapolis'te binlerce gösterici, dünkü eylemleri sırasında, "polis departmanın finansal kaynaklarının kesilmesi" çağrısı yaptı.
Los Angeles Belediye Başkanı Eric Garcetti, polis departmanına ayrılan bütçeden 150 milyon dolar keseceğini duyururken, Seattle Emniyet Müdürlüğü ise 30 gün boyunca polisin biber gazı kullanımını askıya alacağını açıkladı.
Bir taraftan da polise ayrılan bütçenin kesilmesi ve polislerin sayılarının azaltılması önerileri, suç oranlarının artıp artmayacağı sorularını da gündeme getirdi.
Protestoculara ''haydut'' benzetmesiyle ve daha sert önlemler alınması yönündeki açıklamalarıyla okları üzerine çeken ABD Başkanı Donald Trump ise kolluk güçlerine daha fazla bütçe verilmesini savunuyor.
Trump, Floyd'un ölümü ve protestolara yönelik eleştirilen tutumu konusunda geri adım atmayıp, daha fazla polis ve ulusal muhafız kullanılması konusundaki ısrarını sürdürdüğü sürece, protestolarının da davam etmesi bekleniyor.