Geçtiğimiz hafta ABD’li senatör Robert Menendez’in açıklamasının ardından gündemde gelen Türkiye’deki Amerikan üslerinin Yunanistan'a taşınabileceği konusu tartışmaları da beraberinde getirdi.
Açıklamanın ardından Yunanistan'dan bir adım geldi. Yunan Savunma Bakanı Kammenos, Washington’a Yunanistan'da üç askeri üs kurmasını önerdi.
Yunanistan medyası, Girit’teki Suda üssünün ABD için Türkiye’deki İncirlik üssüne alternatif olabileceğini iddia etti. Amerika'yla ilişkilerin bozulmasını fırsat bilen Yunanistan, üç şehrinde üs kurulmasına ilişkin öneri verdi.
ABD’nin müttefik gibi davranmadığını hatırlatan Gürdeniz, "Bunun açık sonuçlarını hem ekonomi, hem savunma, hem güvenlik alanında çok açık görüyoruz. Güneydoğumuzdaki PKK ve PYD’ye açık silah yığınağı; Doğu Akdeniz’de Türk Mavi Vatanına açık tehdit ve bloklaşma; Karadeniz’de Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni zedeleyecek tarzda NATO ve bilhassa Romanya üzerinden kışkırtıcı hamlelerde bulunulması; ABD Kongresinde hemen hemen her hafta Türkiye aleyhinde bir görüşmenin ya da bir karar veya kanun tasarısı teklifinin gündeme getirilmesi; ABD Deniz Kuvvetleri Enstitüsü’ndeki bir eğitici kitapta dahi Türkiye aleyhinde Türk Amerikan Ege Savaş senaryosu yazılması; S 400 füzeleri ve F 35 uçakları üzerinden Türkiye’ye karşı yürütülen tehdit diplomasisi; Güney Kıbrıs ve Yunanistan’da üs arayışları gibi gelişmeleri üst üste koyduğumuzda ABD’nin Türkiye politikasını dostluk ve müttefiklik kalıbına koyabilmemiz mümkün değildir” dedi.
ABD’nin Güney Kıbrıs ve Yunanistan’da üs aradığını söyleyen Emekli Tümamiral, Türkiye’nin soğuk savaş dönemindeki gibi ABD’ye boyun eğmeyeceğini belirtti. ABD, İncirlik üssü açık tutulsa dahi İran üzerinden kullanılmayacağının farkında.
Gürdeniz şöyle devam etti; "ABD son demarşları Türkiye’yi tehdit etmekle; Türkiye’yi sindirmekle eşdeğerdedir. Pratikte bu üssün Türkiye’ye müttefiklik ilişkisi içerisinde güvenlik ve savunma avantajı sağladığını söyleyemeyiz. Zira Türk -Rus ilişkileri tarihinin en iyi dönemindedir. Türkiye İran ilişkileri aynı şekilde her geçen gün gelişmektedir. Dolayısıyla bu üssün varlığı Türkiye için bir güvenlik çarpanı olmaktan ziyade aksine Türkiye’ye risk ve tehdit oluşturan bir şekle dönüşmüştür. Bu üssün taşınmasından sonra ABD Türkiye ilişkilerinin bugünden daha kötü olacağını söylemek mümkün değildir. ABD’nin Türkiye’ye karada açık bir savaş ilan etmesi hayal bile edilemez. Ancak denizde Yunanistan ile çıkarılacak suni bir kışkırtma sonrası onların yanında (koruyucu rolde) yer alarak donanmamızın bazı gemilerine sınırlı saldırı yapabileceği ve zarar verebileceği de göz ardı edilemez. Tarihte buna benzer vakalar yaşanmıştır."
Kıbrıs Barış Harekatı sonrası 30 Aralık 1974 tarihinde 1978 yılına kadar devam eden ABD silah ambargosuna maruz kalındığını anlatan Gürdeniz, "Bu gelişme ile birlikte Türk Hükümeti, 25 Temmuz 1975 günü ABD ile Türkiye arasındaki askeri işbirliği anlaşmasının tek taraflı olarak feshetti ve 21 Amerikan üssü ve tesisinin faaliyeti durduruldu. Bu tesisler Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tam denetim ve gözetimine devredildi. ABD Hükümeti, bu tarihsel olayın da bilincinde. Gerçekten ihtiyacı olduğunda Türkiye’nin böyle bir karar alması risk yönetimi açısından kabul edilebilir bir şey değil. Yunanistan da zaten üsleri var." şeklinde tarihte yaşanan benzer bir süreci hatırlattı.
Türkiye'deki ABD üsleri, İstanbul, Diyarbakır, İzmir, Adana, Malatya ve Ankara’da birden fazla yabancı askeri tesisin olduğu ve Türkiye’nin altı bölgesinde mevcut. Sadece Karadeniz Bölgesi’nde ABD ve NATO’ya bağlı askeri üslerin bulunmuyor.