
ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard, Rusya’da görev yapan gizli bir CIA ajanının kimliğini deşifre etti. Gabbard, bu adımı eski Başkan Donald Trump’ın talimatıyla attığını iddia etti.
Amerika Birleşik Devletleri Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard, Rusya’da görev yapan bir CIA ajanının kimliğini kamuoyuna açıkladı.
The Wall Street Journal’ın (WSJ) konuyla ilgili kaynaklara dayandırdığı habere göre, Gabbard’ın yayınladığı listede, hâlihazırda aktif olarak görevde olan gizli bir istihbarat yetkilisinin ismi yer aldı.
Kritik liste X'te paylaşıldı
Gabbard, 19 Ağustos 2025’te sosyal medya platformu X’te yayınladığı belgede, güvenlik izinlerini iptal ettiği 37 mevcut ve eski istihbarat görevlisinin ismini açıkladı. Listede yer alan birçok kişi, 2016 ABD başkanlık seçimlerine yönelik Rusya müdahalesi raporlarında çalışmış ya da Başkan Donald Trump’ın azledilmesini isteyen kamu mektubuna imza atmıştı.
CIA'dan onay alınmadı
WSJ’ye konuşan üst düzey kaynaklara göre, Gabbard bu adımı atmadan önce CIA ile herhangi bir istişarede bulunmadı. Üç farklı kaynak, Gabbard’ın ofisinin listeyi CIA’ya danışmadan yayımladığını doğruladı. Eski CIA Genelkurmay Başkanı Larry Pfeiffer, bu durumu şu sözlerle eleştirdi:
- "Akıllı bir Ulusal İstihbarat Direktörü, gizli bir subayı ifşa etmeden önce CIA ile istişare ederdi. Bu, CIA’nın gizlilik protokollerini ve uluslararası ilişkileri ciddi şekilde tehlikeye atabilir."
"Trump'ın emriyle hareket ettim"
Tulsi Gabbard, söz konusu listeyi Trump’ın talimatıyla paylaştığını belirterek, listedeki isimlerin "güveni ihlal ettiklerini, gizli bilgilerin sızdırılmasını siyasallaştırdıklarını ve manipüle ettiklerini" savundu.
Gabbard daha önce de belge yayımlamıştı
Gabbard, Temmuz ayında da tartışmalara neden olan bir belge paylaşmıştı. 2016 seçimlerinde Rusya’nın etkisini ayrıntılı biçimde anlatan ve gizli istihbarat yöntemlerini içeren dosyanın kamuoyuna açıklanması büyük yankı uyandırmıştı.
Ukrayna iddiaları da eleştirildi
Gabbard daha önce Ukrayna'nın demokratik özgürlükleri kısıtladığını ileri sürmüş, bu iddiasında kiliselerin kapatılması ve seçimlerin iptali gibi başlıkları gerekçe göstermişti. Ancak bu iddialar kamuoyunda ve uzmanlar arasında büyük tepkiyle karşılanmıştı.